Tarif edin
Sosyoloji bir çok tanım vardır. Mesela aileyi tarif eder sosyolojide. Anne ve baba ve çocuklarla bir bütün olur aile. Hani sadece kadın ve erkeğin biraraya gelmesi aile kavramına ulaşır mı, bilmiyorum. Fakat bu birleşimde meydana gelen çocuklarla bir aile oluşur. Hatta çok iyi hatırlarım Ankara’da Gençlik Parkı’nın içinde, Göl Gazinosu adı altında senelerce hizmet veren mekan, daha sonra nikah salonuna dönüştürülmüştü. 1950 ile 1973 yılına kadar bu mekan, evlenen çiftlere hizmet vermişti. Bende nikah günü almak için bu mekandaki nikah memurluğuna giderken kalbim öyle hızlı atmaya başlamıştı ki, kendi kendime ‘’ Bir hatamı yapıyorum?’’ diye sorgulamıştım.
Nikah memuru, rahmetle andığım, Müşteba Yetişen’e evraklarımızı verirken kalbimin yerinden fırlayacağını zannettim. Müşteba Bey’e baktım, o da bana baktı. Hani kararlı mısın der gibi gözlerini kısarak ‘Hangi günü istersin?’ diye sordu.
Ramazan ayı ve hafta sonu Cuma akşamı iftar 17.00’de, ben ise 17.15 saatini istedim. Bu nikahtan ne evvel ne de sonra nikah olmadığı için, mekan sadece bize hizmet verecekti . Daha evvel Türk Ocağı salonlarında icra edilen nikah törenleri, 1950 senesinde Gençlik Parkı’ndaki bu mekana taşınıp, orada icra edilmeye başlamıştı. Müşteba Bey 1950 senesinde dayım Cemal Ergun ve Edibe yengemin de nikahını kıymış bir çınardı. Müşteba Bey’e, çok sevip saydığım akrabadan Mesut Erez ve aile yakınımız Cihat Borçbakan’ın da şahitlik edeceğinden bahsetmiştim.
14 Kasım 1969 da bizim evlilik birliğimizin temelini bu güzel insan atmıştı. Hatta yeni evlilere şu sözlerle nasihatte bulunurdu: ‘’Bu törenle şu dakikadan itibaren evlilik birliğiniz kurulmuştur. Bir birinize karşı bu birliğin devamını ve saadetinizi temin etmekle, karı koca yek diğerine karşı sadakat ve müzaharetle mükellefsiniz. Çocuklarınızın iaşe ve terbiyesine beraberce özen gösterme sorumluluğunu taşıyacaksınız. Koca birliğin reisidir. Karısı ve çocuklarının münasip veçhile iaşesi ona aittir. Kadın müşterek saadeti temin hususunda gücü yettiği kadar kocasının muavini ve müşaviridir. Eve kadın bakar. Birliği koca temsil eder. Evin daimi ihtiyaçları için koca gibi kadın dahi birliğin temsil hakkına haizdir. Evlilik birliğinizin vücut bulduğu bu andan itibaren Medeni Kanunumuzun tahmil ettiği bu mükellefiyetleri sizlere hayatınız devam ettiği müddetçe uyulması lazım gelen vecibeler, diye hatırlatır, sizlere sıhhat ve saadetler dilerim’’dedi.
Bu nikah törenini, radyoda o tarihte beraber çalıştığım arkadaşım Serpil Akıllıoğlu gelip töreni ses bandına almıştı. Artık müseccel bir aile birliği kurulmuştu.
Dernek ve cemiyetlerin kuruluşu ise böyle olmamakla birlikte onlarında ellerinde tüzük ve yönetmelikleri vardır. Yönetim tarzları da, bu yönetmeliklere bağlı bir yönetim tarzı ile yönetilir. Kısıtlamaları , olmazsa olmazları bulunan bu dernek ve cemiyetlerde yöneticiler kurallara uymadıkları zaman, hukuk çalışır ve haklarında kovuşturma açılır. Bu tür yasal kurumların dışında ise Cemaat , Tekke gibi derme çatma kayıtsız, hukuksuz toplumlar vardır ki bu kuruluşların hukuki hiçbir dayanağı bulunmaz. Yönetici olarak ortada dolaşan kişinin istekleri yönünde idare olunur. Bilhassa Maddi dönen varlığın ne denetimi, nede sorumlusu bulunmaz. Kanunen kimseye hesap vermez.
Daha ileri götürelim şehirlerin yönetimi belediye başkanı tarafından icra edilir. Ancak belediyelerde bir kanuna göre yönetilir. Ülkemde 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu, bir de 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyeler Kanunu vardır. Hangi şehirlerin hangi kanunla yönetileceği bu kanunlarda belirtilmiştir. Ülkelerin ise bir Anayasası bulunur ve bu Anayasaya dayalı çıkarılan diğer kanunlarla teşkilatlanır. Ancak böyle idarelerde kanun, Milletvekillerinin bulunduğu Meclis tarafından yapılır ve yönetimdeki hükümet bunu yürütür. Böyle yönetim kurumuna sahip ülkelerin idaresine Cumhuriyet adı verilir, denetim mekanizmasına halkın dolaylı katıldığı tarza da demokrasi olarak tanımlanır.
Hala aramaktayım: Bugün yaşadığımız ülkemizde 1 kişinin kaleme aldığı kanun, 600 meclis üyesi tarafından kabulü, hani 300 olsa ne fark eder diye düşünürüm, nasıl bir tarzdır? Yine 1 kişinin atadığı yürütmenin sorumsuz ve denetimsiz icraatına ne denir? Yargı erkinin 1 kişi tarafından atandığı murakabe tarzında ne Cumhuriyetin temel ilkelerini, nede Demokrasinin temel prensiplerini bulmak mümkün görünmemekte, ancak Sosyolojide böyle bir idareye ne ad verilir diye bir sorum geldi sordum sizlere hem nalına hem mıhına .