HABİB BASUS, BİR ANTAKYA SEVDALISI (1)

YAYINLAMA: 27 Kasım 2022 / 21.19 | GÜNCELLEME: 28 Kasım 2022 / 14.50

Habib Bosus ile 2000 yılında Halep’e gittiğimde tanışmıştım. Rehberimiz Gina, ısrarla bizi Beit Wakil restoranına götürmüştü. Yemekleri Gina sipariş etmişti, sanırım mönüde ne varsa masamıza servis edilmişti. Gina bana, Beit Wakil’in ne muhteşem bir restoran olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Derken, bir beyefendi geldi masamıza “İşte bu yemeklerin yaratıcısı Habib Bosus, tanışın” dedi. Habib Bey gelinceye kadar, ben masaya konulan küçük meze tabaklarının yarısının tadına bakmış ve o lezzetlere inanamamıştım.

Tanışınca kendisine bir sürü iltifat ettim, “Türkçe konuşalım ister misin?” dedi. Aaaa Türkçeyi aksansız konuşuyordu. “Siz, Halepli değil misiniz?” diye sordum. “Ben Antakya’da doğdum, Antakya’da yaşadım, kendimi de Antakyalı hissederim, bak saatime” dedi. Aaaa saatin kadranında Atatürk fotoğrafı vardı. O kadar şaşırmıştım ki bir süre sustuğumu ve kendime düşünme vakti verdiğimi hatırlıyorum.

Beit, Arapça ev demek. Restoran’ın ismi Vekil’in Evi anlamına geliyor. Peki Vekil kimdi? Osmanlı İmparatorluğu’nun Halep’te bulunan vekili… Muhteşem bir konak. Kimbilir ne paşalar, tarihe mühür vuran kimler oturdu, ne olaylar geçti bu evde, neler yaşandı? Antep evi planında taştan yapılmıştı. Koskocaman bir hayat/avlu, etrafında odaları vardı. Güney tarafı iki kattan oluşuyordu. Hani Antep’te odalarının duvarları tahta kaplı evlere nacarlı derler ya, işte öyleydi. Beit Wakil’in her yanı nacarlıydı. Nasıl ince işli bir kaplamaydı, zor anlatılır. Tahta kaplamalar hem oyularak, hem de renkli figürlerle süslenerek dekore edilmişti. Habib Bey mimar olduğu için müthiş bir restorasyon uygulamıştı eve. Daha doğrusu, geçmiş kültürü yansıtan böyle bir evi restore ederek restoran ve butik otel haline getirmek fikrini o düşünmüştü. Evin hayat kısmını restoran yapmış ve bundan 25 sene önce muhteşem bir teknikle hayadın üzerini örtmüştü. Sıcak havalarda dev vantilatörlerle konfor sağlıyorlardı. Bahar gibi mutedil havalarda hayatın örtüsünü açıyorlardı. Evin odası çok olduğu için 10 odalı bir butik otel de yapmıştı. Evin resepsiyon kısmında tavanda bulunan avizeyi unutamıyorum. Eski bakır, tencere, tava, kaşık, mutfakta kullanılan eşyaları bir araya uyum içerisinde getirerek sanat eseri yaratmıştı. O avizeye bakakaldım dakikalarca.

Habib Bey, bir süre önce sonsuza göçtü. Ben de bu yazıyı o nedenle yazdım. Çok zaman aldı kaleme almam, sanırım içim acıdığı için bir türlü kağıda dökemedim. Tüm bilgileri kızı Jesi’den aldım, hayat hikâyesini de bu vesile ile öğrendim.

Habib Bosus, Antakyalı bir anne babadan Antakya’da doğdu. Halep’te, Beyrut’ta ve Atina’da okudu. Yazları ve uygun olduğu tüm zamanlarda Antakya’da kaldı. Annesi Madam Klodya çok özel bir kadındı. Görgüsü, bilgisi ve güzelliği ile Antakya’nın en popüler simalarından birisi idi. Loret Hanım’ın söylediğine göre, ideal kadın tipi denilince ilk akla gelen onun annesiydi. Halen bazı kişiler birinden bahsederken “Aman Madam Klodya oldu sanki” derlermiş.

Habib Bey okuduğu süreçte ailesinin Antakya’daki mallarına el kondu ve aile Halep’e göçmek zorunda kaldı. Kendisi beş lisan konuşabiliyordu, bunlardan birisi Rumca idi. Babasının servetinin elinden alınması nedeniyle onu Harvard’da okutacak maddi gücü kalmamıştı. O nedenle Atina Teknik Üniversitesi’nden burs buldu. Okulu başarı ile bitirip mimar oldu. Halep’teki bir inşaat firması ile bir süre Suudi Arabistan’da çalıştı. Bu arada bulduğu her fırsatta Antakya’ya gidip, vakit geçirdi.

90’lı yıllarda Halep’e döndü. Bazı arkadaşlarını ikna ederek önce Hattat isimli bir döner restoranı kurdular. Daha sonraki yıllarda Beit Wakil isimli konağı satın aldılar. Ve aslına uygun şekilde restore ederek restoran ve butik otel açtılar.

Beit Wakil’i ziyaret ettikten seneler sonra, bir bahar günü Antakya’da o sırada yeni açılmış Süveyka isimli restoranda yemek yedik eşimle. Süveyka restore edilmiş bir Antakya evi idi ve Kurtuluş Caddesi’nde bulunuyordu. Süveyka’ya küçük kapalı bir avludan giriliyordu. Yemekten sonra da aynı avludan çıkmaya yeltendik, durdum… Aaa avluda Habib Bey’e benzer bir kişi oturuyordu sanki. Yanına yaklaşıp, “Siz Beit Wakil’in sahibi Habib Beysiniz değil mi?” dedim, “Ta kendisiyim” diye cevapladı sorumu. Beni hatırlamadı tabii. Ancak, çok kibar davrandı, Beit Wakil’i ziyaretimden memnuniyet duyduğunu belirtti. Ayaküstü konuşurken Süveyka’ya danışmanlık verdiğini ve halen Halep’te oturup, kısa sürelerde gelip gittiğini söyledi. Nereden geldik konuya hatırlamıyorum. Vişne kebabı söz konusu oldu. Vişne kebabı için en güzel vişnenin Halep’in bir bölgesinde yetiştiğinden bahsetti. Mevsiminde o bölgeden toplatıp, dondurmak suretiyle saklıyormuş. “Restoran müşterileri pek meraklı vişne kebabına, ille de her mevsim yemek istiyorlar, zorunlu olarak donduruyorum. Aslında her sebzeyi, meyveyi mevsiminde tüketmek gerek” diye sözlerini noktalamıştı. Sürecek

Anne Klodya Basus.

Anne Klodya Basus

habib beyin evlilik töreninden

Habib Bey'in evlilik töreninden

Habib beyin eşi ve kızkardeşi

Habib Bey'in annesi ve kayınvalidesi 

Habib Basus gençlik yılarında 123

Habib Bey'in babası Ricardo Basus

Habib bey ve kardeşi son

Habib Bey'in babası Ricardo ve arkadaşı 

HABİB BASUS, BİR ANTAKYA SEVDALISI (1)