Biber meselesi

YAYINLAMA: 23 Eylül 2019 / 20.00 | GÜNCELLEME: 23 Eylül 2019 / 20.00

CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuya tam vakıf olmadan, aldığı duyumlarla aşırı duygusal yaklaşıp uygunsuz şeyler söyledi.

Kariyer sahibi bir Büyükşehir Belediye Başkanını, Kahramanmaraş’ın zenginliklerini çalıyorsun deyip hırsızlıkla itham etmek her şeyden önce dava konusu olabilecek bir suç! Sonra, “Senin ağzına biber süreriz” demek de hadsizlik!

 

Başkan Şahin, yılların politik tecrübesiyle olgun davrandı, nezaketiyle muhataplarını mahcup etti. ‘Coğrafi İşareti olan Ürünler’ sergisinde de gitti Kahramanmaraşlıların standını ziyaret etti. Doğrusu da buydu.

Şahin, festivalden önce basın toplantılarında, televizyon söyleşilerinde hep bölgesel kültürden, bölgesel kalkınmadan bir bütün olarak söz etti, hatta haklı olarak Hatay’ı da bizim kültürümüzün parçası olarak vurguladı hep.

 

Kahramanmaraşlıların haklı olduğu nokta şu: Biberin adı ‘Maraş biberi’dir. Nokta!

Yok efendim onların tescilli biberi Maraş 1 imiş, bunun Amanos’u varmış, Dila Hanım’ı varmış, geçin bunları!..

Bir de...

Bilgisi ve beyefendiliği ile Türk Ziraat Mühendisleri Birliği Gaziantep Temsilcisi Kenan Seçkin’in söyledikleri var.

Maraş biber üretiminde bizim gerimizde kaldı, sektör Gaziantep’e kaydı.

Olabilir! Ama şu cümle tehlikeli ve de yanlış!

Biberi kim üretirse biber onundur!”

Öyle mi?

Peki, fıstık ağacı sayısında, üretiminde Antep mi önde, Urfa mı?

Evet, nasıl olacak şimdi?

Fıstığın adı, Urfa fıstığı mı olacak?

Bütün dünya biliyor ki, tescilli ismi ‘Antepfıstığı’dır.

Gereksiz tartışmalara girmeyelim.

 

Bir de CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç’un baklava ile ilgili söyledikleri var.  Antep, baklavasına sahip çıkmadı. Yunanlılarla şimdi Antep baklavası tartışması var” diyor!

Konu ile ilgili hiçbir bilgisi yok, ezbere konuşuyor. Amacı karşıyı tahrik etmek. Yanlış!

Gaziantep Sanayi Odası’nın bu konuda ödül alan olağanüstü, uzun, netameli çalışması oldu geçmişte. Büyük iş başardılar. Bu konuda hiçbir sorunumuz yok.

Baklavamızı tescil ekibinin başı, GSO Genel Sekreteri Kürşat Göncü, sayın milletvekilini bir mektupla bilgilendirirse bir daha böyle ucuz polemiklere kalkışmaz.

 

  


 

 

 

Bile bile lades!..

 

Amerika’nın kışkırtması ile 22 Eylül 1980’de başlayan Irak-İran savaşı 8 sene sürdü ve bir milyon cana maloldu. İki milyon kişi de yaralandı. Irak, resmen yıllarca erkeksiz kaldı! Savaşın galibi-mağlubu belli olmadı!

Fransa’da silah almak isteyen Iraklılar bir odada pazarlık yaparken, hemen yan odada da İranlılar pazarlık yapıyordu.

Alçaklığı düşünübiliyor musunuz?

 

20 Mart 2003'te Kuveyt'ten Irak'a giren Amerikan birlikleri üç haftada Bağdat'a ulaşmış, tek kurşun atamayan Saddam Hüseyin'in Baas rejimini devirmiş ve dönemin ABD Başkanı George W. Bush 1 Mayıs'ta bir uçak gemisinin güvertesinde "savaşın bittiğini" ilan etmişti.

Daha sonra yine Amerikan tahriki ile iç savaşta 1.5 milyon Iraklı öldü. Amerikalılar da 5 bin askerini yitirdi!

Irak, huzur bulmazkan bu kez ‘savaş oyunu’na Suriye eklendi. Milyonlarca insan başka ülkelere kaçmak zorunda kaldı. Şimdiye kadar 500 bin kişi de hayatını kaybetti.

 

Ortadoğu böyle! Çeşitli bahanelerle durmadan savaş, durmadan ölüm, her yer yakılıp yıkılıyor!

Bahanenin arkasında yalnız petrol değil, Çin ve Rusya’nın kontrol edilmesi gerçeği de var.

 

Yarım asrı aşan süreçte Ortadoğu’da 30 trilyon dolarlık petrol üretimi yapılmış. Nerede bu para?!

Yan sütunlarda bir resim ve açıklaması var. İnanın aynı şey! O zaman verimli, iyi çalışmayan diğer Afrikalılar’a gözdağı vermek için insanlık dışı cezalar veriliyordu. Zaman içinde silah sanayiinde gelişmeler oldu, toplu katliamlara giriştiler. Bütün mesele Amerika’nın Avrupa’nın refah içinde yaşaması için bazılarının fedakarlık yapması gerekiyordu!!!

 

 


Japonlar, Trabzon Hurması veya Cennet Hurması olarak bilinen “Persimmon” isimli
bu meyvenin çöpünü, hatta yapraklarını bile değerlendiriyor. Kabuklarının kaynatılması ile elde edilen tamamıyla doğal sıvıya; Metal, çelik vidalar ve diğer gereçleri daldırıyorlar. İşlemden geçen metaller paslanmıyor ve bakteri barındırmıyor.

Hiroshima Üniversitesi’nde bu meyvelerden elde edilen sıvılarda virüsler hemen ölüyor. Bu meyve çok güçlü bir antioksidan ve anti bakteriyel özelliği taşıyor. Japonların en çok tükettiği meyvedir bu...

 

Biber meselesi