KRONİK MUTSUZLUK
İnsan doğası gereği bazı koşullar ve durumlar karşısında hissettiği şeyleri duygu olarak tanımlamıştır. Hepimiz günlük hayat da bir takım olaylar ve olgularla karşıya geliriz yaşadığımız, hissettiğimiz bazen uzun süreli, bazen kısa süreli bir şekilde devam etmesine izin verdiğimiz sürece duygularımızı var ederiz.
Mutluluk, mutsuzluk, endişe, öfke, kızgınlık, kaygı, şaşkınlık, sevinç, korku, pişmanlık, keder, vb. nice durum insanoğlun tarafından vurgulanan geçmişten bugüne kadar yaşadığı hissiyatlardır. Bu hissiyatlar ve duygular kendi ifade etmek için iletişimin en temel taşıdır. Örneğin, bebek doğar ve ağlar annesiyle ilişkisindeki doyum artıkça sakinlik ve memnuniyeti artar. Annesinin gülümsemesinde kendi gülümsemesi gören bebek ile annesi öfkelenince kaygılanan bebektir. Eşgüdümlü şekilde ortaya çıkan bazı duygular durum günümüzde bireylerde tek taraflı bir açıdan bakılmaktadır.
Mutsuzluk kişilerin kendi iç dünyalarına ait kişisel beklentisel durumudur. Kişi umutsuz, karamsar ve huzursuz hissettiği durumlar karşısında mutsuzluğu tanımlanır. Her şeyi monotonlaştırdığına inandıran bu duygu, bireyde hayatta zevk alamıyorum algısını yaratarak durumu kronikleştirebilir. Bireysel durumlarda yaşanılan aile sorunları, işi sorunları, iletişim sorunları vb. maddi ve manevi konuda sarsıcı konular mutsuzluğun temel kaynakları arasında rol almaktadır. Tamamen kronik ve psikolojik durumu ile kıyasladığımızda mutsuzluğu ‘depresyon’ olarak tanımlamak yanlış olur. Çünkü mutsuzluk bir duygu ve hissiyat süreci iken, depresyon bir hastalık tanımlama şeklidir ve farklı semptomları vardır. Peki ya kronik hale getirilen mutsuzluk, bazı bireyler bu durumu farkına varmadan yaptıkları tercihler ile kronik hale getirmektedir. Çok mutlu bir anda bile kendilerini geri çekerek mutsuzluk anına geri döndürebilir ve durumu kronik mutsuzluk haline getirebilirler. Bu bireyler hayatlarında karşılaştıkları durum ve olgulardan çok çabuk etkilenmektedir. Sürekli olumsuz şemada düşünceler geliştirmektedirler. Kronik mutsuzluk psikolojisindeki bireyler hayata negatife bakmayan, olumsuzluklara odaklanamayan kişilerin gerçekçi olmadıklarını düşünürler. Pozitif düşünmeye karşı savunmaları yaşanabilecek hayal kırıklığı ile engellemektedir.
Bu bireylerde genel olarak şu özellikler gözlenmektedir:
- Ben merkezci yapıya sahiptirler.
- Kendi güçlerinin farkında olmadan davranırlar ve sorumluluk almaktan kaçınırlar.
- Her olay sırasında öfke durumunu ortaya çıkarmaktadırlar.
- Yeni insanlar tanışmaktan kaçınırlar veya tanıştıkları insanlara karşı olumsuz düşünce şemaları oluştururlar.
- Geçmişten getirdikleri sürekli bir duygu eksikliği duygu karmaşası yaşarlar.
- Net kararlar vermektedirler veya çok çelişki arasında durumun sürecinden mutlu olmayacakları düşünürler.