Türk Dil Kurumu’nun “çi böreği”
Türk Dil Kurumu, 1932 yılında Atatürk’ün emriyle kurulmuş. Amacı, “Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek.”
Türkçe’nin geldiği hal ortadayken, kurumun amacında özellikle son yıllarda ne kadar başarılı olduğu hiç tartışma götürmez!
Bu amaca ulaşması için de, “1. Toplanıp ilmî müzakerelerde bulunmak; 2. Türk dilini kendi menşelerine, tekâmülüne ve ihtiyaçlarına göre tespit ve tedvin etmek; 3. Türk dilini tetkike yarayacak vesaik ve malzemeyi elde etmek, eski kitaplardan ve memleketin her mıntıkasındaki halk dilinden derlemeler yapmak ve yaptırmak; 4. Cemiyet mesaisinin semerelerini her türlü yollarda neşre çalışmak” gibi çalışma hedefleri konulmuş…
***
Ama, son yıllarda tüm diğer kurumlar gibi işlevini ve amacını tamamen kaybetmiş, ne iş yaptığı anlaşılmaz bir kurum haline geldi.
Diyecektim ki tam, dün ajanslara düşen bu haberi gördüm.
En çok da çiğ börek yerine çi börek yazılmasına karar vermelerine takıldım.
Çi börek ne ya?
Resmen boş oturup, durmaktan hadi bir şeyler yapalım demişler ve bazı kelimelerle oyun oynamak istemişler.
***
Artık unvan değil ünvan, çiğ börek değil çi börek, kümeden düşmek değil küme düşmek yazılacakmış.
Ünvan diye söyler ve yazarız, kümeden düşmek diye hiç görmedim, küme düşmek deriz zaten.
Türk Dil Kurumu’nun yazımını değiştirdiği diğer kelimelerden bazıları şöyle:
Horon vurmak (eski) / Horon tepmek (güncel). Herkes horon tepmek der ve yazar.
Çiğ börek (eski) / çi börek (güncel). Çi nedir ya? Çi börek, çi yemek mi diyeceğiz artık yani!
Yeşilzeytin (eski) / yeşil zeytin (güncel) haliymiş. Hiç yeşil zeytini bitişik yazdığımı hatırlamıyorum.
Sonra bir de Marmara Ereğlisi (eski) / Marmaraereğlisi (güncel) var.
Yani Marmara Ereğlisi neden bitişik olsun ki?
Yakan top (eski)/yakantop (güncel). Artık yakan top da bitişik olacakmış.
Kayyum (eski) / kayyım (güncel) olmuş.
Yeşilsoğan (eski) / Yeşil soğan (güncel). Bu aynen yeşil zeytin gibi, yaygın şekilde zaten ayrı yazılır.
Hasıraltı (eski) / hasır altı (güncel). Hasıraltı bence farklı anlamı olan bir kelime ve ayrı değil, bitişik yazılmalı.
Akça armudu (eski) / akçaarmut (güncel). Bu da gereksiz bir birleştirme.
Sultan efendi (eski) / Sultanefendi (güncel). Bu da gereksiz bir ayrıntı.
Yürük (eski) / Yörük (güncel). Hep yörük denir ve yazılır. Hiç yürük dendiğini duymadım.
Yeşilbiber (eski) / yeşil biber (güncel). Bunu da zaten hep ayrı yazıyorduk.
Boy bos (eski) / boy pos (güncel) Bunun da güncel denilenini kullanırız her zaman.
Pilili (eski) / Pileli (güncel). Bence pilili daha şık ve zarif bir kelime.
***
Bu gereksiz ayrıntılarla uğraşacağınıza, asıl amacınıza dönüp, şu okullarda okutulan kitapları elinize bir alıp inceleseniz de çocuklarımıza düzgün Türkçe konuşma öğretilse daha iyi olmaz mı?
Neden böyle “çi” liklerle uğraşıyorsunuz?