Kadersel zamanlamalar…
“Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin ne de hayat karşısında çaresizsin.” der Şems…
Peki ne demek ister acaba? “Güzergah” derken, “yol ayrımları” derken ne demek ister?..
Bunlar belli derken ne diyor yani?.. Esasında benim burada açıklayacaklarımdan çok daha fazlasını söyler elbette. Konuya hangi uzmanlık alanının perspektifinden baktığınıza göre bile çeşitlenir yorumlar.
Uzmanlık alanı demişken, özellikle gençlere tavsiyem kendilerine ait bir uzmanlık alanları mutlaka olsun. Kendi alanlarında en derinlemesine bilen olsunlar. Bir taraftan da hayat öylesine çok boyutlu ve renkli ki. Konularının uzmanı olurken hayatı da kaçırmasınlar. Her konuda biraz bilgi sahibi olsunlar.
Tam da bu kafayla son birkaç aydır astrolojiye merak saldım. İlgilendikçe öğrendim ki “astroloji bilimi” bizlere, içinden geçtiğimiz zamanın kalitesi ile ilgili muazzam bilgiler veriyor.
“Zamanın kalitesi” derken?.. Yani içinde bulunduğumuz süreçte neler tetikleniyor, kolektif enerjiye nasıl yansıyor, kişisel haritalarımıza nasıl etki ediyor gibi çıplak gözle görülebilir etkileşimler.
“Gökte ne varsa yerde de o vardır.” diyen “benzerlik ilkesini” tam da burada anmazsam olmaz. Her şey ama her şey birbirine o kadar bağlı, o kadar ilişkili ve girift ki. Neyi ne kadar anladığımız, neyi ne kadar birbirine bağladığımız, bağlantıları fark edebilmemiz ne kadar ve ne boyutta bilgi sahibi olduğumuz ve bakış açılarımızda derini ne kadar görebildiğimiz ile kısacası farkındalığımız ile ilgili.
Her ay içinde bir yeni ay ve bir dolunay yaşıyoruz. 18 Mart’ta Başak burcunda bir dolunay olacakmış. Etkisi bir iki gün öncesinde ve sonrasında devam edebilirmiş. Aman aman dikkat. Neden böyle söylüyorum çünkü bugün öyle bir olay yaşadım ki belki bu yazıyı yazmama da vesile oldu.
Başak burcunun temsil ettiği konular temizlik, titizlik, eleştiriyi çok yapmak gibi konulardır. Bu kadarını yüzeysel olarak astroloji bilenler de bilirler. Bugün spor salonunda benim önümde spor yapan iki hanımefendinin spor ayakkabılarının kirli olduğunu fark ettim ve kendimi tutamayıp uyarmak istedim. Meğer bu iki hanım anne-kız imiş. İkisi birlikte üzerime yürüdüler, eyvahlar olsun neredeyse dayak yiyordum. Neye uğradığımı şaşıran ben sinirden titreyen genç kızın sakinleşmesi için özür bile diledim. Bin şükür bir sakatlık olmadan salondan tek parça çıktım.
Olaydan yarım saat falan geçtikten sonra Başak dolunayı aklıma geldi. Ki benim kişisel haritamda Başak etkisi çok düşük. Buna rağmen olanlar böyle arkadaşlar. Aman aman dikkat edin. Sağ selamet atlatalım, bu ara eleştirel davranmayalım, kimsenin temizine pisine karışmayalım.
Astrolojik bir perspektifle Şems’in kader tanımına geri dönersek sözü geçen güzergah, değiştirilemeyen yol ayrımları gibi kavramlar; kolektife ve kişisel haritalarımıza etki eden gökyüzü hareketleri ile oluşan ilahi müdahaleler ve kadersel süreçler diye açıklanabilir. Buraya kadar yapacak bir şey yok evet peki ne yapabiliriz?..
Spor salonunda olanlara dönersek; kendimi tutabilirdim ve eleştiri yapmayabilirdim, genç bir kızın sinir krizi geçirmesine sebep olmayabilirdim, fakat böyle bir tepki ile karşılaşacağımı öngörememiştim. Oysa ben tipik bir Başak burcu insanı gibi davrandım. Başak burcu ile alakam olmamasına rağmen. Ve Başak dolunayı gündemin dikkat edilmesi gereken alanını açıkça işaret ettiği halde.. Yani kader, zamanın enerjisini önümüze koyuyor, gerisi bizim bununla ne yapacağımızı seçmemizle ilgili. Elimizden geldiğince uyanık olalım, farkında olalım ve şu ayeti hiç unutmayalım;
“Bilenle bilmeyen hiç bir olur mu?”…
Hoşçakalın…
Sevgiler, selamlar…