Kendime dürüst müyüm?..
1 Nisan Koç yeniayı ile beraber yenilenme enerjisi içindeyiz hep birlikte.. Yenilikler, yeni fikirler, zihinlerde bir karnaval havası olabilir.. Keyifli bir süreç :) Bir yandan da içimizdeki Koç’un tos vurma yani öfke enerjisine dikkat.. unutmayalım ki pozitif ve negatif her zaman iç içe…
Kolektifte bunlar olurken, bizler ne alemlerdeyiz acaba?.. Kendimize sormamız gereken sorular var mı?.. Ne yapmak istiyorum, ne yapıyorum?.. Eylemlerim kime ya da neye hizmet ediyor?.. Bunu yapıyorum ama bana yararı ne?.. Zamanımı ve enerjimi nelere harcıyorum?.. Mutlu muyum? Sözlerim ve eylemlerim paralel mi, yani kendime dürüst müyüm? Kendime net miyim? Yoksa bahanelere mi sığınıyorum?.. İsteklerim ve eylerim aynı hizada mı?.. gibi gibi gibi…
Bu tür soruları kendisine hiç sormayanları bir yana bırakıyorum soranların çoğunluğunun da aldığı cevaplardan bütünüyle memnun olmayacağını en azından kendimden biliyorum… Fakat soranlar sormayanlardan beş on adım öndeler.. net..
Kendine dürüst olmak demek, mış gibi yapmamak aslında. Yani duygu durumun ne ise onu olduğu haliyle kabul etmek. Sadece bu kabul bile bir sıkıntı varsa bunun ortadan kalkması için büyük bir adım. Gerisi akış…
Kişisel algılarımız bir çeşit virtüel realite gözlüğü. Hani ineklerin gözüne takıyorlar ya, boynuna asılı suni yemini yerken kendini yemyeşil çimlerin arasında hissetsin ve bol bol süt versin diye. İşte öylesi gözlüklerimiz var görünmeyen. O gözlükler duygu durumlarını, duygular düşünceleri yaratıyorlar ve düşünceler de eylemleri. Yani nasıl algılıyorsan o doğrultuda davranıyorsun. Otomatik.
Peki ya yanlış algılıyorsan? Sonuç?.. yanlış davranıyorsun…
Yanılmamıza neden olabilen bu virtüel realite gözlüklerimizden başka bir de iç seslerimiz var ki işte onlar can!..
İşte onlar doğrucu davut :)
Kendine dürüst olmak, iç sesine kulak tıkamamak demek. Onu dinlemek, kendinle çelişmemek demek ve bu bence hem fiziksel sağlığın ve hem de ruhsal sağlığın olmazsa olmazı!.. Tam ters uçtan baktığımızda fiziksel ve ruhsal sağlık yerinde ise kendine dürüst olursun, ne içte ne dışta çelişki yoktur… Birbirini besleyen bir DöNGü… DeNGe…
Şunu da unutmamak gerekir ki hiçbir şey mükemmel yani kusursuz değil. Öyle olması da gerekmez. Bazen mükemmel bazen vasat hatta bazen kötü de olabiliriz… kusur da dengenin parçasıdır.. ;)
Neleri kontrol edebilirim?..
Kendimizden başka hiçbir şeyi..
Kendi dünyasında sahte bir mutluluk içinde birini siz dışarıdan görebilirsiniz ama o kendisini göremez. Aynı şey gereksiz bir sıkıntı içinde olan için de geçerli. Asıl güç kendi kendini dışardan görebilmek!.. Kendimizi, kendi algımızı en azından doğru yönetelim… Yani algımız bile yanıltıcı olabiliyorken hiç olmazsa kendimizle çelişmeyelim…
Maneviyatımızın gündemimizde olduğu bir süreç Ramazan… Kendi iç seslerimize daha çok kulak verdiğimiz, çıplak gerçekliklere daha cesaretle bakabildiğimiz, huzurlu ve sağlıklı bir Ramazan ayı geçirebilmek dileğiyle…
Sevgiler, selamlar…