Probiyotikler ve prebiyotikler (2)

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Doğal probiyotik ve prebiyotik kaynakları

Yoğurt özellikle bifidobakterilerden zengindir. Yoğurt özellikle antibiyotik sebepli ishallerde çok faydalıdır.

Dikkat etmeniz gereken nokta ise pastörize edilmiş yoğurtları kullanmamanız ve kendi yoğurdunuzu mayalamanız olacaktır. Eğer hazır yoğurt almak zorundaysanız daha az işlem görmüş olmasına ve tam yağlı olmasına dikkat edin. Yarım yağlı ve yağsız yoğurtlarda probiyotik bakteri muhteviyatı çok daha zayıftır.

Kefiri; güzel bir kefir mayası bulup evde hazırlamanız çokta kolaydır. Kefir, bağışıklık sistemi için önemlidir. Belli bir süre kullandıktan sonra ( 3 ay gibi) ara vermeniz uygun olacaktır.

Lahana ve salatalık turşusu yoğun laktik asit içermesi ile oldukça iyi bir probiyotik kaynağı olduğunu gösteriyor. Burada önemli olan nokta turşuyu kendiniz hazırlamanız ve turşu kurma sırasında  sirke kullanmamanız.. Eğer sirke kullanırsanız yoğun asidik ortam nedeniyle yabancı organizmalar yaşayamaz. Farklı bir damak tadı deneyimi sunsa bile mayalanmış turşu probiyotik almak için zengin bir kaynak sayılır.

Peynir diğer saydığım besinler gibi güzel bir probiyotik kaynağıdır Tek şart ise koruyucu madde içermemesi ve üretimden sonra biraz süre geçmiş olmalıdır. Bu durum peynirin üzerinde ve içinde daha fazla mikroorganizma üremesini sağlar. En güzel probiyotik özellikli peynirler mayalanmış olanlardır.

Sarımsak ve soğan, önemli prebiyotik kaynaklarımızdandır Bu iki kolay bulunan besinde de yüksek miktarda inülin bulunur. İnülin ise bağırsak florası için en önemli prebiyotiklerdendir. Bu sebeple bütün yemeklerde soğan ve sarımsak olması önemlidir.

Muz ve elma da önemli prebiyotik içeren meyvelerimiz. İnülin bulunan bu meyvelerden özellikle muzu yeşil iken tüketmek prebiyotik etkiyi artırır. Tabi ki düşük karbonhidratlı diyet yapan bireyler meyve tüketimini fazla kaçırmamalıdır.

Keten tohumu ciddi miktarda emilmeyen lif içerir, harika bir prebiyotiktir.

Prebiyotik ve probiyotikler düzenli bir bağırsak florası için oldukça önemlidir. Bu elemanları düzenli tüketmek ise gerçekten yaşam süresine ve kalitesine olumlu etki sağlar.

Kendi mayalarınızı oluşturmanız ve prebiyotik ihtiva eden doğal kaynakları tüketmeniz ihtiyacınızı kolayca sağlayacaktır.

Pırasa, buğday, enginar, lahana, kuru fasulye, yulaf, da prebiyotik gıdalardandır.

Sinbiyotik (synbiotic) nedir?

Probiyotik ve prebiyotikleri birlikte bulunduran ürünlere sinbiyotik denir. Probiyotiklerin, prebiyotiklerle birlikte alınması bağırsakta daha uzun süre canlı kalmalarını sağlayarak probiyotiklerin etkinliğini arttırır.

Ayrıca safra tuzları ve yağ asitlerini zararlı mikroorganizmaların sindiriminden koruyarak, bunların zehirli veya zararlı ürünlere dönüşümünü önlerler.

Zamanla bazı bakterilerin antibiyotiğe karşı direnç kazanmasıyla, patojenlerin probiyotik içeren gıdalarla doğal yolla tedavi edilmesi fikri ortaya çıkmıştır. Barsak mikroflorasında bulunan probiyotik bakterilerin çeşitli hastalıklara karşı vücudu koruyucu etkisi bulunduğu bilinmektedir. 

 Üst GİS’de sindirilemezler ve kolonda fermente edilerek konağın sağlığına olumlu etkisi olan bakteri türlerinde hem sayısal hem de aktivite olarak artma sağlarlar

Yararları; Bağırsak hareketlerini düzenler. Vitamin ve minerallerin emilimini arttırır. Kolesterol ve trigliserid seviyelerini  etkiler Kanser riskini azaltır Patojen mikroorganizmaların çoğalmasını önler. Bağışıklık sistemini güçlendirir Osteoporoz riskini azaltır. tokluk kan şekerinin  ve insülin düzeylerinin düşmesini sağlar. Tip 2 diyabet, koroner arter hastalığı, kolon kanseri gibi gastrointestinal hastalıklar ve obezite gibi birçok hastalığı önlemek için ek katkı sağlamaktadır.

Probiyotik uygulamalar ağız boşluğundaki patojen gelişimini engellemekte ve diş çürümelerini, periodontal hastalıkları ve ağız kokusunu kontrol altına alabilmektedir.

Probiyotikler ve prebiyotikler (2)