HER ŞEY PAHALIYSA KİM BU FIRSATÇILAR?

YAYINLAMA: 30 Aralık 2022 / 20.39 | GÜNCELLEME: 30 Aralık 2022 / 20.39

Küçücük bir dükkanda, çorap, don, atlet satıyorsunuz... Sabah gidip dükkanınızı açtınız. Çoraplarınız 5 TL, donlar 10 TL, atletler 15 TL... Birisi geldi bir çift çorap istedi. Çorapları verdiniz, 5 TL'yi aldınız. "Siftah senden, bereketi Allah'tan."

Az sonra telefonunuz çaldı. Dükkan sahibi aradı. ‘’Kiraya önümüzdeki aydan itibaren yüzde altmış zam yapacağım. Enflasyon ortada, ben de anca döndürebiliyorum, çocuk okutuyorum, normal zamları yansıtsam çok daha fazla istemem lazım ama ben vicdanlı davranıyorum…’’

‘’Ama ben ne kazanıyorum ki, bu kirayı nasıl ödeye…’’

‘’Kardeşim çık bak bakalım, daha ucuza bulabilirsen bana da söyle, fazla diyorsan boşaltırsın dükkanı. Yemin billah daha dün Katarlı bir adam geldi kirayı dolarla verecekti ben kabul etmedim, sen benim hemşerimsin, kaç yıllık kiracımsın…’’ gibi duymaya alıştığınız bütün klişeleri sıralayıp lafınızı ağzınıza tıkadı kapattı. Kara kara düşünmeye başladınız. İçinizden de "şerefsiz herif" gibisinden hafifçe sövdünüz...

Sabah biraz çalışıp birkaç çift çorap, iki üç parça da don atlet sattıktan sonra öğlen oldu. Bir yemek yiyelim dediniz, markete gittiniz. Bir baktınız ki, dün aynı raftan 20 TL'ye aldığınız aynı peynir, 35 TL olmuş. Ekmek, zeytin, domates... Hepsine kallafi bir "GÜNCELLEME" gelmiş. Et reyonuna çoktandır gitmediğiniz için fiyatları merak edip bakmayı unuttunuz. ‘’Ben hep 20 TL'lik alıyorum, zamlardan etkilenmiyorum…’’ da diyemiyorsunuz. Ayrıca midenizi küçültmediğiniz sürece ‘’PORSİYONLARINIZI KÜÇÜLTME’’ şansınız olmadığı için el mecbur 300 gram peynir, bir kilo domates, iki somun ekmek alıp marketten çıktınız.

Dükkana dönüp yemeğinizi yediniz. Sonra biraz daha çalıştınız, dükkanınıza gelen gidenin azaldığını bile fark etmediniz daha. Akşam oldu, dükkanı kapattınız. Belediye otobüsüne bindiniz, kart okuturken dünkünden daha fazla kesildiğini fark ettiniz, yutkundunuz. Eve vardınız. Kapıda elektrik faturasını gördünüz. O da ne! Geçen ay gelen faturanın neredeyse iki katı. Ampul aynı ampul, ocak , fırın, elektrikle çalışan her şey aynı, ama fatura iki katı. Bir kez daha yutkundunuz. Eşiniz yanınıza geldi, gündüz yaptığı alışverişi anlattı. "Markete bir girdim, her şey ateş pahası, geçen hafta 300 TL verdiğim poşete bugün 500 TL verdim"  diye dert yandı. Yemeğe oturdunuz, siz öğlen becerememiştiniz ama eşinizin bir şekilde porsiyonları da küçülttüğünü fark ettiniz. İyi kötü karnınızı doyurup kenara çekildiniz. Haberleri izlemek için televizyonu açtınız. ‘’Tüm dünyada artan hammadde ve enerji krizi ve artan kurun yansımasıyla yılbaşından itibaren akaryakıta yüzde altmış zam gelecek.’’  Önce arabanız olmadığına şükrettiniz. Sonra toplu taşımaya gelen ‘’güncellemeyi’’ hatırladınız. Moraliniz biraz bozuldu. Uzaktan kumandayı elinize alarak kanal değiştirdiniz. ‘’Karadeniz’de bulduğumuz doğalgaz, enerji üretiminde bizi dünya sıralamasında ilk 5 ülke arasına çıkartacak mı?’’ son ödediğiniz doğalgaz faturanızı hatırlayıp bir kez daha kanal değiştirdiniz. ‘’Bedelli askerlik ücreti belli oldu. Buna göre son olarak 56.000TL olan ücretin güncel hali 82.000 TL olarak belirlendi.’’  Birden eşinize dönüp dediniz ki "Hanım bu böyle olmayacak, şu bizim çorapları 10, donları 15, atletleri 25 TL yapayım en iyisi, yoksa dükkanın kirası çıkmayacak bu gidişle.’’

Ertesi sabah ilk iş, dükkanda etiketleri değiştirirken, küçük tüplü televizyondan bir ses: "Fırsatçılara izin vermeyeceğiz, fahiş fiyatlara göz yummayacağız, bu fırsatçılara bedelini çok ağır ödeteceğiz."

Bir elinizdeki etikete baktınız, bir televizyona baktınız. Mülk sahibine içinizden sövdüğünüzü hatırladınız.

"Acaba fırsatçı derken siz mi kast ediliyordunuz? Esnaf mı, ev sahibi mi, dükkan sahibi mi, marketçi mi, elektrik kurumu mu, doğalgaz kurumu mu, bedelli askerliğin bedeline karar verenler mi?" Yoksa bütün toplum topyekün bir sabah uyanıp fırsatçılık yapmaya mı karar verdi!’’

Sonra elinizdeki etiketleri ‘’GÜNCELLEYEREK’’ fırsatçılık yapmaya devam ettiniz…

HER ŞEY PAHALIYSA KİM BU FIRSATÇILAR?