Sen kimsin
Ülkenin en ünlü doktorlarından birisiydi. Hastalar onun kapısında sıraya giriyorlardı. Adam mesleğinin zirvesindeydi. Her gelen giden hasta onun egosunu şişirmişti.
Ülkenin sevilen mistiklerinden birisi o şehre gelmişti. Doktor Bey de hastalarının ısrarı üzerine bu mistiği görmeye gitti. Hemen mistiğin yanına oturuverdi. Bu sırada akşam yemeği için sofraya oturdular. Mistik “Sen kimsin” diye sordu doktora.
Doktor “Ben doktorum” dedi.
Mistik “Bu senin hayatını devam ettirmen için yapıyor olduğun şey, gerçekte sen kimsin?” dedi. Ortalığı bir sessizlik kapladı.
Doktor kekeleyerek “Bununla ilgili gerçekten hiç düşünmedim” dedi. Doktorluk, öğretmenlik, terzilik yaptığın eylemlerin genel adıdır. Bu daha çok yapmayla ilgilidir. Asıl olan şey olmayla ilgili olandır.
Yapmak eylemle alakalıdır, olmak özle alakalıdır. Sen bütün bilincini yapmaktan olmaya yöneltmediğin müddetçe kendini tanıyamazsın. Çevrenizdeki insanlara sorun “Sen kimsin?” diye.
Alacağınız cevaplar “Mühendisim, manavım, bakkalım, öğretmenim” şeklinde olacaktır. Bu sıfatlar senin özünü tanımlamaz. Sadece yaptığın işi, eylemi tanımlar.
Ben sana “Araba nedir?” diye soruyorum, sen “Yolda yürür” diyorsun. Ben eylemi sormuyorum, ben arabayı soruyorum. “Sen kimsin?” sorusuna mesleğinizi koymadan cevap vermeye çalışın. Hemen bocaladığınızı görürsünüz. Cevap veremezsiniz.
Çünkü kendinizi bilmiyorsunuz. Kendini bilmeyen kişinin içinde büyük bir boşluk oluşur. Kişi bu boşluğu işte bu tür sıfatlarla doldurmaya çalışır. Kendini eylemlerinle tanımlama.
Kendi özünün farkına var. Kendini tanımak için bilinçaltına her zaman “Ben kimim?” sorusunu sor.
Kendi içine odaklandığında, özüne ulaştığında kendinle ilgili cevaplar zihninde belirmeye başlar.