UCUZ HAYAT
Ekonomik problemlerin çaresi elbette ki para. Yani ihtiyaçtan fazla para varsa ekonomi iyi diyebiliriz. Ekonomi iyi olunca da hayat kalitesi yükseliyor. İmkanlar artıyor; birçok problem kolaylıkla çözülüyor. Mutluluk artıyor ve insan ekonomi dışında başka şeylerle, sanatla, bilimle, keşiflerle daha fazla uğraşabiliyor. Hayatını daha güvenli bir mecrada sürdürüp, gelecek kaygısından uzak geleceği daha iyi planlama hakkına erişiyor. Bir nevi parayı sevmek ne kadar ayıplansa ve bunu kabullenmek ne kadar acı olsa da para hayata değer katma imkanı sunuyor insana. Tam tersi durum ise daha acı. Yani yeterli para yoksa ekonomi iyi olmuyor. Ekonomi de iyi değilse tüm yaşam kalitesi maalesef düşüyor. Seyahat özgürlüğü, beslenme, barınma, ısınma, eğitim ve sağlık hizmetlerini yeterli alamıyorsunuz. Yani ekonomik sistemin sizin hayatınıza verdiği değer sizdeki para kadar. “Paran yoksa öl” diyorlar ya işte tam da öyle oluyor.
Hayat ve ekonomi…İşte çağımızın en acımasız sarmalı. Bu acımasız sarmal elbette ki tüm dünya insanlığını tehdit ediyor. Ancak her türlü ekonomik badireyi görmüş ve hali hazırda görmekte olan bir ülke olarak Türkiye’yi çok daha derinden etkiliyor bu süreç.
Dikkat ederseniz trafik kazaları ciddi bir şekilde artmaya başladı. Ölümlü ve ağır yaralanmalı kazaları daha çok duyar olduk. Çünkü insanlar artık araçlara para yetiştiremiyor. Eskiyen fren balatalarını kullanmaya devam eden nice sürücüler var trafikte. Araç bakımları, muayeneler azaldı. Kaza doğal olarak “geliyorum” diyor.
Kişisel sağlık ve bakımda da durum aynı. Geçim derdi tüm önceliklerin önüne geçti maalesef. Para tutan tüm sağlık harcamaları öteleniyor. Hayat pahalılığı artıkça insan hayatının değeri ucuzluyor…
Tabi bir de etik değerlerden bahsetmek lazım. Çünkü derinleşen ekonomik zorlukların toplum yapısını bozması kaçınılmaz. Fuhuş, rüşvet, hırsızlık ve yağmacılık bilindiği gibi bu tür şartlarda çok kolay hayat bulur kendisine. Toplum olarak uyanık olmalı bu ekonomik çalkantıların toplum yapımızı, etik değerlerimizi ve huzurumuzu bozmasına izin vermemeliyiz.
Ekonomik çöküşler tamir edilebilir ancak ahlaki çöküşleri tamir etmek mümkün olmayabilir.