ALIM GÜCÜ MESELESİ VE DEV AYNASI

YAYINLAMA: 31 Ocak 2023 / 19.34 | GÜNCELLEME: 31 Ocak 2023 / 19.34

Belki dikkatinizi çekmiştir; Yıllar geçtikçe asgari ücrete, memur maaşlarına gelen zamlar daha bir bol keseden verilmeye başladı. Mesela, bundan birkaç yıl önce, 300 lira zam yapmak için kırk takla atarak bin bir pazarlık yapanlar, en son 5500 lira olan asgari ücreti bir zamla 8500 lira olarak belirlediler. Peki bu zam ile, markete gittiğinizde fazladan ne alabildiniz? Mesela bir kilogram peynir yerine bir buçuk kilogram alabildiniz mi? Ya da zamdan önce elektrik faturasını ödediğinizde boş kalan cebinizde bu seferki fatura ödemenizden sonra para kaldı mı? Kendinizi bildiniz bileli her yıl maaşınıza zam yapılıyor ama kendinizi bildiniz bileli o maaşın rakamı ne olursa olsun, ay sonunu çıkarabilmek için türlü sihirbazlıklar yapmak zorundasınız ve bu hiç değişmedi. Hatta yıllar geçtikçe yaptığınız ufak tefek illüzyon numaraları artık işe yaramamakta, ay sonunu getirebilmek için David Copperfield performansı sergilemeniz gerekmektedir. Ben size gerçek vaziyeti söyleyeyim. Maalesef maaşınız ne kadar çok artıyorsa, genel vaziyette durum o kadar kötü demektir.

Ekonomisi gelişmiş, refah seviyesi yüksek ülkelere bakın. 10 sene önceki memur maaşıyla bugünkü memur maaşı arasında %20 fark bile göremeyeceksiniz. Üstelik o %20'lik fark, genellikle reel bir artışa, bir iyileşmeye neden olmuştur. Gelişmiş ülkelerin paralarının değeri son derece istikrarlıdır. Dalgalanma yok denecek kadar azdır. Orada on sene önce bir ekmeğin fiyatı ne ise, bugün de aşağı yukarı odur. Başka bir şekilde izah edeyim… Farazi olarak, Almanya’da bundan 5 sene önceden beri komada olan bir kişi, bugün uyansa ve markete gitse, 5 yıl önce marketten satın aldığı bir içeceği almak istese, muhtemelen şaşırtıcı bir fiyat ile karşılaşmayacaktır. Aynı şeyin bizim ülkemizde olduğunu düşünelim… Yeni iyileşen hastamız muhtemelen markete gidip fiyatları gördüğünde tekrar komaya girecek, en azından bir süre baygınlık geçirecektir. Tam o esnada yanına iyi niyetli bir vatandaşımız gelerek ‘’Kardeşim, tamam zam geliyor ama maaşlarımıza da zam geliyor. Avrupa ülkeleri yiyecek ekmek bulamıyor. Onlarda her şey avro ile dolar ile, bizden daha pahalı. Almanya bizi kıskanıyor kardeşim.’’ Dediğinde arkadaşımız kendine gelecek ve huzurlu bir şekilde yaşamına kaldığı yerden devam edecektir.

