Sevilmeyen memurlar!
Memur zammı hakem heyetine gitti.
Gidiş o gidiş!
11 kişilik hakem heyetinin 7 üyesi bu hükümet tarafından atandı. Nasıl bir karar çıkacağını tahmin etmeye gerek var mı?
***
Şimdi…
Önce Türkiye’de üretimde uygulanan sistemi kavramak gerek.
Girdiler çok pahalı. Elektrik, akaryakıt, hammadde, ulaşım…
Bunu kompanse, yani dengelemek için işçilik çok ucuz. Türkiye’de sendika yok, yani sanayiciler ‘köpeksiz köyün deyneksiz sakinleri’ gibi!..
Gerçek sendikacılık yapılsa, bugünkü ücretler ikiye katlanır. O zaman da üretici rekabet şansını kaybeder, para kazanamaz.
Üretime ve ticarete uygulanan sayısız teşvikler, iadeler sanayiciliğin cazip kılınması için diğer etkenler.
***
İşçinin durumu böyle iken memura aşırı zam verilmesi bütün dengeleri altüst eder. Bu nedenle vermezler! Çabalar boşuna!
Üstelik bugün bir anket yapılsa, “Memura daha fazla zam verilsin mi?” diye halka sorulsa, nasıl bir sonuç çıkar tahmin ederesiniz?
Kahir ekseriyetle ‘Hayır’ sonucu çıkar. Çünkü bu ülkede ‘memur’ sevilmez. Devletin memuru dediğimizde de 1.9 milyon kişiden söz ediyoruz, o kadar!
***
Ben en fazla öğretmenlere verilen paranın azlığından utanıyorum. Keşke öğretmenler ayrı bir katagoride değerlendirilse.
Bana göre ailelerin en değerli varlıklarını, ülkenin geleceğinin teminatı gençleri yetiştiren öğretmenler her zaman en yüksek ücreti hakediyor. Ama ne yazık ki en azını onlar alıyor. Sonra da önüne gelen mangalda kül bırakmıyor, demeç üzerine demeç veriyor, ülkenin en önemli sorunu eğitimdir, deniyor.
Bunu söyleyen yetkili insanlar benim değerlendirmeme göre ‘yalancı!’ Eğer dürüstseler önce öğretmenlerin ücretini rahat yaşayabilecekleri bir seviyeye getirirler. Bunu yapmazlarsa eğitim sorunu çözülmez. Yalnız taş bina yapmakla sorunun yerinden kıpırdamadıeını zaten görüyoruz.
Eğitimciler, 1.9 milyon devlet memurunun yüzde 39-40’ını kapsıyor. Gerisi derseniz, onların zaten çoğunun evi de arabası da var!
Üç beş çocuk!
Başbakan Erdoğan yurtdışında çocuk sayısına önemli bir zam yaptı: 5 çocuk!
Gerçi yurtiçinde sayı hala en az 3 çocuk, ama bu yurtdışında duruma ve konjonktüre göre değişebiliyor.
***
1860'larda 1 milyar olan dünya nüfusu geçen sene 7 milyarı buldu. Üretim hep aritmetik, nüfus ise geometrik artıyor. Bu durumda bu nüfusu beslemek büyük sorun.
1860’lardaki mucize, petrolun bulunmasıydı. İşte bu tarihten itibaren, sunni gübre, tarım ilaçlari, ulaşım, insan ömrünü uzatan ilaçlar, plastikler ve diğer sentetik ürünler ölümleri azaltıp üretilen malların da daha uzak pazarlara nakline imkan sağladı.
Ve bugünlere geldik.
fiimdi, 15 yıl sonra tabii kaynak ihtiyacını karşılamak için bugünkünden 2.5 dünya daha lazım…
Savaşlar demokrasi için değil, gelecekteki enerji ihtiyacının tedbiri için yapılıyor. Ama hem biz, hem onlar artarsa bu iş nasıl olacak?
Başbakanın hesabının geometrisini hadi anladık diyelim, birisi de aritmetiğini anlatsa bari!..