Sosyal patlamanın kurbanı kadınlar

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir takım sosyal olgular vardır ki herhalde bunların en başında kadına ve çocuğu şiddet gelir, o toplumda işlerin hiç iyi gitmediğinin ipuçlarını verir. Mesela kadına şiddet son 7 yılda yüzde 1400 oranında artmış. Gün geçmiyor ki bir veya bir kaç kadın babası, erkek kardeşi ve kocası veya sevgilisi tarafından öldürülmesin. Zaten gazetelerin üçüncü sayfasına yansıyan asayiş olayları içinde çocuk ve kadına cinsel taciz ve ensest ilişki haberleri başını alıp gitmiş vaziyette. Uyuşturucu kullanımı deseniz o da süratle artıyor. Ortadaki manzara, bu ülkede en başta eğitim ve ekonominin iyiye gitmediğinin fotoğrafı gibi. *** Dün bir gazetedeki haberin başlığı aynen şöyleydi: Tecavüzcüyü, tacizci baba kurtardı. Genç bir adam, küçük yaşta kıza tecavüz ettiği için yargılanırken, kızcağıza daha önce babasının bir çok defa tecavüz ettiği ortaya çıkınca, genç tecavüzcünün cezası hafifletilmiş. Buna benzer o kadar vahim olaylar yansıyor ki gazete sütunlarına bazen okurken midenizin bulandığını hissediyorsunuz. Töre cinayetine kurban giden kızların, kadınların önemli bir kesiminin gerçekte ensest ilişki kurbanı olduğu söyleniyor. Baba, erkek kardeş, kayınpeder tecavüz ediyor, sonra da olay ortaya çıkmasın diye bir kılıf bulup öldürüyorlar kadınları, kızları. *** Türkiye’de resmi rakamlara göre, günde ortalama 5 kadın hayatlarındaki erkekler tarafından öldürülüyormuş. 2010 yılının ilk 7 ayında 478 kadın tecavüze uğrarken, 722 kadın taciz edilmiş. Aile içi şiddet kapsamında 6 bin 423 kadın şiddete maruz kalarak hastanelik olmuş. 2011’in ilk 5 ayında 105 kadın erkekler tarafından öldürülmüş. 2005-2010 yılları arasında, 100 binin üzerinde kadının cinsel saldırıdan mağdur olduğu, mağdur kadınların yüzde 40’ının korktukları için şikâyetçi olmadığı tahmin edilirken, bu açıdan istatistiklerin gerçek rakamların ancak yarısını yansıttığı kaydediliyor. *** Kadının ciddi anlamda alabildiğine hırpalandığı, hor görüldüğü, istismar edildiği ve öldürüldüğü bir toplumda ne eğitimin kalitesinin artmasından ne de ekonomik bir zenginleşmeden söz edilebilir. Terör konusunda haklı olarak bu kadar hassasiyet gösteriliyor. Peki günde ortalama 5 kadının öldürülmesi karşısında herkes neden üç maymunu oynuyor. Başbakan’ın veya diğer hükümet mensuplarının veya muhalefetin bir gün olsun bu konuyu gündeme getirip, olayın üzerine gittiğine şahit olanınız var mı? *** Son 7 yılda kadın cinayetlerinin yüzde 1400 gibi dehşet verici bir boyutta artmasında, AKP iktidarının hiç suçu, kadına bakışının etkisi yoksa, ihmali de mi yoktur. Bir Başbakan ülkesinde her gün 5 kadının erkekler tarafından öldürülmesine bu kadar duyarsız ve sessiz kalabiliyorsa, onun kadına verdiğini söylediği değer ve önem ne kadar inandırıcı olabilir? Sonra böyle ciddi bir toplumsal olay karşısında bu kadar duyarsız ve sessiz kalmak, her şeyden önce insanlığa yakışır mı? *** Varoşlarda insanların son derece sağlıksız ortamlarda yaşadığını, 10 kişilik bir ailenin tek bir odada barındığını, bir avluya girdiğinizde beş odanın her birinde bir ailenin oturduğu, bu kadar içiçe geçmiş sağlıksız bir ortamın her türlü çarpık ilişkiye zemin hazırladığını, hazırlayabileceğini, varoşları en iyi bilen ve kendini iktidara getiren oyu o varoşlardan alan Başbakan ve takımı bilmiyor mu? *** Kadına şiddet uygulayan erkeğin elektronik takibe alınması olayların bu kadar hızla tırmanma seyrine göre son derece geç kalınmış bir karar. Ama sorunun asıl çözüm yeri eğitim sisteminin süratle elden geçirilmesi, eğitimin kalitesinin artırılarak yaygınlaştırılmasıdır. Bu belki biraz uzun vadeli ancak kalıcı çözüm için elzem olandır. Ayrıca, gelir adaletsizliğinin doruğa ulaştığı, üretmeyen ve insanca yaşayacağı geliri elde edemeyen insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda sosyal patlamaların kubanlarının kadınlar ve çocuklar olması kaçınılmazdır.

Sosyal patlamanın kurbanı kadınlar