Her şey saygıyla başlıyor…
Her karışımızla tam bir Orta Doğu yansımasıyız. En derin ve en temel problemimiz maalesef ki "saygı kavramını sindirememiş olmamız" bu durum sosyolojik problemlerin doğumu noktasında bir ana kaynak oluşturmuş durumda.
İnsana saygısızız, doğaya saygısızız, farklı dillere farklı renklere saygısızız, inanca saygısızız, inançsız olmaya saygısızız, kendi inancımıza saygılıyız fakat başka inançlara saygısızız, bu böyle uzayıp gidiyor. Fakat en başta kendimize saygı duymuyoruz öz-saygı kavramı bizde henüz gelişmemiş, dedikodu kültürü bütün toplumsal ilişkilerimizi adeta zehirli bir sarmaşık gibi sarmış durumda. Kendi eksikliklerimizi dedikodu yaparak kamufle etmeye çalışıyoruz. Bu kamuflajı çoğu zaman inanç üzerinden de yapmaya çalışıyoruz.
Fakat hiçbir inanç kisvesinin yapmış olduğumuz ahlaksızlıklara kamuflaj oluşturamayacağı ve bizi iyi birer insan ya da üstün insan yapamayacağı gibi, sadece inançsız olmakta bizleri iyi, modern ve çağdaş birer insan yapmıyor. Ne zaman içimizdeki farklılıklara saygıyla yaklaşıp, birbirimizle empati kurmaya başlarız, işte o zaman insanca bir yaşamı hep beraber inşa edebiliriz... Yani anlayacağınız her şey saygıyla başlıyor...