Bu yayığın ayranı...

YAYINLAMA: 17 Aralık 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 17 Aralık 2018 / 20.00

Hızlı tren kazasından neler öğrendik?
Özelikle tren yolunda sinyalizasyon olmazsa olmaz!.. Kaza bu gerçeği kafamıza dank etti. Acıyan kalplerimiz oldu.
Bu ihmalin/kabahatin/suçun -her neyse- bedelini 9 canla ödedik.
Oysa, güne başlarken koşuşan o insanları o güne ve geleceğe bağlayan ne düşler/umutlar vardı.
Hepsi uçup gitti.
Bu kazaya değin önceki tren kazalarında da; ihmalin/kusurun/suçun başrolde olduğunu gördük/yaşadık.
Ne oldu?
Hava-cıva!..
Ders çıkaracak kafa nerede?
Siyasetin işgal ettiği kafalarla bu kadar oluyor, demek ki...

Kulağa küpe olacak "Acele işe şeytan karışır" sözünü dikkate almadığımızdan nelerle karşılaştığımızı düşününüz.
Yaşanan olaylara bakınız, analiz ediniz.
Bu son olay da öyle... Hızlı işe şeytan bir değil; çokça karıştı. Şeytanın işi bu, tabii ki karışacak. Yüce Rabb, kullarına akıl denen hazineyi boş yere vermedi ki... Kulum düşünsün, eğriyi doğruyu birbirinden ayırsın diye...
Dedik ya, ah siyaset!.. Akıl mı bırakıyor insanda...

Siyaset deyince kimi insanların aklı fırlıyor kafasından...
"Bildiğim bildik, çaldığım düdük" havalarıyla çağı yakalama sevdası peşindeler akıllarınca.
Kimilerimiz ise böyle bir ortamı görüp; "Biz adam olmayız!" diyor da ne oluyor?
Çoğunluğun ne olup olmadığını bilmediği, ama sevdalandığı "demokrasi aşkı"nı da ham kafalarımızın kafesine atıyoruz.
Bekle ki demokrasi gelecek!..
Demokrasi aydınlık/olgun kafa ister.
Demokrasi bilge toplum ister.
Partilerin seçimden korktuğu bir ülke olduk. Seçim yapılacak ya, partilerde kazanma histerisi başlıyor.
Yerel seçimde bile, partiler aralarında ülkeyi il il parselleyip buraları kazanma derdine düşüyor, heyecanını yaşıyor.
Hani, genel seçim olsa neyse... Ama yerel seçimde genel merkezlerin kağıt üzerinden diğer parti/lerle il taksimi yapmasına demokrasi mi diyelim şimdi? En kötüsü de, genel başkanlar il il seçim bölgesi taksim yapıyorlar ya, seçmen yurttaşların görüşüne hiç saygı duyulmuyor. Seçmen yurttaş; ATM benzeri oy makinesi gibi mi düşünülüyor?
Yeter ki, yurttaş oyunu anlaşmaya versin.
Seçim/yaprak sarmasının harcı böyle düşünülüp hazırlanıyor da; yine de genel merkezden "Tabandan uzaklaşılmamalı... Parti herkese açılmalı..." görüşünün yalancı demokrasi duruşuna ne demeli? Bunu demokrasi ile bağdaşırlığı ne acaba?

Karadeniz'de bir söz var; durumlar istenilen düzeyde verimli olmayınca "Bu yayuğun ayrani boyle olur." denir.
Yerel seçim sonuçlandığında; parti merkezleri "seçmenden uzak keyfilik ürünü" olan anlaşma, ittifak, birlik falan filanını dinlemezse siz o zaman seyreyleyin siyasal gümbürtüyü...
O zaman da "Bu yayuğun ayrani boyle olur" bakalım kim diyecek?

Bu yayığın ayranı...