Akıllı çalışmak
Hep, çok çalışmanın daha fazla başarı getirdiği anlatıldı bizlere. Bu yüzden, ancak hiç durmadan ve gece yarılarına kadar çalışarak, hatta sabahlayarak daha iyi sonuçlar elde edilebilir bilinci oluştu bir zaman sonra.
Daha ilkokul sıralarındayken çok çalışanın elması kızarır veya kırmızı kurdele takılırdı. Sürekli çalışırdık bu yüzden. Ama asıl başarı, daha akıllı ve planlı bir çalışmayla elde edilebilir. Bu hem eğitim hem de iş hayatında geçerli bir durumdur. Bunun farkına, çok çalışmakla dünyanın en fazla çalışan insanından öteye geçemeyeceğimizi anladığımız zaman varıyoruz maalesef.
Yoğun bir çalışma, strese neden olmakla birlikte üretkenliği ve verimliliği de düşürüyor aynı zamanda. Bu yüzden bir işi başarmak için çok emek ve gereğinden fazla bir zaman harcamak gerekmiyor. Etkili bir sonuç elde edebilmenin yolu akıllı çalışmaktan geçiyor daha çok.
Bu durumu güzel bir hikaye ile özetlersek: İki arkadaş ormanda ağaç kesme işi almışlar. Birinci adam işe hızlı bir şekilde başlamış, sabah erkenden kalkıp dinlenmeden, hatta yemek yemeden çalışıyor akşam olunca da evine diğer arkadaşından sonra gidiyormuş. İkinci adam ise onun kadar çalışmıyor, yorulduğunda mola verip hava kararmaya başlayınca da evine gidiyormuş.
Bir hafta sonra birinci adam ne kadar çalıştığını göstermek için kestiği ağaçları saymayı tekli etmiş arkadaşına. Ama hiç beklemediği bir sonuçla karşılaşmış. Çünkü ikinci adam daha çok ağaç kesmiş. Birinci adam bu duruma çok öfkelenerek, “Bu nasıl adalet, bu nasıl iş ki senin kestiğin ağaçlar, benim kestiklerimden daha fazla” diye sormuş. İkinci adam gayet sakin bir tavırla yanıtlamış soruyu: “Bunda anlaşılmayacak bir şey yok, sen durmadan çalışırken ben arada bir dinlenip baltamı biledim. Balta keskin olunca, ağaçları daha az bir çabayla ve daha çabuk kesebiliyorsun.”