Nobel

YAYINLAMA: 07 Eylül 2020 / 17.14 | GÜNCELLEME: 07 Eylül 2020 / 17.14

Olumlu gelişen her olaydan sonra, elde edilen başarıda, konuya ışık tutan herkes alkışlanır, kutlanır. Kimi zaman bu başarılar ödüllendirilir. Böyle konularda çalışan kişiler kimi zaman İsveç’te her sene toplanan bir derneğin çeşitli kurulları tarafından NOBEL ödülü ile ödüllenir. Nobel Komitesi her konuda bir ödül vermemekte. Alfred Nobel’in 27 Kasım 1895 tarihli ve 1896 yılı 30 Aralık’ta açıklanan vasiyeti doğrultusunda kurulmuş bulunan dernek tarafından, insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacı ile onurlu bir paye verilmektedir. 

Her dalda ödül verilmemekte, sadece Edebiyat, Ekonomi, Fizyoloji veya Tıp dalında, Fizik, Kimya ve Barış konusunda ödül verilmekte. Kimi zaman bu ödüllere layık olan kişiler, ödülü almayı reddetmiş, kimi zamanda Nobel ödülü almaya seçilen kişilerin, ülkelerindeki hükümetler tarafından, bu ödülü almaları engellenmiştir. Richard Kuhn 1938 yılında Kimya dalında Nobel ödülü almaya hak ettiğini İsveç’te ilan edilmiş ancak, Adolf Hitler hükümeti buna izin vermemiştir. 1958 yılında ise Boris Pasternak Edebiyat dalında Nobel ödülüne layık görülmüş, fakat Sovyetler Birliği’nin başında bulunan Nikita Kruşçev tarafından bu ödülü almasına izin verilmemiştir. 

İlginç olan bir başka olay da 1964 senesinde İsveç’teki kurulun Edebiyat ödülünü Jean-Paul Sartre’a vermesidir. Bu kararı kabul etmeyen Jean Paul, ödülü almayı reddeder. Bugüne kadar 800’den fazla kişi veya kuruluşa Nobel ödülü verilmiştir. 

Türkiye’de bu ödüllerden nasibini alan bir edebiyatçı ve bir de bilim adamı bulunması bizleri gururlandırmaktadır. Bence bu göstergede, bir ders yattığını düşünmekteyim. “Bizim bilim adamlarımız Nobel ödülüne layık değil mi” diye bir soru sormaya kalksam, cevabı içinde çok parametreler olduğuna inanırım. Bir bilim adamı yetişmesi için araştırma yapması gerekir. Araştırma yapmak hava veya çeşmeden akan su ile olmamakta. Önce bilim adına bir kuram yaratması gerekir. Bu kuram üzerinde deneyler yapabilecek bir araştırma laboratuvarı olması lazım. Hammadde ve diğer girdilerin bulunması gerekir. Araç ve gereçler bu konuda olmazsa olmazları teşkil etmekte. Tamam işte burada bu bilim adamına araştırması için bir bütçe gerekir. Kuramı üzerinde düşünürken ülkedeki enflasyonu, işsizliği, evindeki mutfağın yangınını düşünmemesi gerekir. Çalışmalarını yaparken ek göstergeden elime ne geçecek diye düşüncesi olmaması gerekir. Siyasi iktidarın PROFESÖRLÜK payesini, araştırma ve yayın yapmadan ulufe dağıtır gibi dağıtan bir ülkede, ‘siyasi eğilimimden dolayı yayınım kabul görmezse’ endişesi taşımamalı. Sadece bilim üzerinde çalışması ve yoğunlaşması gerekirken, ülke içinde her an değişen gündemde çırpınan yurdum insanları, bir konuya teksif olmaktan uzak kalmaktalar. 

Aylardır evlerde hapis yaşamı sürdürdük. Ekmeği bile alıp yıkadığımız oldu. Merdiven inerken tırabzanlara tutunmamaya gayret ettik. Evde kaldığımız 3 haftada dışardan içeri hiçbir çöp girmemesine dikkat ettik. Torunlarımıza bile sevgimizi göstermeye gayret edip, bağrımıza taş bastık. Her gün salgının durumunu ekranlardan izledik. Kimseye zararımız olmasın diye evden dışarı çıkmadık. Bilim kurulu adında bir kurumun teşkil edilmesini, çok olumlu bir adım olduğunu toplum kabul etmekte. Ancak ‘Bilim kurulu tavsiye eder, siyasi irade son sözü söyler‘ diye aptalca bir cümle olmasını hayretle karşılamaktayız. ‘Bilim kurulunun tavsiyesine uymayacaksan, neden bu kurulu tahsis etmektesin?’ diye adama sorarlar. Kurulun tavsiyesine uymadığından dolayı hayatını kaybeden her vatandaşın vebali, siyasi iktidarın eline bulaşır, diye düşünmekteyim. 

Atatürk Havalimanı adının ortadan kalkmasına yönelik pistin ortasına yapılan sahra hastanesinden tutun da, Ayasofya’yı ibadete açıyorum diyerek 320 bin insanı Anadolu’dan kaldırıp İstanbul’a taşıyarak, salgının yayılmasına neden olan zekadan yoksun kafalarda, Giresun’da miting yaparak halka 5 liralık çay dağıtan zihniyet aynı olduğu müddetçe, bu ülke de ne Pandemik hastalık süreci sona erer, ne de NOBEL’e aday çıkar diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Nobel