Kendi kendime...
Hep başkalarıyla konuşacak değilim ya, kimi zaman da kendimle konuşurum.
İyi de oluyor bu...
Çünkü, insan hep başkalarını değil, kimi zaman da kendini dinlemeli...
Böyle yapınca daha bir güven duygusu geliyor insana...
Üstelik de ruhsal açıdan rahatlıyor.
Stresi üzerinden atıyor.
İşte size kendinle konuşmalarımdan örnekler:
Sorulur mu?..
"Seçim siyasi bir faaliyet değildir."
-Aaaaa!... Hem de ne Aaaaaaaaa!... Bunu kim söyledi?
-TBMM Başkanı Binali Yıldırım.
-Peki, itiraz eden var mı?
Gürültüler... Protesto sesleri:
-İttifakla kabul edilmiştir...
Basın mı var?
"Basın deyip geçmeyelim. Basınsız da olmuyor, bazen basınla da olmuyor."
-Peki, bunu kim dedi?
-Binali Yıldırım...
-Doğru demiş!.. Basın mı kaldı?
Oyun...
TV haberi:
"AKP'nin 504 bin üyesi, seçmen listelerinde yok/muş."
-Haydaaa... Eskiden seçmen listelerine ölüler yazılırdı, oy kullansınlar diye...
Şimdi sağlar yazılmıyor.
-Ne biçim bir oyun bu?
Şaştım kaldım Vallahi...
Hızlı artıştan....
TV'den bir başka haber:
"Ulukışla ilçesinde nüfustan fazla seçmen çık/mış..."
-Neeee?
-Nüfustan fazla seçmen çıkmış....
-Unuttuğumuz bişey var: Nüfusumuz akşamdan sabaha artmıyor mu?
Milli-milsiz!..
Tank palet fabrikasının özelleştirilmesini protesto eden işçilerin elindeki pankart:
"Savunma milli olmalıdır!..."
-İtiraz eden?
-Yok!..
-Neden?
-Çünkü, herkes biliyor... "Milli" Eğitimi özelleştirdik de ne oldu?
Şaşırmak!..
"Bir dairede 31, diğerinde 40 seçmen tesbit edilmiş..."
"Gel de şaşmalık bir durum..."
-Sahtecilik ortaya çıkınca ev sahibi de şaşmış bu duruma...
-Niye?
-Çünkü, onun da haberi yokmuş bundan...
Şaşkın ördek olmayan kaldı mı acaba?
Doğru mu?
Ruh sağlığımız bozulmuş...
Doğrudur-yanlıştır, bilemem.
Çünkü doktor değilim...
Ama konu ciddiye alınıp herkes tarafından tartışıldığına göre...
Birşeyler var, demek ki...
Hangisi?
İster inanın, ister inanmayın:
-Büyüme düşecek/miş...
-İşsizlik artacak/mış...
Tabii ki muhalefet ağzı...
Öte yanda:
-İstihdam artacak/mış...
-Milli gelir yükselecek/miş...
Bu da iktidarın savunması...