Devletle- vatandaş arasındaki uçurumlar!
Türkiye’de devletle vatandaş arasındaki ilişkinin bir türlü sevgi, saygı ve güven çizgisine oturtulamamasının başlıca nedenlerinden biri de devletin mağdur vatandaşına sanık, can almış katillere ise adeta baş tacı muamelesi yapmasıdır.
37 aydın insanımızın yanarak can verdiği Sivas Katliamı’nın 18. yıldönümünde yaşananlar, bunun en somut göstergesidir.
Anma törenine katılanların karşılaştığı engelleme, kurulan barikatlar, sıkılan biber gazları, devletin olayın mağdurlarına yönelik tavrı da aradan geçen 18 yılın ardından bir o kadar utanç verici.
Bu kararları alan ve uygulayanlar, devletle-vatandaş arasına neden bu kadar derin uçurumlar açmayı tercih ediyorlar acaba?
***
Mad›mak Oteli’ni bir ara kebapç›
yapacaklard› biliyorsunuz.
Bu ülkenin yazar›-çizeri, ozan›, sanatç›s› 37 ayd›n›n diri diri yanarak can verdi€i otelin yerine kinaye yapar gibi kebapç› dükkan› aç›p, c›z›r c›z›r et tüttüreceklerdi utanmaz adamlar.
Olaya kamuoyu tepki gösterince geri adam at›p, bu vicdans›zl›kla-terbiyesizlik birleflimi uygulamadan vaçgeçmek zorunda kald›lar.
***
Efendim şimdi de Sivas Valiliği bu binayı Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürmüş!
Ne bilimi, ne kültürü!
Bilim ve kültür olan yerde insanlar diri diri yakılabilir mi?
Aydınların yüreği kan ağlayan yakınları, burası Utanç Müzesi olsun istiyor. 37 tane aydının yakıldığı yer olsa olsa Utanç Müzesi olabilir.
***
Devlet, devlet adına kentin yöneticileri, Türkiye’nin dört bir yanından yakılan aydınları anmaya gelen başka aydınları kucaklayıp, onlara şefkat ve güzellikle yaklaşacağı yerde, Madımak Oteli’nin
bulunduğu alanı gösterilere yasaklayıp
gelenlerin üzerine biber gazı sıkıyor.
Bir kere Madımak Oteli’nin bulunduğu
meydanda gösteri ve toplantı yapılamazmış!
Yakmaya serbest, gösteri ve toplantıya yasak!
Ne güzel bir anlayış değil mi?
***
Hatırlarsınız, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast, Trabzon’da yakalandığında, karakol görünteleri yansımıştı ekranlara. Jandarmalar Türk bayrağı önünde Ogün Samatst’ı kahraman ilan ederek onunla objektiflere poz veriyorlardı.
Türkiye’nin güzel bir insanının canına kıyan katilin devlet tarafından kahraman ilan edilmesine bu kadar açık ve net biçimde tanıklık etmiştik de kanımız donmuştu.
Hadi o zaman Ergenekon’un uzantıları halen iş başındaydı ve AKP iktidarı henüz ipleri tam olarak eline almamıştı.
Peki ya önceki gün Sivas’ta yaşananlara ne demeli?
Galiba bu devletin mağdur vatandaşlarına suçlu muamelesi yapması bir alışkanlık ve iktidara gelene bulaşıveriyor!
***
Örneklerine günlük yaşamınızda da sıkça
rastlayabilirsiniz devletin bu davranış tarzının.
Uğradığınız haksızlık karşısında birini dava ettiğinizde çekmediğiniz sıkıntı kalmaz. Karakolda, emniyette saatlerce ifade verirsiniz.
Devlet, suçlunun yakasına yapışacağı yerde, sizi sürüm sürüm süründürür. Mahkeme huzuruna suçludan önce mağdur olarak siz çıkarsınız.
***
Mesela devletin bu tavrı yüzünden Türkiye’de tanıklık müessesesi gelişmemiştir.
İnsanlar gözlerinin önünde cereyan eden olaylar için, rahatlıkla “Görmedik” diye ifade verir.
Çünkü bilir ki eğer tanıklık edecek olursa devletin elinden yakasını kurtaramaz.
Vatandaşlık görevini yerine getirdiğine lanet eder.
***
Yıllarca, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına engel olan mantık, önceki gün de Sivas’ta Madımak Oteli önünde faaliyetteydi.
Yasaklarla, yasaklamalarla devleti
vatandaştan koruma anlayışı.
Vatandaşın acısına ve sorunlarına kulak tıkayıp, sesini kesme, yıldırma, sindirme politikaları...
Mağduru zanlı yerine koyup, zanlıya kol kanat germe adaletsizliği.
Vurguncunun, soyguncunun, hırsızın, yolsuzun canının istediği gibi at oynattığı ülkede, namuslu,dürüst vatandaşın ümüğünün sıkıldığı bir düzen kurma çabası..
***
***
Çevrenize bir bakın!
Tanıdığınız bildiğiniz birçok insanın devleti sevmemek, devleten yaka silkmek, devletten korkmak için mutlaka bir gerekçesi vardır.
Çünkü, Türkiye’de devlet düzeni vatandaşa rahatlık, mutluluk ve huzur sağlamak değil, devlete biat etmek, devletten korkmak anlayışı üzerine kurulmuştur.
Bu ülkede hiç kimse devleti sevmez, devlete güvenmez ve devlete inanmaz.
Devletin gözünde vatandaş hırsız, vatandaşın gözünde devleti yönetenler vurguncudur.
Bu yüzden arada, hiçbir zaman sevgi, saygı ve güvene dayalı bir ilişki ortamı tesis edilememiştir.
Sivas’ta, olduğu gibi her olumsuz olay da devletle, vatandaş arasındaki bu sevgisizlik ve güvensizlik uçurumunu biraz daha derinleştirmektedir.