HEDEF UZAY-2023
Dünya büyük bir hızla teknolojik dönüşüm yaşıyor. Bu teknolojik devrimi tetikleyen en büyük unsur süper güçlerin uzay programları.
Çin, 2020 yılında Çang-5 isimli keşif aracını Ay’a fırlatmıştı. Çang ismi Çin mitolojisinde “Ay Perisi” anlamına geliyor. Bu araç, yeni bir “fosfat minerali” keşfetti ve buna Çangızıt-Y adını verdi. Daha önce Amerika ve Rusya’nın da Ay’da keşifleri olmuştu. Son dönemde Çin özellikle Ay’ın karanlık yüzeyine çalışmalarını yoğunlaştırdı. Yakında Ay’da parselizasyona başlarlarsa şaşırmayın! Çin, mitolojisiyle geleceğini bu projeyle bütünleştiriyor. İşte vizyon budur arkadaşlar.
Dönelim ülkemize… Bizde hala gündem kısır konu belli… Seçim tarihi ve Millet İttifakı’nın başkan adayını belirleme süreci. Yıllardır bu takvimi bekliyoruz. Cumhuriyet’imizin 100. Doğum gününü kutlayacağız. Daha demokratik, daha çağdaş, daha huzurlu bir gelecek hayalimiz var ancak gelin görün ki kısır bir gündeme hapsedildik. Üstelik medya marifetiyle ciddi bir umutsuzluk pompalanıyor halkımızın üstüne. Bunu hem yandaş medya hem de muhalif medya yapıyor. Tüm siyasi partiler de bu umutsuzluk iklimine çanak tutarcasına hareket ediyor. Vatandaşlarımız zaten geçim sıkıntısı, işsizlik, ağır hayat şartları, yüksek enflasyon altında ezilirken bir de ardı arkası kesilmeyen siyasi polemikler, adaletsizlikler ve kutuplaşma nedeniyle kendini unutulmuş hissediyor. Bu böyle olmaz; böyle olmamalı. Türkiye bu iklimi hak etmiyor.
Benim hep böyle sıkıntılı durumlarda aklıma milli kılavuzumuz Mustafa Kemal Atatürk gelir. O’nun her sözü ve her icraatı bize en zor anlarda çıkış yolu olmuştur. “Umutsuz durumlar yoktur; umutsuz insanlar vardır, ben umudumu hiç kaybetmedim” demişti Atatürk… İşte, Türkiye’deki iklimi bu denli umutsuz gösteren şey parti başkanları ve onların kuklası ana akım medya. Bizim ülke olarak bu iklimden sıyrılmamız gerekiyor.2023 itibariyle en büyük hedefimiz uzay olmalı. İç çekişmeleri bir kenara bırakıp, süper güçlerin uzay mücadelesi bizi kamçılamalı. Onların arasında geçen uzay yarışında bizim adımızın geçmediği için hayıflanmalıyız. “İstikbal göklerdedir” diyen bir Ata’nın yadigarı olan bu ülkenin vizyonu da gündemi değişmeli artık.
Bizim al bayrağımızda ay ve yıldız var. Bayrağımızdaki kırmızıyı şehitlerimizin kanından aldık ve emperyalizmi bu topraklardan attık. Ay ve Yıldız ise hala gökte istikbal olarak duruyor. Çin, nasıl mitolojisiyle geleceğini Ay projesiyle bütünleştirdiyse, biz de bağımsızlığımızı ve istikbalimizi göklerde birleştirmeliyiz. Türk Bayrağı’nı göklere bu şekilde taşımalıyız. Artık yeni bir vizyon yeni bir Türkiye ortaya koyma vakti. Güneşi hedeflemeliyiz, ıskalasak bile yıldızların arasında kalırız…