Başlık tercihi
Liderlik tarzları hakkındaki bilgimi derlemek istiyorum.
Liderlik değişik kişiliklerde değişik şekillerde karşıma çıkıyor. Bu değişik tarzların bir düzine kadarını tespit ediyorum.
O kadar çok mu? Evet, okuyunca o kadar çok olduğunu görüyorum...
Aynacı... İşe önce kendinden başlar. Liderler için rol modeli, örnek denir ama çoğu kez imam cemaat usulü bir model geçerlilik kazanıyor. Bu yaklaşımda lider önce kendine hedef koyuyor, kendini gayrete getiriyor, başarınca kendi kendine bir ödül alıyor; bu modeli müridi olabilecek başkalarına aktarıyor, başardıkları takdirde onları ödüllendiriyor, sonra bunu tüm cemaate yaymaya çalışıyor. Açıklamada kullandığım cemaat, mürit sözleri doğal olarak dini bir anlam taşımıyor.
Bozacı... Takipçi davranışına göre ya liderin peşinde sürükleniyor ya da kaderine terk ediliyor. Takipçi tembel, sorumluluk almaz, vurdumduymaz, tecrübesiz, akılsız ise sıkı kontrol ediliyor, ensesinde boza pişiriliyor, ona yön veriliyor, bu yolda başarı sağlanamaz ise takipçiye yol veriliyor.
Dual bantçı... İş - ilişki eksenlerinde[i] dolaşanlara dual bantçı lider adını veriyorum. Eğer zaman kısıtlı ise, işi kimin yapacağı önemli değilse, verimlilik ön plana çıkmış ise, o işin yapılması çok gerekli ise, işe bakılır; yok “Zaman var, işin ayrıntısına bakılabilir, yapan kişi önemli, insanları biraz daha gayrete getirmek gerekli, onları çok ihmal ettik,” deniyorsa o zaman ilişkiye bakılır. Takım olmak isteniyorsa hem işe hem de ilişkiye bakılıyor. Her ikisine de bakılmaz ise sonunda herkes kayıp oluyor.
Ektiğini biçen... “Ne ekersen onu biçersin” felsefesine inanan liderdir. Çalışana ufaktan başlayarak yetki ve sorumluluk verir, ne yaptığına bakar. İyi yapıyorsa bunları artırır, kötü yapıyorsa daha da kısar.
Emanetçi... Bu yanılmıyorsam ya bizim ülkemizde ya da Peronculuk yapan Arjantin icat edilmiştir. Şakşakçılığı sevenlerce çok uygulanır. Yasaklı lider yerine geçici olarak bir başkası görev yapar. Yasak kalkıp başkan olma hakkına sahip olunca da emanetçi iner yerine esasçı çıkar. Emanetçi inmez ise gereği o zaman düşünülür.
Kukla... Emanetçi liderliğin kısıtlanmış bir şekline uygulayan kişidir. Kukla lider bir başkasının oynattığı iplerin ucunda otur deyince oturan, kalk deyince kalkan vitrin mankeni rolünü oynar.
Atanmış... İradesi ile liderliğini ilan eden kişidir. Atamasını kendi kendine yapar.
Gözetimci... Emirler yağdırır, tüm kararları kendi verir ve astlarına dikte eder, astlarının yetişmesi için çabalar, onları zorlar, her birini teke tek yönetir, değişikliğe direnci fazladır, değişiklik yapmaktan çok mevcut durumu sürdürmek ister, kendi grubu içindeki anlaşmazlıkların dışarı sızmasını “Kol kırılır, yen içinde kalır,” düşüncesi ile önler.
Halkacı... Yakın çevre - uzak çevreyi birbirinden ayırır. İki katmanlı bir çevre yaratır. İlk katmanda uyumlu, söz dinleyen, efendi, yetkili izlenimi veren, sevgili, güvenilir adamları konuşlandırır. İkinci katmanı da bunların altında oluşturulup, buraya da çalışan eller – ayakları yerleştirir.
