Olmayan vicdanlar nasıl kurusun?

YAYINLAMA: 13 Temmuz 2023 / 12.52 | GÜNCELLEME: 13 Temmuz 2023 / 12.52

Vicdanınız kurusun diye bir beddua vardır ya, o da boş laf… Zira olmayan vicdanın nesi kuruyacak Tanrı aşkına…

Yüzyılın deprem afetinin ardından, onlarca uzman adeta bağırırcasına, tarım alanlarının imara açılmasının ne kadar yanlış olduğunu haykırdı durdu.

Aradan daha 6 ay henüz geçmişken, tam da deprem bölgesinde 321 dönümlük toplam 65 tescilli zeytinliğin imara açılması teklifi torba yasaya sıkıştırılmış. Bunu yapan bakanlığın adı ne biliyor musunuz? Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı… Adıyla bu projeyi nasıl bağdaştırmalı bilemedim.

                                                               ***

Proje ile ilgili olarak bir de muhalefet milletvekilleri denen zatlarla da toplantı yapılmış. Herhalde, “Dağdaki, bayırdaki kötü zeytin ağaçlarını söküp, yerine mis gibi toprağa, çevreye, insana yararlı beton bloklar dikeceğiz” dediler!

O vicdansızlar sürüsünün de gıkı çıkmıyor.

“Aman ahali, topraklarınız, yeşil alanlarınız elden gidecek, sakın ola meydan vermeyin” diyen yok.

Bundan da projeyi pek beğendikleri anlaşılıyor!

                                                               ***

Zeytin ağacı dünyanın en bereketli, en zahmetsiz ağaçlarından biri olarak biliniyor. Ağaçlar ihtiyacı olan suyun büyük bir kısmını yağmurla karşılıyor. 

Bir zeytin ağacının ömrü ortalama 300-400 yılmış  ve 7-8 yaşında ürün vermeye başlayıp, 100 yaşına kadar ürün verebiliyormuş. 5 yaşındayken dönümden 240 kilogram zeytin alınabiliyor, ağaç 9 yaşına geldiğinde bu miktar 680 kilograma kadar çıkabiliyormuş, iyi bakılırsa… 10 yetişkin zeytin ağacı olan yılda 10 teneke zeytinyağı çıkarabilirmiş.

Özellikle bu bölgede, Antep’ten Kilis’e, Nizip’e, Hatay’a, Urfa’ya, hangi yöne gitseniz, yol kenarında derya deniz zeytinlikler gözünüzü, ruhunuzu, gönlünüzü okşar.

                                                               ***

2000 Yıl önce Fırat kıyısındaki Zeugma Antik Kenti’nde yaşayan Romalılar, zeytin ağaçlarına gözleri gibi bakmışlar. Zira, zeytin ve yağını beslenmede, farmakolojide, kozmetikte, çıralarda gece aydınlanmasında, zeytinin posa ve çekirdeğini ısınmada ve yapı harcında kullanmışlar. Çünkü, zeytin bu kadar bereketli bir ürün.

Ve biz 2000 yıl sonra, bu dünyanın en bereketli, en kutsal, en değerli ağaçlarını yerle bir edip, üzerine beton dökeceğiz.

Bu topraklarda yaşayanların 2000 yıl sonra geldiği şu zihniyete ve akla şaşmamak, insan olarak duyarsız kalmak dünyanın en büyük vebali ve günahıdır.

                                                               ***

Zeytinleri söküp, yerine betonarme TOKİ konutları dikmek, hangi vicdana, dine, imana sığar anlamak mümkün değil.

22 Yıldan beri, Türkiye’nin her yanı asfalt ve betonla örüldü. Yargı kararlarına rağmen, kent merkezinde birçok nefes alanı (Metro’nun arkasındaki yeşil alanlar gibi) betona teslim edildi. Yeşil alanı artırıyoruz çığırtkanlığı ile parklara diktikleri üç-beş ağacı, sekiz-on çiçeği gözümüzü gözümüze sokanlar, aman efendim nasıl da ekolojik bir belediyeyiz maşşallah diye övünenler, diğer yandan yüzlerce yıl yaşayacak, iklimimizi, doğamızı, havamızı koruyacak olan ağaçlarımızı katledip, yerine beton dikmeyi hangi ekoloji ve çevrecilik anlayışı ile açıklayacak çok merak ediyorum.

Daha doğrusu siz ekolojiden, çevrecilikten ne anlıyorsunuz?

Park yapmayı yeşil alanları artırmak sayan sığ zihniyetin, çevreden ve ekolojiden anladığı ne ola ki?

                                                               ***

İktidar, zeytinlikleri torbaya koymuş, muhalefet ölü toprağı altında sessiz. Çiftçi de tescilli zeytinliğine verilecek birkaç kuruş sadakaya muhtaç.

Vay ki bu ülkenin, bizim ve çocuklarımızın haline…

Vicdanınız kurusun diyemiyorum, çünkü yok!

Olmayan vicdanlar nasıl kurusun?
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *