CHP, bu ülkenin en büyük handikabıdır

YAYINLAMA: 11 Temmuz 2023 / 03.00 | GÜNCELLEME: 11 Temmuz 2023 / 03.00

1995'te CHP ile SHP'nin birleştiği CHP kongresinde genel başkan seçilen Hikmet Çetin, 'Keşke SHP’yi kapatmasaydık. Keşke Sosyal Demokrat Halkçı Parti’yi CHP ile birleştirmeseydik, SHP kalsaydı. Bugün böyle bir partiye ne kadar ihtiyaç olduğunu görüyoruz' dedi.

CHP yeniden açıldığından beri, ben de aynı fikirdeyim. Keşke, SHP devam etseydi ve bu parti de “CHP’yi sevenler derneği” olarak yoluna devam edip, ülkedeki solun, sosyal demokrasinin önünü tıkamasaydı.

“Kılıçdaroğlu partiye Deniz Baykal’dan bile daha fazla zarar veriyor” dedi Hikmet Çetin. Ardından da amacını aşan ifade diye özür diledi.

Son derece kibar ve nezih bir devlet ve siyaset adamıdır Hikmet Çetin. 1991’de Gaziantep’ten milletvekili seçildi. DYP-SHP koalisyonunda Dışişleri Bakanı oldu. O dönemde Gaziantep’e her geldiğinde Sabah ofisini mutlaka ziyaret edip, siyasi gelişmeleri değerlendirirdi.

“Kılıçdaroğlu partiye Deniz Baykal’dan bile daha fazla zarar veriyor” diye doğruyu ve içinden geleni söyledi ama, nezaketi gereği geri özür diledi.

Ama onun özür dilemesi gerçeği değiştirmiyor. Kılıçdaroğlu, seçimin hemen ertesi günü, kamuoyunun karşısına çıkıp, “Olmadı, olmuyor. Demek ki bu partide bir değişim lazım. Ben istifa ederek, bu değişimi başlatıyorum” demeliydi.

Ama, maç kazanmanın gol atmak, siyasette başarının seçim kazanmak olduğunu anlamıyor CHP zihniyeti…

                                                           ***

Bir futbol takımı maça çıkıyor. Bir maç, iki maç, üç maç, sürekli yenilgi. Takım başarısız, “Çok iyi oynadık, ama kazanamadık” Olmaz! İki maç sonra tribünlerden “Başkan istifa, hoca istifa” sloganları yükselir. Zira iyi oynamak yetmez, hedef gol atıp maçı kazanmaktır.

E şimdi, bizim ülkenin muhalefetinin bir futbol takımı kadar önemi yok mu?

Göreve geldiğinizden bu yana hiçbir seçimi kazanamamışsınız. İktidarın en zayıf olduğu, tarihinde en başarısız olduğu bir dönemde bile olmamış yani.

Son seçimde performansınız çok iyiymiş, tamam kabul. Ama gol olmadı gol, anlayabiliyor musunuz?

Takımların maç, siyasi partilerin seçim kazananı makbuldür.

Bir teknik direktör, peş peşe üç-beş maçı kaybederse hemen istifa eder, gider.

Koltukta kalmaya direnerek, değişim taleplerine kulak tıkayarak, gösterdiğiniz performansı da yerle bir etmeyin.

Parti içerisinde çevrenizi saran, toplumun beklenti ve hayal kırıklığından bihaber gurubun, “Aman efendim siz giderseniz halimiz nice olur” takıntılarına kulak asmayın. Emin olun onlar, bir süre sonra yeni gelenin en büyük destekçisi olurlar. Siz bizim sesimize, “Artık gitmelisiniz” diyenlere kulak verin ve büyüyün.

O koltukta kalmak için çırpındığınız sürece küçüleceksiniz, yapmayın!

                                                           ***

Türkiye’de değişim isteyenler, artık yeter diye sandık başına koşanlar, 14 ve 24 Mart seçimlerinden bu yana inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşıyor. Seçim öncesi, “Bu kez mutlaka olmalı, bu seçim mutlaka kazanılmalı” diye sandık başına koşanlar, umutsuzluk girdabında kıvranıyor.