Hedefçi... Hedefe giden yolu ve elde edilecek müthiş sonuçları anlatır. Lider, izleyicilerin hedefe vararak elde edecekleri müthiş sonuçları, inanılmaz faydaları, nimetleri ballandırarak anlatır ve sonra oraya ulaştıracak yolları gösterir. Bu yol yön verme, beklentilerini söyleme ve/veya destekleme şeklinde olabileceği gibi takipçileri katılımcı yapma veya başarı ile gururlanır hale getirmeye çalışma şeklinde olabilir.
Katılımcı... Kararlarına insanların katılmasını gönülden arzular ve karar verirken onlara danışır, kişilerin bireysel performanslarını geliştirmeye çalışır, grupta çalışanların koordinasyonuna önem verir, anlaşmazlıkların karşılıklı görüşme ile çözüleceğine inanır, değişim ister ve değişime öncülük eder.
Söyler - Satar – Katar – Atar... Lider için dört opsiyon[ii] vardır - duruma göre yapılacak işi söyler, yol gösterir, yönlendirir, isterse fikri satar, yapılacakları açıklar, karşıyı ikna eder, isterse işe katar, teşvik eder, işbirliği yapar, isterse de yetkili atar, yapım sorumluluğunu verir, yapılanı gözlemler, sonuçları izler. Şartlara ve astların hazırlık durumuna göre iş bitiren lider.
Şimdi yola çık ve bu işi halletmeden dönme... Bu talimatı verip birkaç kez başarı sağlayan lider bir süre sonra gözü arkada kalmadan başka işlerine bakabilir. Arkaya yerleştirilecek bir göz yardımıyla izlenmesi iyidir çünkü bu sınırları belirsiz talimat bazen geri tepebilir.
Takımcı... Güven oluşturma ve sürdürmeyi çok önemser, astlarına ilham verir, takımın verdiği kararları kolaylaştırır, fikirleri destekler, takım kişiliği yaratmaya çalışır, çalışanların bireysel farklılığından yarar sağlar, değişmeyi önceden görür ve doğru yönde etkilemek için çaba sarf eder.
Ters yüzcü... “Ne oldu, kim yaptı?” diye soruşturarak duruma bakan ve gereğini yapanlara ters yüzcü adını veriyorum. Lider burada basit bir mantık kullanır - işler ters gidiyorsa, müşteri kaybı varsa, şikâyet artıyorsa, masraflar yükseliyorsa bunun başlıca üç nedeni olabilir. Bu nedenlerden birincisi çalışanlar moralsiz, isteksiz bir durumdadır, taahhüt altına girmemektedirler, tembellikleri artmıştır. İkincisi, son günlerde birçok sayıda kişi hasta olmuştur, makine arızaları meydana gelmiştir. Üçüncüsü rekabet artmıştır. Çare hemen bulunur - önce içerideki, yakınımda olan müsebbipleri yakalayalım, tenzili rütbe yapalım, yerlerini değiştirelim, bir kaçını atalım, bazılarının kulaklarını çekelim. Bir daha yapmazlar. Nispeten az da olsa yukarıda cereyan eden sürecin tersi de vaki olabilir.
Triumviratus...[iii]Bu liderlik çeşidinde bir değil, iki değil tam tamına üç lider vardır. Eski Roma’dan miras kalmıştır. Üç güçlü liderin karşılıklı anlaşma yoluyla kurdukları yönetim biçimine triumvirlik adı verilir. Başarısı birbirilerini içlerine sindirme tahammüllerine ve takipçilerin sabrına bağlıdır. Çok uzun ömürlü olmadıkları tecrübe ile sabittir.
[i] Stephen P. Robbins, Essentials of Organizational Behavior, 6th ed., Upper Saddle River, New Jersey, Prentice Hall, 2000.
[ii] ersey and K.H. Blanchard, Management and Organizational Behavior – Utilizing Human Resources, 6th ed., Englewood Cliffs, New Jersey, Prentice Hall, 1993.
[iii]Ana Britttanica (1990) Cilt 21, s.175.