GAZİLİK ÜNVANIMIZIN 103. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN KENTİMİZİN ADI GAZİANTEP’TİR

YAYINLAMA: 08 Şubat 2024 / 00.00 | GÜNCELLEME: 08 Şubat 2024 / 00.00

6 Şubat 1921 tarihinde TBMM’nin, 93 numaralı kanunla kahraman Antep şehrine verdiği “Gazilik unvanı”nın, 8 Şubat 1921’de Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla, bugün 103. yıldönümünü gururla kutluyoruz. Bu unvan, huzur dolu fıstık ağaçlarının gölgesinin sonsuza kadar özgür kalacağını kanıtlayan Antepliler için akıttıkları kanın onurlu sembolüdür. Bu sebeple kentimizin adı “Gaziantep”tir.  Gaziantep savunması, yürekleri yurt sevgisi ile dopdolu bir avuç Anteplinin inanılmazı efsaneleştirmeleridir. Alın teriyle ıslanmış, umutla yeşertilmiş toprağını, düşmana vermemek için canını feda eden kahramanların destanıdır. Bombardıman altında inim inim inlerken dahi “Vatanım” diyebilen bir avuç insanın hikayesidir. Hürriyete inanan, çaresizliğini, yalnızlığını bildiği halde, kader arkadaşları ile dayanışmanın, kenetlenmenin en güzel örneğini sergileyen kahramanların öyküsüdür. Akıllara durgunluk veren bir özveri ile düşmanını bile kendisine hayran bırakan, onurlu ve gururlu bir milletin zaferidir.                                                                                 Gözlerinin önünde süngülenen yavrusunun çığlıkları yüzünden top, tüfek sesini duyamayan, kaybettiği eşinin kanının sıcaklığı yüzünden soğuğu hissetmeyen sevgililerin, anaların, babaların, yavruların kahramanlık destanıdır.                                                                                                            

Babasının yokluğunu gözü yaşlı annesine hissettirmemek için silahını kapıp cepheye koşan delikanlıların zaferidir. Bahçede oynaması gerekirken, minicik elleri ile boş kovanları toplama çabasına düşüp, dedesine götüren torununun eseridir.                                                     

Bundan 19 yıl önce, 8 Şubat 2005’de, Gaziantep Kulübü, Ali İhsan Göğüş beyefendiye hizmet ödülü vermişti.

1963-1965 yıllarında Turizm ve Tanıtma bakanımız olan, çok kıymetli hemşerimiz Ali İhsan Göğüş’ün o törende yaptığı konuşmasındaki şu hususlar çok dokunaklı ve kıymetliydi:

“Gaziantep savunması on bir ay on gün sürmüş, dünyada nam bırakmış, Plevne, Verdune, Çanakkale, Leningrad gibi tarihin ünlü savunmaları içerisinde özel bir yer almıştır. Gaziantep’in dışında bu saydığım savunmalarda ordular büyük rol oynamıştır. Ayrıca Plevne, Verdune müstahkem kalelerdir. Leningrad hem büyük orduların karşı karşıya geldiği, hem de coğrafyasının kendisine sağladığı imkanlara sahiptir. Antep’te ise savunmacılar; sayıları bin ikiyüzü  aşmayan milisler,  mahalli deyimle çetelerdir. Ayrıca Antep coğrafi bakımdan açık bir şehirdir; bir müstahkem kale değildir. Antep savunması dünyada örnek gösterilen bir savunmadır. Stratejisi milli kurtuluş savaşımızın önderleri tarafından büyük boğuşmanın başında tespit edilmiştir. Antep milli kurtuluş hareketinin bayrak şehridir.

Antep savaşı 1 Nisan 1920 de başladıktan iki ay sonra 29 Mayıs 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisinin gizli oturumunda, o zamanki deyim ile Erkanı Harbiye’yi Umumiye, bugünkü deyim ile Genelkurmay Başkanı İsmet İnönü (Cenup Cephesi) ile ilgili yaptığı konuşmada hem milli mücadelenin hem de Antep savunmasının stratejisini çizmiştir. İsmet İnönü o konuşmasında “bir memleketi işgalcilere karşı, o memleketin halkı topraklarını karış karış savunmaya kararlı ise o memleketi işgale dünyanın bütün orduları bir araya gelse gücü yetmez” der ve İnönü ilave eder. “İşgalcilere karşı, bu memleketin her kasabasını, köyünü bir Kerbela yapacağız” ve konuşmasını şöyle bitirir. “Allah bu memleketin dağlarını niçin yüksek yarattı? Çünkü tepelerine çıkıp ben hürüm diye haykırmamız için” İşte milli kurtuluş savaşımızın stratejisi budur, felsefesi budur.

