Kelime Oyunu
Bir kanalda ödüllü Kim Milyoner Olmak İster programı, bir başka kanalda ise Kelime Oyunu adlı ödülsüz yarışma programlarını sıklıkla izlemekteyim. Bir toplumun genel kültür seviyesi hakkında çok çarpıcı örnekler vermekte. Öyle sorulara öyle cevaplar verilmekte ki, inanasım gelmemekte.
Hatta yarışmacı seyirciye soruyu sorduğunda, bu programı izlemeye gelen insanların kültür seviyeleri hakkında çok çarpıcı gerçekleri görmüş oluyorsunuz. Hatta bazı basit toplama işlemi bulunan matematik sorularını bilemiyen yarışmacı, telefon jokeri veya seyirci jokeri kullanmakta olduğunuda üzülerek izlemekteyim. Hatta bazen seyirci jokeri kullandığı zaman 10 saniyede gelen cevaplar içinde birden fazla alternatiflere doğru cevap diye işaretlenmesini izlerken, yarışmayı izleyen seyircilerinde ne kadar zayıf genel kültürleri olduğunu izlemek, beni yüreğimden yaralamakta.
Çok çarpıcı bir soru ve cevap : ‘Istanbul’un feth edildiği tarih, hangi zaman dilimi içindedir’ sorusuna yarışmacı seyirciye sorma jokerini kullandı. 1453 senesi mayıs ayı, 15 inci yüz yılın 3 inci çeyreği, doğru cevap olmasına rağmen cevap şıklarındaki zaman diliminde doğru cevap yoktu. Belki sorudaki yıl veya hangi yüzyıla ait bir tarih olduğunu hatırlayamadığı için olsa gerek, yarışmacı bu soruyu seyirciye sormayı tercih etti.
Seyirciler cevap şıklarının hiç birinin doğru olmadığını belirtmediler. 15 inci yüzyılın üçüncü yarısı ekranda ışıkla gözükünce yarışmacı elendi. Bu ekranda ilk defa böyle bir soru ve 4 yalnış cevapların bulunması sıradışı olarak nitelenebilir. Ancak izleyenlerin hiç biri kalkıp cevabın yalnış olduğunu söyleyemediler. Çünki yüz yıl zaman dilimi hesaplanmasını bilmemekteler. 1453 yılı , 1 ile 4 nın toplanması, 15 inci yüz yılı belirtir. Yılın Ocak-Mart ilk çeyrek, Nisan - Haziran 2 çeyrek , diye tanımlanır. Yüzyılda da 25 yıl olarak dikkate alınıp çeyrekler hesaplanır. 3 üncü yarı diye bir tabir yoktur. Yarım iki parçadır.
Bazen yarışmanın daha başında çok basit bir soruda, daha hiç bir joker hakkını kullanmadan elenen yarışmacıları izlemek, beni ziyadesi ile şaşırtmaktadır. Yarışmacıların bilemediği soruların basitliğinde, joker olarak sorulan seyircinin aczi, çeşitli şıkların işaretlemesini izlerken ülkemin geleceği hakkında endişe duymaktayım. Bu toplum, gelecek nesillere ülkenin geleceği hakkında seçimlerde oy sahibi olacaklar diye, üzüntü duymamak elde değil.
Hele ekranda Kelime Oyununu izlerken de basit kelimelerin yarışmacılar tarafından bilinmemesi, Türkçemizden ne kadar uzaklaştığımızı izlemekteyim. Bir toplumu yok etmek istiyorsanız, topa tüfeğe gerek yok. Eğitim sistemini çökertin, toplum zaten kendiliğinden yok olduğunu izlersiniz. Üretilen teknolojik sitemlerin hepsinde tarifler, yabancı lisan olduğundan, kendi Türkçemiz aciz kalmakta.
Hani Karaman oğlu Mehmet beyin bir fermanı vardı hatırlarmısınız? 13 Mayıs 1277 senesinde ilan edilen. Şöyle başlar ferman: Şimden Giru hiç kimesne kapuda ve divanda ve mecalis ve seyranda Türki dilinden gayri dil söylemeye ‘ diye başlar bu ferman . Bilgisayar teknolojisi yaygın olarak kullanıldığı bir dönemi yaşamaktayız.
İnsanlar sohbet etmektense bir ekrana kilitlendiğini seyrederken üzüntü duymaktayım. Dostlukların ve komşulukların yok olmaya yüz tuttuğu bir dönemi yaşamaktayız. Elin ele temas etmesi, gözün göze bakmasının değerli olduğu dönemi kaybetmek üzereyiz. Müsafir kelimesinin bile yok olmaya başladığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Ata rahmetliğin korktuğu Tekke, Dergah ve Zaviyelerin hortlaması acıdır. 3 Mart 1924 de çıkan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat kanunu ruhuna sahip çıkılması önemlidir.
Sırf iktidar olarak kalabilme adına bu kanunun yozlaşmasını üzüntüyle seyretmekteyiz. Ekranlarda Belediye Başkanı adaylarına destek söylemleri atan Cumhura, Karaman oğlu Mehmet beyin fermanı içindeki kelimeler, söylemek istediğim nefreti dile getirmede aciz kalır diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.