Mevsimlerden Sonbahar
Ekim ayındayız. Yaz sıcaklığı geride kaldı ve havalar yavaş yavaş serinlemeye başladı. Ağaçların o yemyeşil yapraklarını toprağa bırakma vakti. Her ne kadar hüzün ayları denilse de severim sonbahar mevsimini. Biraz soğuk, biraz da sıcak havanın karışımı, huzur veren bir serinliği var.
Havalar gittikçe soğumaya başlasa da renklerin sıcaklığı hissediliyor yine bu mevsimde. Etrafta mavi, sarı ve turuncunun bir arada olduğu bir renk cümbüşü meydana gelir. Hem doğada hem de insanlarda bir hareketlilik başlar. Her yerde bir hazırlık, bir enerji oluşur. Mesela okulların ilk zili sonbaharda çalar. Evlerdeki kış hazırlıkları, yapılan dip bucak temizlikler yine bu mevsimde başlar.
Sonbahar, özlemlerin, umutların, heyecanların ve ayrılığın mevsimidir. Şair ve ressamların mevsimidir. Daha çok bu mevsimi sever şairler, ressamlar, âşıklar. En güzel mısralarını bu mevsimde dile getirirler. O ayrılık, vuslat şiirleri belli ki hep bu mevsimden ilham alarak ortaya çıkmış.
Her mevsimin kendine özgü güzellikleri var ama sonbahar bir başka güzeldir. En önemlisi kışın habercisidir. Soğuk ve uzun gecelerin yavaş yavaş kapımızı çalmaya başladığını haber verir.
Benim için bambaşka bir anlamı var bu mevsimin. Bana benziyor Sonbahar. Kış ılıklığının, serinletici rüzgarın ve yakmayan güneşin karışımı... Sonbaharda doğan güneş sıcacıktır, yüreğini ısıtır insanın. Tıpkı onca olumsuzluklar içinde yeşeren bir umut gibi. İşte benim de öyle güneşli yanlarım var…
Sonbahar aşk mevsimidir, sevgiyle aynı şemsiyeyi paylaşırsın. Bu mevsime bazen bir şiirde, bazen bir taloda, bazen de kendinde rastlarsın. Bana hissettirdiklerini seviyorum bu mevsimin. Aşkı, yağmuru, tekrar yeşermek üzere solan yaprakları...
Dört mevsimin de kendine özgü güzellikleri var. Önemli olan bu güzellikleri görerek yaşamaktır.