Bu strateji milli mücadelemizin başında Erzurum ve Sivas kongreleri ile ve Cenup Cephesinde yeni deyimle Güney Cephesinde kutsal direniş başlarken tespit edilmiştir: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır.” Bu stratejinin gereği olarak batı cephesinde Yunanlılara karşı muntazam bir ordu kurulup, derlenip toparlanıncaya kadar Güney Cephesi Milli Kurtuluş Savaşımız için hayati bir değer kazanmıştır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1933 yılının 16 Ocağında Gaziantep’e gelişinde yaptığı bir konuşmada Gaziantep’in Milli Mücadelede oynadığı rolü şu sözlerle tarihin sayfalarına yazdırmıştır: “Siz yalnız Gaziantep’i değil bütün Türkiye’yi kurtardınız.” Bu teşhis, doğru bir tespittir. Doğu cephesinde Kazım Karabekir’in Ermenilere karşı kazandığı zafer ve güney cephesindeki Maraş, Urfa, Adana ve Antep’in kahramanca mücadelesi milli mücadelenin Yunanlılara karşı bir tek cephede, yoğunlaşmasını sağlamıştır. Benim kanaatim odur ki Antep teslim olmamıştır. Geçici olarak terk edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin gizli oturumlarında yapılan konuşmalardan ve belgelerden bu sonucu çıkarıyoruz. Ayrıca cenup cephesi komutanı Miralay Salahattin Adil (Paşa) ile Antep savunmasının “Etrafı Şehir” kumandanı Özdemir Bey arasındaki yazışmalar ve Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa’nın Özdemir beye gönderdiği şifreler bu kanaatimi destekleyen belgelerdir. Antep teslim olmamıştır. Durumu Sakarya zaferinin sonuna ertelenmiştir.

Antep’e Türkiye Büyük Millet Meclisinde gazilik unvanının verildiği 6 Şubat görüşmeleri de fevkalade manidar ve tiyatraldir. İlk olarak kürsüye gelen Antep mebusu Abdurrahman Lami Bey büyük bir keder ve yeis içinde Antep’in sukut ettiğini haber aldığını, halkın aç ve perişan, kendi kaderine terk edildiğini anlatır ve “Antep şehit olmuştur” diye bitirir. Abdurrahman Lami Beyden sonra kürsüye gelen Hakkari mebusu, Mustafa Kemal’in Erzurum ve Sivas kongresinden itibaren en yakın dava ve fikir arkadaşı Mahzar Müfit Bey (Kansu) şöyle haykırır: “Antep şehit olmamıştır; yaralanmıştır; Gazi olmuştur; yaralarını sarar, tekrar ayağa kalkar”. Bu konuşmadan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Antep’e Gazilik unvanını verir.

Milli Kurtuluş Savaşı’nın iki “Gazi” si vardır. Biri Laik Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, diğeri Milli Kurtuluş savaşımızın destan şehri Antep.Bu anlamlı günde, Antep’e “Gazi”lik ünvanının verilişinin 84’üncü yıldönümünde bana lütfettiğiniz onur belgesi, aileme bırakacağım en değerli, kutsal bir mirastır.”Torunlarını bu güzel beldede özgürce, huzurlu yaşatabilmek için hayatlarını çekinmeden feda eden büyüklerimizle gurur duyuyoruz. Bize bıraktıkları miras olan vatan sevgisini, Gaziantepli olmanın gururunu Gaziantep var oldukça onurla sürdüreceğiz.

Bu anlamlı günde tüm Gaziantep sevdalılarını kentimizin “Gaziantep” adıyla anılmasına özen göstermeye davet ediyor ve bu vesile ile ebediyete intikal eden kahramanlarımızı şükran, saygı ve özlemle anıyoruz.

 

GAZİLİK ÜNVANIMIZIN 103. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN KENTİMİZİN ADI GAZİANTEP’TİR
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *