“Kahkenin üçü, Antebin içi…”
Bu ifade, Antep sevdalısı hemşerilerim ile “günde üç öğün kahke de yesem Antep’ten vazgeçmem” anlamında kullandığımız bir sözdür. Bilmeyenler için kahke, “susamlı simit” manasında.
Neden böyle bir başlık attım anlatayım.
Orijinal ve özgün işlere bayılıyorum. Bugün bir hediye fikrine denk geldim. O kadar ince düşünülmüş ki paylaşmazsam olmazdı.
İsmi “arşivden hediyeler”. Hediye verilecek kişinin doğduğu güne ait orijinal günlük gazeteler, takvim yaprakları gibi ürünler var arşivlerinde. Bunları gül yapraklarıyla beraber şık bir kutuda hazırlayıp yolluyorlar. En eski 1938 yılına ait gazeteler varmış ellerinde. Nasıl zarif bir hediye fikri, çok sevdim… Sevdiğini tarihten bir parçayla buluşturuyorsun. Özel bir güne ait bir parçayla… çok şık…
Dikkatimi çeken bu güzellik, zihnimde günlük gazetenin değerini de bir kez daha hatırlattı aslında. İçeriği ne olursa olsun o günün, o zamanın enerjisini tarihin içine kilitleyen, onu somutlaştıran önemli bir araç günlük gazete.
Ardından kendi yazılarımı düşündüm. İçerik önemli dedim… Hem taşıdığı enerji de önemli ve değerli. Ayrıca yerel bir gazete ise yerele ait yöreye ait içerikleri yoğunluklu olmalı. Yerel olmayanlar zaten o kadar çok ki falan diye düşündüm. İşte böyle kendi zihnimde gezinirken Gazi şehrimin yükselen değerlerini yazmak fikri geldi. Hem güncel olması değerli hem de kendi mesleki bakış açımla yazmak istedim.
Gündemdeki parlayan mimarlar, iç mimarlar, parlayan yeni mekanlar, parlayan projeler, parlayan işlerden konuşalım anlatalım buradan. Güzel olmaz mı? Tabi ki olur.
Açıkçası benim de bazı güzelliklerden haberim olamayabiliyor. O nedenle lütfen paylaşın arkadaşlar… Instagram hesabım aktif. Lütfen bilgi paylaşımları için dm atın… Haber verin… Güzellikleri paylaşarak parlatalım…
“Kahkenin üçü, Antebin içi…” :)
Çookk sevgiler, selamlar…