Trappist Manastırı
Bir Trappist Manastırında rahipler eğitim alıyorlarmış. Bu manastırın da kendine özgü bir kuralı varmış. Eğitime başlayan bir rahip sadece 7 yılda bir defa konuşabiliyormuş. Genç bir adam bir gün manastıra rahip olmak için müracaat etmiş. Manastırın sorumlusu Başrahip ona “Buradaki hayat çok zordur” demiş. “Burada kalırsan 7 sene boyunca hiç kimse ile bir tek kelime bile konuşmayacaksın. 7 sene dolunca sadece bir defa konuşabilirsin. Burada sessizliğini koruyacaksın. Buna hazır mısın?”
Genç adam kararında ciddiymiş. Her kuralı kabul etmiş ve manastıra kabul edilmiş. Genç adama bir hücre vermişler. Adam hücreye yerleşmiş ama, burnu pis kokudan düşecek gibi olmuş. Yatıp uyuması için verilen şilte iğrenç kokuyormuş. Ama konuşma yasağı başladığı için bir türlü “Bu şilte çok kötü kokuyor, lütfen bunu değiştirin” diyememiş. Günleri ayrı bir azapla geçmeye başlamış. 7 senelik suskunluk süresi nihayet sona ermiş. Genç adam hemen koşa koşa Başrahip’in yanına gitmiş. “Efendim, lütfen beni pis şilteden kurtarın. Şilte o kadar kirli ki sanki Adem ve Havva döneminden kalma ve su yüzü görmemiş. Burnum pis kokudan düşmek üzere… Beni bundan kurtarın” demiş.
Başrahip oradaki görevlilere durumu iletmiş ve bu problem çözülmüş. Genç adamın hücresine yeni bir şilte getirmişler ama şilte çok büyükmüş. Küçük hücreye bir türlü sığmıyormuş. Görevliler zorlamışlar ve zar zor şilteyi hücreye sığdırmışlar, ama bunu yaparken hücrenin camını kırmışlar. İçeri soğuk hava, yağmur, kar giriyormuş. Genç adam ikinci susma dönemine başladığı için gene konuşamıyormuş. İkinci 7 seneyi de yazın sıcaktan kavrularak, kışın soğuktan donarak geçirmiş. İkinci 7 sene de dolunca genç adam gene Başrahip’e koşmuş. “Sen nasıl bir şilte gönderdin. Şilte hücreme sığmadı. Adamlar yerleştirirken hücremin camı kırıldı. 7 yıldan beri donarak zaman geçirdim. Yağmurlarda ıslandım, üşüdüm” demiş.
Başrahip “Tamam camı da tamir ettireyim” demiş ve tamir işi gerçekleşmiş. Ama 7 yıldan beri sıcağı, soğuğu yiyen şilte yağmur ile ıslandığı için küflenmiş. Adam şimdi eskisinden daha kötüymüş. Genç adam kendi kendine “Buraya hakikati bulmaya geldim ama 14 yıldan beri kabusu yaşıyorum. Ne kazandım? Elime ne geçti” diye düşünüyormuş. Aradan bir 7 sene gene geçmiş. Konuşma anı gelince hemen Başrahip’in yanına gitmiş. “Burası nasıl bir yer?” demiş. “Ben 21 yıldan beri hep aynı şeyleri yaşıyorum. Hayatım tam bir kabusa döndü. Aynı şeylerin farklı yönlerini yaşıyorum.”
Bu konuşma üzerine Başrahip çok sinirlenmiş. “Usandım senin elinden” demiş. “Buraya geldiğinden beri hep şikayet edip duruyorsun. Bir tek güzel söz söylemedin. Sen rahip olmaya layık değilsin. Hemen manastırı terk et”.
Genç adam duyduklarına inanamamış. “Aman Allah’ım” demiş. “Ben 21 yıldan beri gereksiz yere acı çektim ve sen beni rahip olamazsın diye kovuyorsun ha”. Başrahip “Burası bir manastır ve ben böyle huysuz, olumsuz karakterlere burada yer veremem” demiş.
Lütfen sen de kendi içine bak. Aslında sana acı çektirenler içinde çürümüş kokuşmuş olan şilteler. Yani olumsuz, negatif düşüncelerin… Hayatta sana acı çektiren düşünceleri sahiplenmişsin. Onlardan ayrılmayı hiç düşünmüyorsun. Ne geldiyse başına düşüncelerinden geldi. Zihninde taşıdığın hiçbir düşünce sana ait değil. Kimisini yolda buldun, kimisini başkaları dayattı sana. Düşüncelerini şöyle bir analiz edersen sana kimlerden miras kaldığını görürsün. İçindeki ses sana “Sen adam olmazsın” der. Bu sesi takip ettiğinde bunu babanın sana söylediğini göreceksin. Bir çok düşünce sana dayatıldı. Kendi içine bir bak. Hangi düşünceler senin kendi deneyimin hangileri sana dayatıldı? Birisi sana “Doğulular kıro” dedi. Sen de bu düşünceyi hiçbir analize tabi tutmadan kabul ettin. Bir gün yolun Doğuya düştü. Orada insanlık gördün, yardımseverlik gördün, misafirperverlik gördün. Anında sana dayatılan düşünceler yerle bir olur. Çünkü deneyimin çok farklıydı. Sen kendi deneyimlerine odaklan. Bırak başkalarının sana empoze ettiği, dayattığı düşünceleri. İşte dayatılan düşünceyle, deneyimden gelen düşüncelerin farkına varırsan zihninden dayatılan düşünceleri kolaylıkla atabilirsin. Zihnini köhnemiş, kokuşmuş düşüncelerden temizlersen gerçek benliğine ulaşabilirsin.