Kur farkından kaynaklı birim hesabı yapmayı günümüzde hala yapmayı bilmeyen, kafası karışan insanları gördükçe canım çok sıkılıyor doğrusu.   Mesela ülkemizde 1 kilogram kırmızı etin fiyatının 150 Türk lirası, Almanya'da ise 10 euro olduğunu söylediğimizde şu cevabı bugün hala duyabiliyoruz: "Tamam işte euro 20 lira ise, 10 euro da 200 lira eder. Almanya’da bizden daha pahalı." Maalesef, bu kişiler, mezkur ülkelerde çalışan bir kişinin harcamalarını Türk lirasına çevirecek kadar zeki oldukları halde, aldığı aylık ortalama 3000 euronun 60.000 Türk Lirasına tekabül ettiğini hesaplayamayacak kadar da basiretsiz olabiliyorlar. Belki bunu burada açıklamam sizlere komik geliyor olabilir değerli okurlarım, ancak inanın bana henüz bu hesabı yapamayan o kadar büyük bir kitle var ki... Buradan o değerli yurttaşlara da seslenmek istiyorum (umarım aralarında gazete okuyanlar da vardır): Siz hiç matematikle falan uğraşıp kendinizi yormayın. Bizimle kıyasladığınız ülkelerden birisinde, bir işçinin bir günlük yevmiyesiyle kaç kilogram et alabildiğine bakın. Sonra da bizim ülkemizde bir işçinin bir günlük yevmiyesi ile kaç kilogram et alabildiğine bakın. Hem sizler hiç zahmet etmeyin. Hemen onu da sizin için ben halledivereyim. Bizim ülkemizdeki duruma vâkıfsınız zaten. Bugün itibariyle bir kilogram etin fiyatı ortalama 150 Türk lirası. Asgari ücret de, kimsenin kafası karışmasın diye brütten hesaplayalım 10.006 Türk lirası olduğuna göre, Bir günlük yevmiyeniz 333,5 TL'ye tekabül eder. Bununla da 2,22 kg et alabiliyorsunuz. Aynı hesabı bizi kıskanan zavallı durumdaki Almanya için yapalım. Bugün itibariyle Almanya'da brüt asgari ücret 1.811 euro. Güne böldüğünüzde, yevmiye karşımıza 60,36 euro olarak çıkıyor. Bugün itibariyle Almanya'da bir kilo kırmızı etin fiyatı ortalama 10 euro civarındadır (kendiniz de araştırabilirsiniz). Buna göre zavallı fakir Almanlar bir günde kazandığı yevmiyesi ile 6,036 kilogram kırmızı et alabiliyor. Yani neredeyse bizim üç katımız. Yani basit mantıkla siz bir baba olarak yevmiyenizle sadece kendinizi doyurabilecek iken, Almanya’daki baba, kendisini ve iki çocuğunu doyurabilecektir.

Bizim kendimize has bir huyumuz vardır ki, inandığımız şeyden asla vazgeçmeyiz. Bu nedenle, yukarıdaki hesaplamayı okuduktan sonra bazılarının "Alla alla canım, Alamanya'da et ucuz olamaz mı?" dediğini duyar gibiyim. Peki o halde, hesaplama yöntemini öğrendiniz sonuçta. Aynı hesabı, birazcık araştırma ve hesaplama ile benzine, elektriğe, suya, otomobil fiyatlarına, cep telefona, bilgisayar fiyatlarına, ev kiralarına, ev fiyatlarına, marketlerdeki herhangi bir ürüne, canınız ne isterse ona uygulayıp karşılaştırın bakalım nasıl bir sonuca varacaksınız?

Ha bu arada: Henüz bahsetmediğim bazı hususlar var tabi ki. Mesela Almanya'da asgari ücretlinin haftalık çalışma süresi 40 saat iken bizimkinin 45 saat olduğunu, bizim 45 saatin de çoğu yerde lafta kaldığını, günlük çalışma sürelerinin bile 15 saatleri bulabildiğini, birçok kişinin asgari ücreti bile alamadığını, sigortasız çalıştırıldığını, hesaptan yatırılan ücretin fazla görülen kısmının elden geri alındığını, Almanya’da asgari ücretli oranı %6 iken yani neredeyse kimse asgari ücret ile çalışmaz iken ülkemizde iş bulabilen kişilerin mesleği fark etmeksizin yarısından fazlasının asgari ücretle çalıştığını, hatta buna avukatların, mühendislerin, sağlık çalışanlarının da dahil olduğunu henüz söylemedim. Kendimizi kıyasladığımız Almanya'da alelade bir işçi birkaç aylık maaşından biriktirdiği bir parayla en güzel otomobili alabildiği halde, bizim ülkemizde bir işçinin oğluna oyuncak araba bile alamadığından henüz bahsetmedim.

Değerli okurlarım, her akşam eve gittiğinizde fişini takıp izlediğiniz dev (a)ynası sizlere, bizlere yalan söylüyor. Aynamızın ar damarı çatlamış, ağzımız burnumuz yamuk görünüyor. Biz ise ağzımızda kalmış son dişimizle kendimize hayran hayran bakmaya devam ediyoruz. Masallar diyarında, dev aynamızın karşısına geçip ‘’Ayna ayna söyle bana, var mı bizim memleketten daha zengini bu dünyada.’’ Diye soruyoruz. O da bize ‘’En zengini biziz efendim. Hepsi bizi kıskanıyor.’’ Diye cevap veriyor. Kimsenin bizi kıskanmadığını aynamız da çok iyi biliyor. Ancak elimizdeki RTÜK sopasıyla daha önce bize gerçekleri söyleyen aynaları paramparça ettiğimizi bildiği için aynamız da doğruları söylemekten korkuyor. Değerli okurlar, bize sabah akşam yalan söyleyen dev aynamızın fişini çekip, gecenin karanlığı üzerimize çökmeden önce pencereden dışarıya bakmanın zamanı gelmedi mi?

ALIM GÜCÜ MESELESİ VE DEV AYNASI