Ucuz etin yahnisi demokrasi!..
Gidişatın ne olduğu/olacağı konusunda her kafadan bir ses çıkıyor bugünlerde.
Doğru-yanlış... Birbirini tekzip eden söylemler.
İktidar ve muhalefet sözcülerinin söylemleri karşısında sağlıklı bir yol bulup doğruyu bulmak o kadar zor ki..
Kafa gerekir yanlışı da, doğruyu da bulabilmek için...
Siyasetçiler habire konuşuyor, birbirini karalıyor.
Çünkü demokrasi var. Söz hürriyeti var.
Yorum dinleyene kalmış...
Onun için her konuda herkes konuşuyor, bildiği kadarıyla da değil, bilmediği halde...
Demokrasi var olduğu için tabii ki...
Ama bize has demokrasi olduğu için...
Dışarıdan nasıl görüntü verdiğimizi hiç merak eden yok... Olsa böyle mi olur?
Karadenizlileri bilirsiniz. "Doğruya doğru" demekten gurur duyarlar.
Dürüst, çalışkan, ülkesine, ulusuna bağlı insan olarak gösterilirler.
Karadeniz'de köy kahvesinde toplanan köylüler öteden beriden konuşup söz siyasete gelince sohbet anlaşmazlığa dönüşmüş.
Bir grup mevcut, hükümetin icraatlarını yere göğe sığdıramazken; diğer grup iktidarı yerden yere vuruyor, beğenmezliğini söylüyordu.
Ağız kavgasının bitmeyeceğini gören Temel, sesini yükseltip tartışanlara doğru seslenmiş;
-Ula ne oldi size? Ula ha bu köyde ne gavur var, ne da Müslüman? Neyi pay edemeysiğuz?
Karadenizli Temel'in sitem dolu çıkışına hak vermemek ne mümkün?
Ülke yönetimine talip olanların sergiledikleri siyaset anlayışına dikkatle bakar mısınız?
Çok şükür, yaşamım boyunca çok seçim dönemleri yaşadım, gördüm.
Ama hiç bugünküler gibi çirkinini, insanı aşağılayanını/karalayanını görmedim.
Bu böyle devam edemez ve etmemeli...
Her siyasetçinin geçmişteki ve günümüzdeki dürüstlüğü, çalışkanlığı, yurtseverliği; bizim, hepimiz için çok önemli olduğunu bilmemiz gerekir.
Ayrıca onuru, gururu, güveni de...
İnsanlar birbirlerini aşağılayarak yücelmez, aksine böyle yapanlara olan güven sarsılır.
Yok, karalama yaparak seçim kazanılıyorsa o zaman sorunun başka nedenleri de vardır demek ki... O zaman, demokrasinin vazgeçilmezi olan seçim ve seçmen konusundaki ilkelerin/kuralların doğru ve yanlışlarına bakmak gerekir.
Ülkemizde -maalesef- demokrasimizin aksayan konulardaki hastalığı; seçim sisteminin gerçeklerle örtüşmediğinden kaynaklandığını bilmeyen bir siyasetçiler mi acaba?
Siyasetçiye sorarsanız böyle bir sıkıntı yok görünürde.
Nasıl olsa kazanılıyor!..
Bakınız, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak "yerel seçimler"i bile genel bir havaya taşıyıp neler yapılmak istendiğini görüyor musunuz?
Kalkıyor, bir de demokrasiden söz ediyoruz.
Yerel seçimler; demokrasiye doğru atılan ilk adım iken, siyasetçi bu alana da müdahale edip belediye başkanı adayını belirliyorsa o zaman "Ucuz etin yahnisi karın ağrıtır" sözünün doğruluğunu da inkar etmemiz gerekir.
Siyasetçinin samimiyetinden kuşku duyulmayan dönem başladığı gün ülkede demokrasinin geldiğine inanabiliriz.
Seçim Yasası, Siyasal Partiler Yasası ne zaman demokratikleştirilecek?