Biz olabilmek
Bugün biraz gündemin dışına çıkıp insanı insan yapan temel değerlerden bahsedelim. Toplum olarak en büyük problemlerimizden biri de bizi biz yapan bu değerleri çoktaaan unutmuş olmamız. Şu sıralar herkes kendi kişisel menfaatlerini ön plana atmış, sadece kendisini düşünerek hareket ediyor. Yıkıcı eleştiriler, birbirini küçük düşürmeler, benmerkezci davranışlar almış başını gidiyor.
‘Ubuntu’, bu kelimeyi daha önce hiç duydunuz mu? Ben yeni öğrendim. Çok güzel bir anlamı var. Öğrendiğinizde eminim siz de çok etkileneceksiniz.
Afrika’da çalışan bir antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir. Oyun basittir. Çocukları belirli bir yerde yan yana sıraya dizer ve açıklar:
“Herkes karşıdaki ağaca kadar tüm gücüyle koşacak ve ağaca ilk ulaşan birinciliği kapacak. Ödülü ise yine o ağacın altındaki güzel meyveleri yemek olacak.”
Çocuklar oyuna hazır olunca, antropolog oyunu başlatır. İşte o anda bütün çocuklar el ele tutuşur ve beraberce koşarlar.
Hedef gösterilen ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar.
Antropolog şaşırır ve çocuklara neden böyle yaptıklarını sorar. Aldığı cevap hayli manidardır. “Biz ubuntu yaptık...
Yarışsaydık, aramızdan sadece bir kişi yarışı kazanacak ve birinci olacaktı. Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi, ödül meyveyi yiyebilir?
Oysa biz ubuntu yaparak hepimiz yedik. Ubuntu bizim dilimizde “Ben, biz olduğumuz zaman Ben'im demek.”
Yukarıdaki yazı, sosyal medyada yapılan paylaşımlardan bir alıntı. Bu yazı, gerçeği ne kadar yansıtıyor bilmiyorum ama anlatılanlar çok güzel bir öğreti. İyi bir ders çıkarmalı herkes bundan. Birlik ve beraberlik içerisinde olmanın kazandırdığı gücü anlatıyor. Çok küçük bir ihtimal ama umarım yakın zamanda hepimiz ‘biz’ olmayı öğreniriz.