Uzaktan eğitime dair anketin bize yansıttıkları
(Eğitim Sen Uzaktan Eğitime Yakından Bakıyor” Anketine Bir Bakış)
İnsan yaşarken, gelişirken sağlıklı olmaya; aileden, çevreden, okuldan eğitim almaya ihtiyaç duyar. Öğrenme, isteğimiz ile ilgili değil, yaşamımızı idame edebilme, hayatın akışına uyum sağlayabilme zorunluluğumuzla ilgilidir. Hele ki, “geçmişi kısa, geleceği uzun olan çocuklar,” ertelemesiz öğrenmeye, yaşamda var olabilmek için eğitim almaya muhtaçtır. Günümüzde en çok tartışılan gündemlerden biri hep PANDEMİ döneminde öğrencilerin eğitime ulaşma durumu olmuştur. Hem ulusal, hem de uluslararası düzeyde bir çok veri ve çalışmayla PANDEMİ’nin eğitime etkileri ve alınacak tedbirler sürekli güncelliğini korumaktadır.
Dünya’da eğitime erişemeyenler ile ilgili geçen haftalarda üç yazı ile çalışma yürütmeyi çabaladık. Ve bu çalışma üç yazıya sığmadığı için (Dünyada Çocukların Eğitime Ulaşımı) önümüzdeki haftalarda sürecek.
Dünyada çocukların eğitime ulaşma durumu araştırmasını yaptığımız bu dönemde, Türkiye’deki çocukların eğitime ulaşımı ile ilgili olarak “Eğitim Sen Uzaktan Eğitime Yakından Bakıyor” adlı anket çalışması yapıldı. Bu anket ulusal basının gündemindeki gerçekçi, etkili ve yaygın biçimde yerini tutmuşa benziyor. Daha çok bu anketin ulusal basındaki yansıma ve etkilerini paylaşarak, pandemi döneminde eğitimde karşılaşılan güçlük, zorluk ve eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin boyutunu kavramaya çalışacağız.
Anketi Eğitim Sen (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası), tüm öğretmenlere açık olacak şekilde gerçekleştirdi. Öğretmenler kendi bağımsız iradeleri ile katılım sağlayabildiler. Anket, 3743 öğretmenin katılımıyla ile sonuçlandı.
Anketin ulusal basındaki yansımalarını inceleyelim…
Milliyet Gazetesinde yer alan habere göre ankete yansıyanlar:
Öğretmenlerin %44’ü, uzaktan eğitime katılım oranının yüzde 20’nin altında olduğunu belirtti.
40 kişilik bir sınıfta 8 öğrenci sınava katıldı.
Derse katılımın yüzde 71 ve üzeri olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 15.8 oldu.
Çevrimiçi derslerdeki en ciddi sorunlar ise öğrencilerin internet ve cihazları edinememeleri,
Araştırmaya katılanlar öğretmenlerden, iki doz aşı olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 15 olurken, birinci doz aşıyı olup ikincisini bekleyenlerin oranı yüzde 29 olarak tespit edildi.
Henüz aşı olmadığını belirten öğretmenlerin oranı ise yüzde 56.
Öğrencilerin sürekli evde kalmalarının, hem de yaşına uygun gruplarla bir arada olamamaları ile öğrencilerin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını giderememenin etkileri de ankette açığa çıkmış.
Milliyetin haberinde: “Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 21’i, öğrencilerin uzun süre evde kapalı kalmalarının sonucu olarak iletişim ve etkileşim eksikliğinin ortaya çıkardığı duygusal sorunların yanı sıra internet bağımlılığı ve fiziksel aktivite yetersizliği gibi sorunlar yaşadıklarını belirtti.”
Sözcü Gazetesinde yer alan habere göre ankete yansıyanlar:
Pandeminin ilk aylarında uzaktan eğitimden kopan çocuk sayısı yaklaşık 6 milyon.
