Depremde Hukuki Sorumluluk
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli gerçekleşen deprem tüm Türkiye’yi derinden sarsmış, maddi ve manevi pek çok zarara neden olmuştur. Depremler yaşandığı andan itibaren birçok hukuki sonuç doğurmaktadır. Bu noktada afetzede vatandaşlarımızın hukuken elde ettiği hakları öğrenebilmesi ve etkili adımlar atarak normal hayata dönebilmesi için doğru bilgilendirme önem arz etmektedir. Deprem Hukuku Temel Hak ve Özgürlükler açısından Anayasa Hukuku, devletin kamusal hizmeti açısından İdare Hukuku, zararların giderilmesi konusunda tazminat, sigorta, iş hukuku ve uygulanacak yaptırımlar, sorumluların tespiti ve cezalandırılması açısından Ceza Hukuku ile bağlantılıdır. Bu bağlantılar üzerinden izlenilmesi gereken yolda en önemli faktör kimin hangi konuda sorumlu olduğu ve bu kişilerin sorumluluğunun türünün ne olduğu çok önemlidir. Bu sebeple yazımızın asıl konusu hukukta sorumluluktur. Hukukta sorumluluk; "siyasi sorumluluk", "cezai sorumluluk" ve "mali (hukuki) sorumluluk" olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Siyasi sorumluluk, siyasi yöneticilerin halka karşı olan sorumluluğunu ifade ettiğinden ve ayrıca bu konuda idare siyasi iradeyi temsil etmediğinden idarenin siyasi sorumluluğu yoktur. Bu sebeple yazımızda tartışılması gereken bir husus değildir. Cezai sorumluluk, ceza hukukundan kaynaklanan sorumluluktur. Ceza kanununda öngörülen bir suç işlendiğinde iki fonksiyonu olan cezalandırma ve koruma devreye girerek suç işleyen kişi cezalandırılır. Suç işleyebilecek kişi ancak gerçek kişi olduğundan tüzel kişi olan idarenin cezai sorumluluğu yoktur. Cezai sorumluluk suçu gerçekleştiren kişiye, meydana gelen neticeye göre farklılaşabildiğinden Müteahhitlere, inşaat öncesi ve sırasında yapıyı mevzuata ve bilimin gereklerine uygun projelendirmekle, inşa etmekle ve yapının projesine uygun yapıldığını denetlemekle yükümlü mühendise, yapı denetçileri gibi teknik görevlilere, binalara inşaat ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, veren görevli ve yetkililere, her aşamada denetim görevini yerine getirmeyen ilgili belediye, bakanlık yetkililerine, Olası depreme ilişkin gerekli önlemleri almayan, arama ve kurtarma çalışmalarının geç, eksik ya da hatalı başlaması neticesinde kayıpların artmasına sebep olan yetkililere, kamu görevlilerine karşı hukuki süreç başlatılabilmektedir. Depremden zarar gören depremzedeleri ilgilendiren diğer bir konu; mali sorumluluktur. Mali sorumluluğun bünyesinde, özel hukuk kurallarının geçerli olduğu bir alanda bir kişinin bir başkasına vermiş olduğu zararda ortaya çıkan medeni sorumluluk ve idari faaliyetler sırasında verilmiş olan zararların idarece karşılanması olan idari sorumluluk söz konusudur. İdarenin kusurlu veya kusursuz olmak üzere iki tür sorumluluğu vardır. İdarenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluğunun kalktığı hallerden bir tanesi de mücbir sebeptir. "DEPREM" literatürde mücbir sebebe verilen klasik örneklerden birisidir. Ancak deprem ülkesi olan bir bölgede yaşamanın getirisi de idarenin mücbir sebep bahanesine sığınarak sorumluluktan kurtulma olasılığın oldukça dar hale gelmiş olmasıdır. Depremlerin böylesine sıkça yaşandığı ülkemizde meydana gelecek ve gelmiş olan depremler öngörülemez olmadığından mücbir sebep niteliğinde sayılmamalı ve afetzede vatandaşların zararları giderilmelidir.