Formül

YAYINLAMA: 19 Ocak 2021 / 21.38 | GÜNCELLEME: 19 Ocak 2021 / 21.38

Bir müesseseye veya bir kuruma gittiğinizde kapıdan içeriye girin, bir camekan arkasında duran kişilerin önündeki camda ‘’ DANIŞMA‘’ yazar. Yürüyüp giderseniz , arkanızdan bağırırlar size, ‘ Beyefendi, kime geldiniz ? ‘   Bu kibarca kendilerine danışılması gerektiğini ikaz eden bir cümledir. Aslında camın üzerinde ‘ DANIŞ‘ kelimesinin yazılması gerektiğini hep düşünmüşümdür. Bir kelimenin sonuna gelen olumsuz ek, onu yalın bir kelime yapmaya yetmemekte. Bu nedenle danışmadan yürümeniz doğal olduğu görüşündeyim. Bu konuya çok kafa yordum, hatta her ikaz edildiğimde , kapıda duran görevlilere, bu kelimenin olumsuz ekinin değişmesi gerekir, diye latife ettiğim çok olmuştur. Onlarda ‘ Haklısınız‘ demek mecburiyetinde kadılar.

Bu olumsuz ekler sadece bu kelime ile kalmamakta.  Hatta bazı kurumların isimlerinin de bu kırılmada olduğuna inanırım. Çalışma Bakanlığı, Bu bakanlık, anlaşılan işçilerle ilgili bir bakanlık. Ancak ÇALIŞMAadı ile anılınca, yine bir olumsuz kelime gelmekte karşımıza . Halbuki Avrupa’daki diğer ülkelerde, mesela İngilterede ‘Ministry of Labour’, Almanya’da ‘Arbeitsministerium’,  Fransa’da ‘Ministtere du Travail’, İtalya’da ‘Ministro del Lavoro’ olarak ifade edilir ve bu kelimelerde hiç olumsuz bir takı bulunmamaktadır. Ancak bizde olumsuzlukla başlayan bir bakanlık.

İş ve İşçi Bulma Kurumu, tabela olarak, aynı paralelde anlam ifade etmekte. Hani ‘’ İş ve İşçi Bul Kurumu ‘’ adı ile ortaya çıkmış olsa, insanlar iş ve işçi ararlar. BULMA olunca yine bir olumsuz ekle karşılaşmaktayız. Belki bu nedenle, ne iş nede işçi bulmak mümkün olmamakta. Kimi yerde işçi, işi beğenmez, kimi yerde ise  işçi, verilen işte verimli olamaz. Belki bu nedenle İşçi ve yönetim aynı dalga boyunda rezonansa girememekte. İşçi, iş bulamamakta zorluk çekmekte, ayrıca iş yerleri de uygun işçi bulmakta, kimi zaman şanslı olamazlar.

Hele işçilerin ücretlerine zam konusunda hiçbir zaman Hükumetle anlaşması mümkün olmamakta. Çünkü Yönetim, her daim iş verinin yanında olmak mecburiyetindedir. Halbuki, gerçekte, İş Bakanlığı, işçinin hakkına sahip çıkması gerekmektedir.

Üniversite hayatımda bazı hocalarıma çok saygı duydum. Bilhassa fizik konusunda matematikle birleştirip öyle bilgiler verdiler ki, unutmam mümkün değil . Her konuda bir formül koyarlardı tahtaya. Formül de, matematik hesaplarla gelişir, ve bir anlam taşırdı. İsminin yazılışından pek emin olmamakla beraber Prof. Beeky adında bir hocamız vardı, bize Fizik dersine gelmişti. İlk öğrettiği konulardan biride, bir kütle, sahip olduğu hızın karesi ile çarpılması ile elde edilen değerin yarısı, onun kinetik enerjisini verdiğini anlatmıştı. Bu formül hayatımızda neye yaradı diye sorarsanız, iş hayatımda bulaştığım rüzgar enerji santralları konusunda, proje geliştirirken, çok işime yaramış, çok kullanmıştım.

Birde denemesini yaptığımız, boşlukta cisimlerin birbirlerini, bir formül ile ifade edilen, çekim güçlerini anlatılmıştı. İşin içinde yine matematik vardı. Boşlukta cisimler kütlelerinin çarpımı ile doğru orantılı, aralarındaki mesafenin karesi ile ters orantılı bir şekilde bir birilerini çekerler, denilmekteydi.  Vakum içinde iki değişik kütleli topları birbirine yaklaştırılması ile elde edilen rezonansla yaptığımız deneyde, bunu ispat etmiştik. Bu formüle de, rakamları koyup değerler elde edebilirsiniz. Doğada da bunu ayın çekiminde, okyanuslardaki gel-git olayı ile doğrulamanız mümkündür. Bir başka bir deyişle her problemin bir denklemi bulunur. Bu denklemlerde yeter ki doğru rakamları, doğru yerlere koymanız sonucunda, doğru  değerleri elde edebilesiniz. Bu arada iki hocamı da rahmetle anmadan geçemeyeceğim, Prof. Feza Gürsoy, diğeri ise Prof. Erdal İnönü. Bizde çok emekleri vardır.

Türkiye’de 2019 yılı TUİK verilerinde toplam, Ticaret Odalarına kayıtlı, Ticarethane sayısı 1 milyon 791 bin 201. Bir başka anlatımla Türkiye nüfusunun  %2.1 i ticaretle uğraşmakta.  Bu değer 2020 senesi Aralık ayı itibari ile 1 milyon 273 bine gerilediğini görmekteyiz.  Yani 518 bin 200 ticarethane kapanmış durumda . Bu sadece 1 senede kapanan iş yeri sayısı. Bu iş yerlerinde çalışan işçilere ne olduğunu merak ediyorsunuzdur. Bende merak etmekteyim. Devlet işsizlik oranının düştüğünü telaffuz etmekte. ORAN denildiği zaman mutlaka bir formül olması gerekir. İşte aradığım bu : İŞSİŞZLİK ORANI FORMÜLÜ . Bana bir formül vermeniz gerekir, Türkiye de  işsizlik oranının düştüğünü hesaplayan bir formül. 500 bin işyeri kapanacak ve çalışma sahaları azalacak, artan işsizliğin yerine işsizliğin azaldığını gösteren  bir formül ki, buna inanalım . Hani Conk Ahmet’in bir makinası varmış, içine hava üfler, makine çalışırmış gibi bir hurafeye kim inanır, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına. 

Formül