21 Eylül 2020-30 Nisan 2021 tarihleri arasında ancak 12 milyon 805 bin öğrenci EBA'yı etkin biçimde kullandı.
“Zorunlu eğitime kayıtlı öğrenci sayısı yaklaşık 18 milyondur. 4 milyona yakın çocuk ve gencin ne uzaktan eğitimde ne de yüz yüze eğitimde olduğunu tahmin ediliyor.
Öğretmenlerin uzaktan eğitime ilişkin yargılarının oldukça olumsuz olduğunu anket ortaya koymuştur.
Uzaktan eğitimin koşulları oluşturulamamış ve ‘eğitim süreci devam ediyormuş algısı' yaratılmıştır.
Öğretmenlerin yüzde 84'ü okulların açılması gerektiğini belirtti.
Öğretmenlerin yüzde 59’u günde 5-6 saat, yüzde 10’u 7 saat ders yapıyor.
T24 İnternet Gazetesi ise anketi şu şekilde kamuoyu ile paylaşmış:
Öğrencilerin uzaktan eğitimde konuları yeterince öğrenemedi diyenler yüzde 17.
Öğrencilerin uzaktan eğitimde odaklanma ve motivasyonlarını yitirmeleri yüzde 16 olarak belirlendi.
Öğretmenlerin kendi çalışma koşullarından çok eğitimin niteliği ile ilgili sorunları önemsemesi dikkat çekti.
Öğretmenlerin yüzde 61’i uzaktan eğitim sürecinin çocuklar için eşit koşullar sunularak sürdürülmediğini belirtti.
Tüm anketin ulusal basındaki yansımaların kısa bir özetine baktığımızda çarpıcı sonuçlarla karşılaşıyoruz. Sahaya inildiğinde, özelikle öğrenci ve veli merkezli yapılacak anketlerde çok daha can alıcı ve çarpıcı sonuçlara karşılaşacağımızı da tahmin etmekte sakınca görmüyoruz. Eğitim, başta gelen ve vazgeçilmez olan kamusal hizmetlerden biridir. Her öğrenim çağında olanın, her koşulda eğitime devam ortamlarının yaratılması önemlidir. Tabi ki insan için önce yaşam hakkının korunması ve sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi en öncel durumdur; bunlar sağlandıktan sonra kesintisiz şekilde eğitim devam ettirilmeli. Bu araştırma ve anket çalışmalarında görüldüğü gibi uzaktan eğitime dair sonuçların ve koşulların beklenen doz ve seviyeye ulaşmadığı sonucuna varılmış.
Tüm toplumsal sınıf ve kesimlerin aynı alt yapıya “sahiplermiş gibi” bir algıyla gerçekleştirilen uzaktan eğitim uygulaması, milyonlarca öğrencide “fırsat eşitsizliği” sonucu yarattığı, ankette görülmektedir. OECD'nin son raporuna göre, Türkiye 2020 yılında iş günü itibariyle okulları en uzun süre kapatan ilk dört ülke arasında yer aldı. Bir an önce yüz yüze eğitime geçilmesi ile ilgili öğretmen görüşü ve tespiti ankette açığa çıkmış. Çok vakit kaybetmeden güvenli, sağlıklı ve hijyen koşulları sağlanmış okullarda yüz yüze eğitime geçme ihtiyacı aşikardır. Aksi takdirde öğrencileri sadece okullardan uzaklaştırmış olmayacağız; yaşam isteğinden, sosyal varlık olmalarından, toplumsal yaşam kültüründen, dayanışma ve işbirliği yapma duygularından, beceri ve yeteneklerini ortaya koymalarından alı koymuş olacağız.
Kaynaklar:
OECD 2020 raporları.
Eğitim Sen anketi (Eğitim Sen Uzaktan Eğitime Yakından Bakıyor.”)
Milliyet Gazetesi
Sözcü gazetesi
T24 İnternet Gazetesi