Sizin ana muhalefet partisi olarak halka bu kadar umutsuzluk ve mutsuzluk yaşatmaya ne hakkınız var?

Ana muhalefet partisi ise kendi içerisinde koltuk savaşları derdinde.

Halkın derdi demokrasi, hukuk ve geçim, ana muhalefetin derdi koltuk…

Böyle devam ederseniz, yerel seçimlerde, ''İstanbul'u, Ankara'yı, Adana'yı, Mersin'i alacağız. Bütün buraları alacağız'' deyip insanları güldürüyorsunuz ya, gerçekten kaybedeceksiniz.

“Ben partimi güvenli limana götüreceğimi söyledim. Bunu yapacağım ve yenileşmenin önünde hiçbir engel bırakmayacağım” diyorsunuz. Ama insanlar şu anda yenileşmenin önündeki engel olarak sizi görüyor. Siz çekilin bir, başlasın yenileşme…

                                                           ***

Kılıçdaroğlu’nun en büyük destekçisi, İstanbul seçimlerinin kazanılmasındaki mihenk taşı Canan Kaftancıoğlu’na gelince, diyor ki “Kılıçdaroğlu CHP’nin genel başkanı olduğunda parti toplumun bir alanına sıkışmıştı. Kılıçdaroğlu’yla birlikte parti solun, sosyal demokrasinin bütün yelpazesine açılan kararlı bir süreç yürüttü.”

Ben şahsen, CHP’nin solcu mu, sosyal demokrat mı, muhafazakar mı, milliyetçi mi olduğunu bilmiyorum. Vatandaş da bilmiyor. CHP eğer bugün solu ve sosyal demokrasiyi kucaklamış bir parti olsa, solcu ve sosyal demokratlar başka arayışlar içerisine girmez, her seçimde, “Ne yapalım başka çare mi var?” diye çaresizlik içerisinde gitmezdi sandığa…

Son seçimde kimlerle ittifak yaptınız?

1990’lı yılların tüm faili meçhullerinin İçişleri Bakanı olarak altında imzası bulunan Meral Akşener ile ittifak yapmak mı solun, sosyal demokrasinin bütün yelpazesine kucak açmak?

Yoksa Saadet Partisi ve AKP’den kopan partilerle ittifak yapmak mı?

Ya da yatalak Deniz Baykal’ı listeye koyup, halka dayatarak bu milletin kesesinden milletvekilliği payesi vermek mi?

Sizin partiniz bu ülkede solu katledeli, sosyal demokrasinin canına okuyalı çok oldu Canan Hanım…

Son seçimdeki milletvekili listelerinizi de gördük. Kaç tane elle tutulur adam var? Yok o şunun hatırı için listeye konulmuşmuş, yok onu genel başkan tercih etmişmiş…

Listeleriniz toplumun beklentisini karşılayamadı. Hani şu solcu ve sosyal demokrat adaylarınız neredeydi, biz onları listelerde pek göremedik.

Siz biliyor musunuz, bir çok ilde milletvekili listelerinizdeki rezalet yüzünden, insanlar başka partilere oy verdiler.

                                                           ***

Hikmet Çetin’in söylediği gibi, CHP hiç açılmasa ve SHP o günkü yapısıyla devam etseydi, şimdi bu ülke çok daha farklı yerlerde olabilirdi.

CHP, mevcut yapısı ile ne solu, ne sosyal demokrasiyi temsil etmediği gibi, bundan sonrada etmeyecek ve edemeyecek. Halk bu yapı ile size güvenmiyor, hayatının ve ülkenin en zor yıllarını yaşadığı halde size oy vermiyor.

CHP’nin genel başkanı,  “Medyada CHP’ye dönük bir soykırım var" diye şikayet ediyor.

İlahi! Tutarsız, bir milliyetçiliğe, bir muhafazakarlığa savrulan politikalarınızla, demokrasisiz, hukuksuz bir ülkede insanları çok ağır ekonomik koşullar altında eziyet çekerek yaşamaya mahkum eden düzen, sizin yüzünüzden değişmiyor, değişemiyor.

Toplum size inanılmaz derecede tepkili, öfkeli, kızgın…

Neden bunu anlayamayacak kadar körleşiyorsunuz?

CHP, bu ülkenin en büyük handikabıdır
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *