YAKALAMA-GÖZALTI-TUTUKLAMA

YAYINLAMA: 03 Ocak 2023 / 18.59 | GÜNCELLEME: 07 Ocak 2023 / 19.52

Hukukta terimler, kelimeler, kavramlar; günlük hayatta kullanıldığı şekilde kullanılmaz. Birbiriyle aynı çağrışımı uyandırdığı düşünülen birçok kelimenin hukukta yeri ayrıdır. Benim bilhassa üzerinde durduğum husus hukukta kavram ve terimlerin tam anlamlarıyla kavranmasıdır. Birbirine çok yakın anlamlar ihtiva eden iki kavram arasındaki detay farkının bilinmemesi, çok büyük problemleri beraberinde getirebilir.

Bugün sizler için toplumda ve medyada yanlış kullanılan, genellikle sanki aynı anlamdalarmış gibi birbirinin yerine kullanılan, bilhassa Ceza Hukukunu ilgilendiren üç kavramdan bahsedeceğim: yakalama, gözaltına alma, tutuklama…

Değerli okurlarım, dışarıdan bakan bir fert için, birilerinin yakalanması, gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda, ‘’Polis eve geldi, falancayı alıp gitti’’ olarak görülse de, aynı şey olmadığının bilinmesini isterim. Ciltler dolusu kitaplara sığacak farklar olsa da, bugün meseleye bilinçli gözlerle bakılabilmesi adına bu farklardan kısaca bahsedeyim.

Yakalama kural olarak hakim veya cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararla, bazı durumlarda da  , suç şüphesi üzerine karar olmaksızın kolluk tarafından şüphelinin fiziksel özgürlüğünün kısıtlanması ve kontrol altına alınması olarak tanımlanabilir. Yakalama işlemini genellikle kolluk kuvvetleri yapsa da, suçüstü durumunda ve şüphelinin kaçacağı, kendisine veya başkalarına zarar verebileceği anlaşılıyorsa herkes tarafından yapılabilir. Yani hırsızlık suçunu işlediğini ve kaçmaya başladığını gördüğünüz birinin peşinden koşup yakalarsanız, ya da bir yaralama suçuna tanık olup o anda şüpheliyi yakalarsanız,  sivil bir vatandaş olarak yaptığınız bu yakalama hukuken geçerlidir.

Gözaltına alma, yakalamadan sonra şüphelinin derhal serbest bırakılmasının soruşturmayı  olumsuz etkileyeceği anlaşılıyorsa cumhuriyet savcısı tarafından gözaltına alma kararı verilebilir. Bu karar ile, şüpheli şahıs derhal serbest bırakılmayarak nezarethane olarak bilinen yerde bekletilir.  Gözaltı süresi, temelde bireysel ve toplu suçlarda değişmektedir. Bireysel suçlar için  gözaltında tutulma süresi kural olarak 24 saati geçemez. Yakalanma ve en yakın hakim veya mahkemeye götürülme süresi de en fazla 12 saat olarak hesaplanır. Buna göre bireysel suçlarda 24+12 olarak, yakalanma anından itibaren 36 saatlik gözaltı süresi vardır. Toplu suçlarda ise temelde bireysel suçlardaki gibi süre 24 saat olmakla birlikte, savcı tarafından gözaltı süresi savcı tarafından 24’er saat olmak üzere üç kere uzatılabilir.

Son olarak tutuklama, saydığım yakalama ve gözaltına alma tedbirlerinden çok daha ağır bir tedbirdir. Ancak unutulmamalıdır ki tutuklama bir hüküm, bir ceza değildir. Soruşturma ve kovuşturmanın düzgün bir şekilde yürütülebilmesi adına, zorunlu görülmesi halinde, savcının talebiyle hakim veya mahkeme tarafından verilen karar üzerine tutuklama yapılır. Detayları yakalama ve gözaltına alma işlemlerinden çok daha geniş kapsamlı olduğu için, burada mümkün olduğunca kavramsal yönden yanlış oluşmuş algıların düzeltilmesi adına açıklanmaktadır. Şu kadarı bilinmelidir ki; Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girmeye suçlarda tutuklu kalma süresi altı aydır. Bu süre zorunluluk hallerinde altı ay daha uzatılabilir. Yani suç konusu Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girmiyorsa tutuklama süresinin azami süresi bir yıldır. Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren  suçlarda ise suçlarda ise kişinin tutuklu kalabileceği üst sınır, 2 yıldır. bu suçlarla ilgili uygulanacak tutuklama tedbiri en fazla 3 yıl daha uzatılabilir.  Yani netice itibariyle Ağır Ceza Mahkemesinin alanına giren suçlarla ilgili tutuklu kalınabilecek süre, uzamasıyla birlikte en fazla 5 yıldır.

Bu bilgilerin teknik kısımlarının istisnaları ve hatta uygulamada mevzuata aykırılıkların da mevcut olduğunu belirtelim. Burada amaç, bu kavramlara mümkün olduğunca toplumun aşina olması ve kavram karmaşasının giderilmesidir.

Maalesef toplumda ve medyada yakalama veya gözaltına işlemlerinin tutuklama olarak aktarıldığı, tutuklamanın ise mahkumiyet olarak algılandığı çokça karşılaştığım ve düzeltme gereği duyduğum bir husustu. Bu yazı ile, umuyorum ki bu husustaki eksik bilginin giderilmesine bir nebze katkım olmuştur.

YAKALAMA-GÖZALTI-TUTUKLAMA