En fakir kim
Bir dervişin eline bir yerlerden yüklü bir para geçmişti. Derviş bu parayı en fakir, en yoksul kişiye vermeyi niyet etti. Çevresinde dilenen birçok fakir insan vardı. Dervişin eline para geçtiğini duyan dilenciler onun etrafını sardılar. Herkes parayı kendisine vermesini söylüyordu.
Derviş “Bu parayı hemen elimden çıkarmayı düşünüyorum. Onu hemen vereceğim ama bu parayı en muhtaç, en fakir, aç insana vereceğim” dedi ve evine gitti.
Derviş evine gidince kral ve adamları Derviş’in evine doğru gidiyorlardı. Derviş evinden dışarı çıktı ve elindeki paraları arabasında oturan Kral’ın başına saçtı. Herkes Derviş’in bu davranışına şaşırmıştı. Kral bu ülkenin en zengin adamıydı. Derviş’in elindeki paralara tenezzül mü ederdi? Kral bu durumu anlayamadı ve Derviş’ten davranışının sebebini açıklamasını istedi.
Bu sırada çevredeki insanlar da, “Sen parayı en yoksul, fakir, muhtaç kişiye vereceğini söylemiştin ama Kral’a verdin” diyorlardı. Derviş gülerek “Ben paramı bu ülkedeki en fakir insana verdim” dedi. “Açgözlü insan en fakir, yoksul insan değil midir? Zenginlik arzusunu, isteğini doyurmak için herkesi ezip geçen, sömüren kişi en muhtaç kişi değil midir?”
Bütün mutsuzluklarımızın kaynağı arzularımızdır, isteklerimizdir. Ne kadar çok arzu ve istek, o kadar çok mutsuzluk…
Çölde yaşasak neye ihtiyacımız olur? Beslenme, barınma, kıyafet… Ama şehirde yaşayınca arzu ve isteklerimiz o kadar artıyor ki yetişemiyoruz. Dünyadaki zenginler açgözlü insanlardır. O kadar açgözlüdürler ki bütün sermayeyi tekellerine almak isterler. Bir arabaya ihtiyacı vardır ama o 10 tane farklı araba alır. Bir eve ihtiyacı vardır ama o yüzlerce daire alır. Bir eşe ihtiyacı vardır ama o yüzlerce metres bulur.
Bir eve giriyoruz baştan aşağı nadide mobilyalarla donatılmış. Ve evin hanımı sabahtan akşama kadar bu eşyaları temizlemek için köleler gibi çalışıyor. Kapitalist toplumlarda insanların bu zaafları üzerinden tüketim pompalanıyor. İnsanlar tüketime özendiriliyor. Elindeki zenginliği üretime, insanların faydasına kullanan çok az kişi vardır.
Zengin hep biriktirir, toplar, yığar. Ne kadar çok malı, mülkü, parası varsa kendini o kadar güvende hisseder. Zenginlik egonun sarayıdır. Ego zenginliği çok sever. Zengin insan aynı zamanda egoisttir. Zengin insan en az şeye ihtiyaç duyan kişidir. İşin ilginç tarafı arzuların, isteklerin sonu yoktur. İnsanlar o kadar yapay arzu ve istekler üretirler ki akıl almaz.