Nerde yanlış yaptım
80'li senelerin başında, seneler önce üyesi olduğum dernek arkadaşlarım ile beraber bir yılbaşını Ankara Dedeman otelinde kutlamak için plan yapmıştık. Çatıda güzel bir masa ayırttık, zaten yemekleri lezzetli olan bu otelde bir yılbaşı geçirmenin ayrıcalık olduğunu düşünmekteydik. Gecenin assolistini pek hatırlamamakla birlikte, program ve yemek menüsü çok kaliteli idi. O gece sahneye alt kadro olarak ilk Kayahan isimli yeni genç bir delikanlı çıkacaktı. Kendine has bir üslubu olan, söz ve melodileri kendine ait olan repertuarı ile sahne çıkacaktı. Benim için kimin sahnede olduğundan ziyade kimlerle beraber olacağım mühimdi.
Arkadaş ve dostlarla birlikte olmayı eşimle çok severdik. Böyle bir gecede dostlarla beraber olmak, geçen zorlu 365 günü geride iyi ve kötü hatıraları yılın tozlanacak sayfaları içine bırakmak düşüncesindeydik.
Masada yerlerimizi aldık, koyu sohbet günün siyasetini içermekteydi. Lezzetli yemeklerle içeceklerimizi yudumlamaya başladık. Orkestranın çaldığı güzel müziği dinliyor, gecenin ilk solistini bekliyorduk.
Derken genç bir solist çıktı sahneye, siyah kıvırcık saçları, alacalı bir gömleği, altında siyah bir pantolonu ve elinde mızraplı bir gitarı vardı. Dedeman otelinin çatısında yılbaşı için toplanmış onca insan sahneye çıkan bu delikanlının ilk şarkısına pek aldırmamıştı, amma sesi o kadar güzeldi ki, şarkının devamında salonda bütün konuşmaların durduğunu anladık.
Canım Sıkılıyor adlı şarkısı ile başlamıştı, daha sonra E Bebeğime e ile devam etti. Dinleyenler çılgın gibi alkışladılar. Sonra Nar Tanem adlı bir şarkısını söyledi ve Geceler adlı şarkını söylerken salonda çıt yoktu. Şarkı bitince hepimiz ellerimiz acıyıncaya kadar alkışladık. Kayahan şarkı söylediği yüksekçe sandalyeden indi, elinde gitarı ile el sallayarak sahneyi bırakarak koridora doğru yöneldi.
Arkadaşım Ahmet Özgün’le birlikte hızlı giderek asansörün kapısında Kayahan’ı yakaladık. Hepimiz sesini ve şarkılarını çok beğendiğimizi ifade ederek bir iki şarkı daha söylemesini rica etmiştik. Çok kibarca repertuarının bu dört şarkı ile sınırlı olduğunu ve hazırlık yapmadığı için başka şarkı söyleyemeyeceğini belirtti, bizden özür diledi. Çok sevmiştik bu güzel sesi. Daha sonraları başka yerlerde de Kayahan’ı dinlerken, melodi ve sözlerinin toplumu etkilediğini ve çok hislendiklerini izledik.
Daha sonra bir başka şarkısını, hangi duygularla bestelediğini bilmemekle beraber, dinlerken hayatında yaptığı bir hatayı dile getirdiğine inanmaktaydım. Şarkının sözleri o kadar manidar ki herkese uyan bir şarkıydı bu. Herkesin hayatında yapabileceği yalnış bir davranış olduğuna inandığım sözler. ‘’ Allahım Neydi Günahım, Günahım Neydi Allahım‘’diye başlayan bir şarkı. Devam eden sözlerde ‘’ Bitti Dünyam Ziyan Oldum Ziyan, Ah Bir Anlasam Nerede Nerede Nerede, Ben Nerde Yanlış Yaptım’’. Bu şarkıyı zamanla mırıldanırım ve ortama uygun yorumlarım.
31 Mart tarihinde bir seçim atmosferini yeni kapatmıştık İstanbul’da. Makul bir sınırda oy farkıyla kazanılan bir İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi olmuştu. Delilsiz düzmece gerekçeyle sadece başkanlığı seçiminin iptal edilmesini üzülerek seyrettik. Yenilenme kararında sadece başkanlık seçiminin olacağını, topluma izah edemediler. Tekrar edilen bir seçim atmosferini sadece İstanbul yaşamadı, bütün Türkiye yaşadı ve yaşattılar.
Bu sefer ortaya çıkan fark ise, inanılması zor bir rakam olan 800 bine ulaştı. Seçimin sonuçları ekranlarda ilan edilirken keyifle izledim.
Sanki bu seçim oyununun senaryo şarkısını rahmetle andığım KAYAHAN’a vermişler. O da almış eline gitarı karşısında 3 kişi seyirci, biri Recep Bey, diğeri Devlet Bey ve ortada Binali Bey şarkıya kendisine eşlik etmekteler.
‘Allahım Neydi Günahım, Günahım Neydi Allahım, Bitti dünyam Ziyan Oldum Ziyan, Ah Bir Anlasam Nerede Nerede Nerede Ben Nerde Yanlış Yaptım‘ diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.