Başkanlık sistemine ne gerek var?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Wall Street Journal Gazetesi, Roboski’deki 34 gencin katledilmesi ile ilgili istihbaratı ABD’nin verdiğini açıkladı.

İnsansız hava aracı Predatör, Irak sınırından Türkiye’ye girişi tespit edince, konvoydakilerin kim olduğunun belirlenmesi için ek keşif yapılması öneriliyor.

Ancak Türk subayları, buna gerek olmadığını bildirip, 34 tane gencin bombalanmasına karar veriyor.

Aradan tam 5 ay geçti, bizim devletten tıss yok.

Vatandaşa, 34 tane ölünün hesabı verilmiyor, verilemiyor.

Vatandaşına hiçbir şeyin, hatta ölümlerin bile hesabını vermeyen yönetimlerin siyaset literatüründe bir adı var.

AKP hala neden “Başkanlık sistemi” diye ısrar ediyor, doğrusu anlamış değilim.

                                                               ***

28 Aralık 2011 günü 34 tane sınır kaçakçısı gencin atılan bombalarla imha edilmesi, Türkiye’nin yakın tarihine “Roboski Katliamı” olarak not düşüldü.

Maraş katliamı

Sivas Katliamı

Dersim Katliamı

Çorum Katliamı

Malatya Katliamı

Canım ne olacak yani bir de Roboski Katliamı olsun.

Ha bir eksik ha bir fazla, ne farkeder?

Hesap verilip, hesap sorulmadıktan ve de bu ülkede yaşayanlar adam yerine konulmadıktan sonra!

                                                               ***

Bir devlet, kendi sorumluluğu ve korumasındaki 34 kişinin katledilmesinin nedenini, niçinini, sorumlularını tam 5 aydan beri vatandaşına açıklayamamış ve 34 kişinin katillerini yargı önüne çıkaramamışsa, bu ülkede devlet karşısında hiçbir vatandaşın can güvenliği yok demektir.

Kendisinin, yavrusunun, anasının-babasının can güvenliği olmayan bir vatandaş, bu devlete nasıl güvenecek ve bu devleti nasıl sevecek?

Bu mümkün mü?

Canım güvenip, sevmezseniz sevmeyin!

Sanki devlet vatandaşına çok mu güvenip, seviyor ki!

                                               ***

Bakın, son 30-35 yılda terörden ölenlerin sayısı aşağı yukarı 40 bin kişi. Bunun 32 bini PKK’lı veya Kürt, 8 bin civarında da asker, sivil, polis Türk kaybı var.

Pekiii,

1990 yılında bu yana kışlalarda yaşanan şüpheli ölümlerde hayatını kaybedenlerin sayısı ne kadar biliyor musunuz?

3 bin 813.

Yani teröre kurban gidenlerin yarısını kışlalarda öldürmüşsünüz.

22 yılda 2 bin 221 asker intihar etmiş.

Bin 602 kişi de yıldırm düştü, eşek tepti ayağına canından olmuş.

Bu rakamları Barış ve Demokrasi Partisi Van Milletvekili Özdal Üçer ve Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu'nun soru önergesi üzerine açıklayan kişi, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz.

                                               ***

Böyle bir laçkalık, böyle bir sorumsuzluk, böyle bir vurdumduymazlık, vatandaşın yavrusuna,  gözbebeğine karşı böyle bir acımasızlık olabilir mi tanrı aşkına?

Sonra bunların kaçının hesabı soruldu ve verildi?

Bu kadar hukuksuzluk reva mıdır bu ülkeye?

                                               ***

Mesela hasbelkader hesabı sorulanlardan birinin hikayesini anlatayım size.

Efendim komutanın karısı kapıyı çektikten sonra anahtarı içeride unuttuğunu farkediyor. Çilingir çağırılacağına, iki tane emireri asker çağırılıyor lojmana.

Komutanın karısı, üçüncü kattaki evin kapısının açılması için askerlerden birinin komşunun balkonundan eve atlamasını istiyor.

Ha komutaan ha karısı, ne farkeder, emir emirdir.

Zavallı çocuk balkondan yan daireye atlarken aşağıya düşüp ölüyor.

Olay bir şekilde kapatılıyor.

Ancak, arkadaşı terhis olduktan sonra vicdan azabına dayanamayıp, gidip savcılığa olayın aslını anlatınca yargılama süreci başlıyor.

İşte bunun gibi eften püften sebeplerle 4 bine yakın insan ölüyor, ancak analara- babalara, eşlere, yavrulara bunların pek azının, o da kazara ortaya çıkarsa hesabı veriliyor.

                                               ***

Durum böyle olunca; siz ister bilerek, ister bilmeyerek, ister savurganca, ister pervasızca, ister korkutmak, ister gözdağı vermek için insanlarınızın ölümüne neden olup, sonra da bunların hesabını vermiyor, vatandaşa karşı hesap vermeyi zul addediyorsanız, sizden hiç kimse hesap vermediğinizin hesabını soramıyorsa, o zaman neden illa da başkanlık sistemi, tek adam yönetimi diye gereksiz teferruatlara kafa yoruyorsunuz ki?

Bence,  devletin, ülkeyi yöneten siyasi otoritenin, canını sıkanları tek tek hapse attırma ve özgürlüğünü elinden alma, hayatı zehir etme yetkisi varsa, vatandaşın üzerine  bomba atılıp, insanlar öldürebiliyorsa ve de bunların hiçbirinin vatandaşa hesabı verilmiyorsa, boş verin başkanlık sistemini falan!

 

 

 

 

Başkanlık sistemine ne gerek var?