Kadın ve toplum

YAYINLAMA: 28 Eylül 2022 / 14.32 | GÜNCELLEME: 28 Eylül 2022 / 15.39

İnsanlık tarihine dönüp bakıldığında bütün gelenek ve görenekler kadınlara bazı sorumlulukları ve kavramları atfetmiş olup kadının toplumdaki yeri ve önemini göz ardı etmişlerdir. Bazı kavram ve olguların kadınlar üzerinde büyük algısal farklılıkları beraberinde getirmiştir. Geleneklerin ve göreneklerin toplumdan topluma ekonomiden ekonomiye şekillenmesi kadınlar üzerinde otorite kurmuş olup, kadınların ikinci plana itilmesinde büyük etkisi olmuştur. Özellikle demokratik toplumlarda söz hakkının ekonomik gücü olan, savaşabilen hür insanlara ait olması politik gücü ve kanla aktarılan soyluluğu erkeklere ait olduğu düşüncesi yerleştirilirmiştir. Kadının erkeğe hizmet konusunda hep var olması gerektiğini bu yüzden üretenler kadınların ortaya çıkmasını engellemiştir.

Toplumların yarattığı bir takım gelenek ve görenekler kadınların daha birçok konuda itaatkar, bağımlı karakter yapıda benliklerini zedelerken diğer yandan cinselliğin kadın açısından tabu olarak kurulması benlik açısından da açıklanabilir. Erkeğin gözünün vicdanına mahkum olan kadınlar benlik saygılarını cinsellikleri yoluyla kazanmaya çalışırken Shere Hite’in ABD’li kadınlarla yaptığı görüşmeler sonucunda elde ettiği bulgu; kadını değerli kılan şeyin, erkeğini cinsel açıdan memnun etmesi olduğunu göstermiştir. (Sanford ve Donovan, 1999: 433).

Toplumların yarattığı bir takım gelenek ve görenekler, töreler, aslında erkeği bir çok konuda özgür bıraksa da toplumsal algının şekillendirdiği bir erkek rolü vardır ve bu erkeğe, kadınını, evini koruması gerektiği, çalışıp para kazanması gerektiğini dayatmaktadır. Bu durum aslında erkekleri psikolojik olarak yıpratmakta, daha içe dönük daha şiddet yanlısı kişilik geliştirmeye itmekte ve koruma duygusuyla hareket eden erkeklerin, şiddeti bir çözüm olarak görmesine neden olmaktadır.

Bunun haricinde bir kadın sağlığı sorunu olan kadın cinayetleri ve fiziksel ve duygusal şiddet kadında özgüven, öz benliklerinin oluşturmamasının yanı da duygularını tanıma konusunda daha içe kapanık bir yapı göstermiş olup bu olguların ve olayların kadının her hareketini kontrol etme çabasına girmesine ve erkeksi bir güçle birleştirerek farklı bir şekle büründürmüştür.

Kadın ve toplum