Kış çilesi
Kışın çilesi herkese göre farklılık gösterebilir. Kimine göre güneşin yüzünü çok az gösterdiği bulutlu günde soğuk esen rüzgâr, kimine göre kardan kapanan yollardır. Kimine göre ise şiddetli yağan yağmurdur en büyük sıkıntı.
Peki, yağışların ardından, yollarda oluşan su birikintilerinden hızlı bir şekilde geçen arabaların su sıçratmasına ne demeli? Eminim yüzde 90’ımızın başına gelmiştir bu durum. Yağışlı havalarda, kaldırımda yürürken veya karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, tam o esnada hızlı ve kontrolsüz bir şekilde gelen aracın, tüm o su birikintisini, insanın üstüne başına sıçratması, oldukça talihsiz bir durum gerçekten. Hem de bazı sürücüler bu eylemi bilinçli bir şekilde yapıyor.
Karayolları Trafik Kanunu’nda da açıkça belirtiliyor: “Karayolunda araçların kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde saygısızca sürülmesi, araçlardan bir şey atılması veya dökülmesi, seyir hâlinde sürücülerin cep ve araç telefonu ile benzer haberleşme cihazlarını kullanması yasaktır. Bu madde hükümlerine uymayanlar para cezası ile cezalandırılırlar.”
Aktif olarak uygulanmadığından, belki çoğu sürücünün bu kuraldan haberi bile yoktur.
Araç sayısının, neredeyse kişi sayısını geçtiği günümüzde, sürücülerin daha kötü sonuçlara neden olmamak adına biraz daha saygılı ve kurallar dâhilinde hareket etmeleri gerekiyor sanırım. Trafikte kurallara, hem yaya hem de sürücüler uymadı mı, herkes kendine göre haklı durumda maalesef. Yaya kendine göre, şoför kendine göre haklı.
Bill Gates Microsoft'un bir seminerinde bilgisayar sektöründeki gelişmenin hızını anlatmak için şöyle bir benzetme yapmış.
"Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar sektörü kadar hızlı gelişmiş olsaydı bugün 500 dolara alacağımız arabalara 25 dolarlık benzin koyup dünya turu atmamız mümkün olacaktı."
Birkaç gün sonra Volkswagen firmasının bir basın açıklaması yayınlanmış. "Eğer otomotiv sektörü Bill Gates in işletim sistemi gibi gelişmiş olsaydı, her alacağımız arabada tek koltuk olacak, diğer koltuklar için ekstra lisans parası ödemek zorunda kalacaktık; arabamız sadece bizim ürettiğimiz benzinle çalışacak; gösterge tablosundaki tüm ikaz ve uyarı ışıkları yerine üzerinde, 'Arabanız geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacaktır.' yazan tek bir lamba olacaktı. Ayrıca her kazadan sonra arabanın hava yastıkları açılmadan önce bir düğmenin üzerinde 'Hava yastıkları açılacak, emin misiniz?' diyen bir ışık yanacaktı."