PANDEMİ UYKUSU

Özellikle son aylarda Covid pandemisini unutmuş gibiyiz. Oysa ki bu pandemide bizler “EVDE KAL” söylemiyle evde otururken ülkemiz de dahil tüm dünyada çok köklü bir değişim yaşandı. Dünya dengeleri ve ekonomisi bambaşka bir rotaya girdi.

Şimdi geriye saralım; pandemi öncesi dönemde gittikçe AB’den uzaklaşan dış politikamız ve S400’ler nedeniyle ABD ile sürekli gerilen ilişkilerimiz bizi yeni arayışlara itti. Biz de Şangay Paktı diğer adıyla Şangay Beşlisine yakınlaşmaya başladık. Hatta en hayati problemiz olan Suriye savaşı için çözümü de bu paktın üyesi Kazakistan’ın Astana şehrinde arıyorduk. 

Bildiğiniz gibi Şangay Beşlisinin en önemli ülkeleri Çin ve Rusya’dır.. Diğer üyeler ise Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Hindistan ve Pakistan’dır.  

Bizim bu teşkilata daha da yakınlaşmamız ile birlikte Şangay Beşlisi’nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Şimdi kabaca son 3 yılda ne oldu bir bakalım…

Öncelikle Astana süreci ‘ne adını veren Astana şehrinin adı büyük tartışmalarla değiştirildi ve Nur-Sultan oldu.

Pandeminin Çin kaynaklı olduğu bilgisi tüm dünyanın beynine kazındı ve Çin’in hızlı yükselişine büyük bir darbe vuruldu. Çinliler uluslararası fuarlardan dışlandı, birçok organizasyona alınmadı, binlerce uçak seferi çok uzun süre iptal edildi. Üstüne üstlük nakliye bedellerinin aşırı artışı Çin’in fiyat avantajını zora soktu. Sonuçta Çin gibi bir devin dış dünya ile entegrasyonu ciddi zarar gördü.

Diğer taraftan Rusya ne olduğunu anlamadan çok ciddi bir savaşın içine çekildi. Hala devam eden bu savaş ile birlikte Rusya zorlu bir ambargo ile karşı karşıya. Pandemi ile tüm dünyanın gündemine oturan “çip krizi” , Rusya-Ukrayna savaşıyla pik yaptı. Çünkü bu iki ülke dünyada çip üretiminin hammaddesi olan Neon gazı ve C4F6 gazlarının ana üreticisi durumundalar. Üstelik ABD ve AB her ne kadar Ukrayna’yı desteklemiş görünse de sanki hiç bitmesini istemiyorlar bu savaşın.

Çin ve Rusya bu olaylar ile uğraşırken Kazakistan’da büyük bir hezeyana neden olan LPG zamları protestolarında 225 kişi hayatını kaybetti. Bir başka iç karışıklık provası Özbekistan’da oldu ve Karakalpakistan olayları ülkeyi sarstı, 18 kişi de bu olaylarda hayatını kaybetti.

Hindistan ve Pakistan da ise her gün “artık bundan daha kötüsü de olamaz” denilen her şey olmaya devam ediyor.

Biz ise Suriye’de, Akdeniz ve Ege de sürekli teyakkuz halindeyiz. Umarım aklı selim galip gelir ve istenmeyen bir çatışmanın içine çekilmeyiz.

Öte yandan halkımız özellikle verdiği ekonomik savaş nedeniyle yorgun ve yara almış durumda. Enflasyon uçtu, dolar uçtu. Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, işsizlik aldı başını gitti. Memleket harap ve bitap. Herkes kendi derdine düşmüş, esnaf sahipsiz, sanayici moralsiz ve suskun.

Pandemiyle kapanan işyerleri, kısıtlı çalışan esnaf, yorgun doktorlar, hemşireler ve tüm sağlık çalışanları…Onca yorgunluk, onca özveri ve üstüne de bu ekonomik darboğaz..

Doğalgaz zamları, elektrik zamları, akaryakıt fiyatları, yüksek kiralar…Sanki hepsi durdu durdu pandemi sonunda dev bir yumruk oldu, vurdu vatandaşa..

Pandemi pik yaparken evden çıkmadık, bittiğindeyse dışarda bambaşka bir dünya ile karşılaştık.

Pandeminin bir yan etkisi de insanlarda hafıza problemi yaratmasıymış. Ben bu yazıda, zorlu geçen son 3 yılda es geçilen ve unutulan bazı şeyleri hatırlatmak istedim.

Pandeminin nasıl çıktığı, kimlere bulaştığı ve nasıl mutasyona uğradığını hala öğrenemedik. Sanki pandemi bir uykuydu yaşanan her şey de bir rüya ve bu rüyanın sonunda bambaşka bir dünyaya uyandık..