KADINA YÖNELİK ŞİDDET!

YAYINLAMA: 29 Ocak 2023 / 19.24 | GÜNCELLEME: 29 Ocak 2023 / 19.24

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un temel amacı” Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi”dir.  Şiddet ise 6284 sayılı yasada “Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı” olarak tanımlanmıştır. Yapılmış olan bu tanım ile şiddet kavramının yalnızca fiziksel güç uygulamak olarak değil ruhsal, sözlü, ekonomik şiddet olarak geniş anlamda anlaşılması gerektiği sonucuna ulaşılabilmektedir. Böylece kadına yönelik şiddet kavramı da yalnızca kadınlara yönelik fiziksel şiddeti değil, aynı zamanda yukarıda sözü edilen şiddet oluşturabilecek diğer her türlü eylemi de kapsayacak biçimde tanımlanmalıdır.

Kadına yönelik şiddet, önemli bir insan hakkı ihlalidir fakat devletler özel alanların dokunulmazlığı ilkesine dayanarak bu alana müdahale etmekten kaçınmaktadırlar. Türkiye’de de bu durum böyle devam etmektedir. Bu sebeple çok sık karşılaşılmasına rağmen çok az hatta neredeyse hiç denebilecek düzeyde önlenebilen insan hakkı ihlallerinden birisi haline gelmiştir. Bu konu üzerine verilerden örnek verecek olursak; Türkiye, %38 oranla kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi olarak birinci sırada yer almaktadır. “Hayatlarında en az bir kere eşi veya sevgilisinin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalan kadınların oranını” gösteren OECD verileri, Türkiye’de kadınların önemli bir kesiminin hayatlarında en az bir kere bu şiddet türüne maruz bırakıldıklarını ortaya koymaktadır. Yirminci yüzyılın ilk yarısında dünyada kadınlara seçme ve seçilme özgürlüğünü anayasal düzlemde tanıyan Türkiye’nin, yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi konumunda olmasında sorgulanması gereken pek çok şey olduğu aşikardır.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2022 yılı başından itibaren aylık olarak yayınladığı raporlara baktığımızda ise; 2022 yılında Türkiye’de 334 kadın cinayetinin işlendiği, 245 kadının ise şaibeli bir şekilde öldüğü verisi yer almaktadır. Kadına karşı şiddet sorunu bu olağanüstü sayıların gün gün artması ile her an suratımıza çarpması gereken ve asla göz ardı edilmemesi gereken bir sorundur.  Bu sorunlar, çözülene kadar sürekli Türkiye gündeminde yer almalı, sadece sorunlardan değil çözümlerden de bahsedilmelidir. Sorunların çözümsüzlüğe mahkum edilmesi gözardı edilmemelidir. Ülkemizdeki somut duruma bakıldığında, şiddet mağduru kadınlara yönelik kurumsal desteğin, şiddeti engellemek ve eşitsizlikleri gidermek için geliştirilen politikaların yetersiz kaldığını dile getirmek yanlış olmayacaktır. Bu durumdan da anlamak gerekir ki; kadına yönelik şiddetin ve en sık rastlanan biçimi olarak da kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesi ve geleceğe yönelik bir hedefimiz olan tamamen ortadan kalkması için atılması gereken çok fazla adım bulunmaktadır.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET!