Pittsburgh’a olan sevgim…
Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey’in ‘Kardeş şehirler’ projesini beğeniyor ve destekliyorum.
Hele son kardeşimiz, Amerika’dan Pittsburgh, Pennsylvania, alülale oldu. Hatta, Bülent Ersoy’un deyimiyle, ‘fevkaladenin fevkinde’ oldu demek daha doğru!
Ama neden bu kadar gecikildi?
Bu ülkede hepimiz için Pennsylvania hayati önemdedir.
Oranın vizyonu, görüşleri, emirleri, temennileri bizi yönlendirir, yönetir…
Bu kadar hayati önemdeki bir yerin çok daha evvel kardeşimiz olması gerekmez miydi?
***
Dr. Asım Güzelbey, Pennsylvania’ya hiç direkt uçmadı. Hep önce Kanada’ya uçtu, oradan da Pennsylvania’ya!..
Adı da hep Kanada’ya gitti oldu!
Artık siz sağ ben selamet… Direkt Pennsylvania’ya uçabilir, ne de olsa kardeş şehrimiz.
Dr. Asım Bey nasıl Antep’in şehri emininiyse, kardeşimiz Pittsburgh’un da ağabey sıfatıyla emini sayılır. Antep dünyanın en eski şehirlerinden birisi. Pittsburgh’un kaç senelik geçmişi olabilir ki!..
***
Bu kardeşimiz gerçekten çok güzel. Yanlış anlaşılmasın, diğer kardeşlerimiz de çok güzel, mükemmel ama Pittsburgh’un yeri bir başka..
Güzel kardeşimizin resmini köşeme aldım ki, güzelliği görsünler ve biran önce Asım Bey ‘kardeş turu’ düzenlesin. Bu işleri çok iyi yapar. (Tuncay Bey’de iyi yapar, hakkıını yemeyelim!)
Bu iş iyi oldu.
Eminim Cahit Bey de sevinmiştir, memnun olmuştur.
Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!
Hayırlara vesile olur inşallah…
Merak
İnsanoğlunun Mars’a gönderdiği uzay aracının adı, ‘Curiosity/Merak’.
Bizim toplumumuzda ‘merak’ pek hoş karşılanmaz, ‘İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir’ diye korkutucu, endişe verici deyiş vardır.
Oysa ‘merak’ bir şeyi anlamak veya öğrenmek için
duyulan istektir. Keşfetme, anlama içgüdüsü,
kurcalamadıkça rahat vermeyen duygudur.
‘Merak’ deyince aklıma hep aynı hikaye gelir.
Yetmişli seneler…
Gaziantep Valisi Mustafa Yörükoğlu. Çok iyi bir insan, iyi bir yöneticiydi.
Onun zamanında Gaziantep’e ‘Gümrük Başmüdürü’ olarak Mustafa Bey atandı.
O zaman Antep için böyle bir başmüdürlük epey fantaziydi! Hiçbir işlevi olmayan, 50 metre kare sahası olan bir yerdi.
Başmüdür Mustafa Bey Antep’e yalnız geldi ve ev tutmadı. Zamanın en lüks oteli, hala da bence en güzel oteli, Kaleli’de kalıyordu.
Mustfa Bey, gece hayatına çok düşkündü. Hemen kendisine bir çevre edindi ve her gece zamanın en lüks pavyonu ‘Harem Pavyon’da eğleniyordu.
O zaman kimsenin giyemediği ipek gömlekler giyiyor, iki dirhem bir çekirdek geziyor, gecede birkaç pavyona gidiyor ve yüklü hesaplar ödüyordu. Kredi kartı falan olmadığı için harcamalar hep nakitti…
***
Çok geçmedi, dedikodular arşa çıktı.
Adamın aldığı maaş 2 bin 700 lira, oysa yalnız otele ödediği para ayda 2 bin 900 liraydı!
Herkes meraktan çatlıyordu: “Bu yoğurdun bolluğu nereden geliyor?”
Vali Yörükoğlu bile merak edip araştırtmış ama bir şey bulunamamıştı. Hem zaten Antep’te gümrüklük ne vardı ki…
***
Epey uzun sürdü ama merakımız da zail oldu, çünkü işin toku çıkınca ihbar makanizması iyi çalışmıştı!
Meğerse o zaman zeytinyağı ihracında yüzde 40 vergi iadesi varmış.
Tonlarca hayali zeytinyağı Suriye’ye gitti mi? Gitti..
Parası geldi mi, geldi…
Gelen paranın yüzde 40’ı vergi iadesini arkadaşlar paylaşıyorlarmış!
Bir zeytinyağı ülkesi olan Suriye’ye bu kadar çok zeytinyağı ihraç edilmesi bazı dikkatli gözlerden kaçmayınca, Mustafa Bey yakayı ele verdi! Biz de rahat bir nefes aldık!..
Soruşturma, kovuşturma falan derken Mustafa Bey’i Kayseri Gümrük Başmüdürü olarak atadılar!
Hoppala…
Kayseri’de ne gerek varmış gümrük başmüdürlüğüne derken, kısa bir süre sonra Mustafa Bey’in rahatsızlandığını, Ankara Tıp Fakültesi’nden ‘sağlık nedeniyle sadece 41 rakımlı bölgede görev yapabilir’ (Gümrük kapıları arasında arasında 41 rakımlı tek yer Kapıkule) biçiminde rapor alıp, Kapıkule Gümrük Müdürlüğü’nde üst düzey bir göreve atandığını okuduk!
***
Durum 35 sene önce böyleydi!
Şimdi düzeldi mi, daha mı iyi?
Hiç zannetmiyorum ama artık merak da etmiyorum…