BU SEVDA BİTMEZ

YAYINLAMA: 10 Kasım 2023 / 03.00 | GÜNCELLEME: 09 Kasım 2023 / 16.32

Dünyada, ölümünden 85 yıl sonra bile bu kadar büyük bir aşkla sevilen, özlemle anılan bir lider var mıdır diye bir araştırma yaptım. Sonucu eminim tahmin etmişsinizdir: Bulamadım.

Mustafa Kemal Atatürk o kadar farklı özellikleri bünyesinde barındırıyor ki anlatmaya sayfalar yetmiyor. Ömür boyu savaştığı gerici zihniyet ondan hala ölümüne korkuyor. “10 kasımda saat dokuzu beş geçe sap gibi ayakta duramam” diyenler halkın öfkesinden o kadar korkuyor ki sap gibi durmak bir yana, övgü cümleleri kurmak zorunda kalıyorlar.  Sadece adı bile insanlara umut olmaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanına adı, devrimleri, yaptıkları ulaşmış, hala üniversitelerde ders olarak hayatı okutuluyor.  Yediden yetmişe herkes onu tanıyor. Her akıllı, aydın insan da yaptıklarına, devrimlerine, emanetine aşkla, tutkuyla bağlı. Hakkında yazılan o kadar çok kitap var ki.. Okuduğumuz her anekdotta onu biraz daha seviyor, ona biraz daha bağlanıyoruz. Aynı babamız, aile büyüğümüz gibi saygıyla ama kocaman bir sevgiyle bağlıyız ona… Soyadı “Atatürk”. Türklerin atası…

Bu 10 Kasım’da bir değişiklik yapıp Atatürk’le ilgili bana ilginç gelen birkaç olayı derleyip size sunmak istedim.

Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 125. Yılında15-18 Mayıs 2006 da Ankara’da “Mustafa Kemal Atatürk Uluslararası Sempozyumu” yapılmış. Burada dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bakın neler söylemiş: 

Atatürk’ün liderliğinde zaferle nihayetlenen millî mücadelemizden sonra modern bir devletin inşası başlamış, zamanın ruhuna uygun bir model ortaya konulmuştur. Bu model, Türk Milleti için bir yenilenme, modernleşme, muasırlaşma hamlesi olmuştur... Onun dünya görüşünün temeli akılcılık ve bilimdir. Millete hedef olarak gösterdiği muasır medeniyete ulaşma yönündeki akıl ve bilim, hayati öneme sahip değerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün millî mücadeleden başlayarak yapmış olduğu doğru tercihler ve bu tercihlerin ifadesi olan kavramlar, üzerinde özenle durulması gereken, milletimiz tarafından da içselleştirilmesi gereken birleştirici kavramlardır. Bu kavramları toplumsal ihtilaf alanları haline getirmekten hep birlikte, özenle kaçınmamız gerektiğine inanıyorum. Bunun için öncelikle bu kavram ve ilkelerin lafızları kadar ruhlarını da benimseyip korumamız gerekmektedir” Ne müthiş bir konuşma değil mi?

ABD Başkanı Franklin D. ROOSVELT, 21 Kasım 1938’de şöyle demiş: “Benim üzüntüm iki türlüdür: Önce büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise bu büyük adamla tanışmak konusundaki içten dileğimin gerçekleşmesine imkân kalmamış olmasıdır.”

Muhtemelen birçok okurumuz biliyordur ama yine de övünçle hatırlatayım:

UNESCO, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılını “Atatürk Yılı” ilan etti ve gerekçesini de şöyle açıkladı:

Atatürk uluslararası anlayış, iş birliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.

Dünyada 35 ülkede heykeli olan, 120 caddeye ve 35 meydana adı verilen tek lider Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. Adının verildiği çiçek vardır. Atasözlerine konu olmuştur.

Bizi bu kadar onurlandıran, göğsümüzü gururla kabartan başka bir lider yok diye düşünüyorum. O halde bu sevda bitmez…

 

BU SEVDA BİTMEZ
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *