Tarihe bir not daha düşmek için…
“Gazete sahipliği ve siyasi ilişkiler alanında şeffaflık ciddi oranda geriledi”
Dünyada ilk gazetenin kuruluşu 1605’e tarihleniyor, yani günümüzden 419 yıl önceye. “Relation aller Fürnemmen und gedenckwürdigen Historien” (Önemli ve anılmaya layık olayların muhasebesi) adını taşıyan gazete, dünyada ilk gazete olarak kabul ediliyor.
Türkiye’de basılı ilk gazete ise Takvim’i Vekayi. 1831’de kurulmuş. Bu duruma göre, Kuzey Avrupa’da yayımlanmaya başlayan dünyanın ilk gazetesinden tamı tamına 226 yıl sonra. Osmanlı’da ilk matbaanın kurulduğu 1729 yılı dikkate alındığında, matbaanın kuruluşundan ancak 102 yıl sonra bir gazete çıkarma ihtiyacı doğmuş.
320 yıllık tarihe sahip, dünyanın en eski gazetelerinden Wiener Zeitung, tamamen digitale geçerek, basılı yayına veda etti geçtiğimiz aylarda… 1703 yılında Wiennerisches Diarium adıyla kurulan ve 1780'de Wiener Zeitung adını alan gazete, 1857'de Avusturya İmparatoru I. Franz Joseph tarafından kamulaştırılarak ülkenin resmi gazetesi olmuş. Wiener Zeitung, hafta içi 20 bin, hafta sonu 40 bin tiraja sahipti.
Avusturya parlamentosunun aldığı bir kararla önce internete taşınan gazete, bundan böyle mevcut fonlara bağlı olarak yılda en az on basılı yayın yapacak. Avusturya Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Andreas Babler, gazetenin kapatılma kararını, “Avusturya’da kültür ve medya dünyası açısından acı bir gün” olarak değerlendirdi.
Gelelim bizim tarafa…
Geçtiğimiz aylarda ajanslara düşen bir haber vardı:
“Yeni Adana gazetesi, 105 yıldır aralıksız sürdürdüğü yayın hayatına yaşadığı maddi zorluklar sebebiyle son verdi. Yeni Adana Gazetesi 1918 yılında kurulup, Kurtuluş Savaşı yıllarında Fransa işgalinde Pozantı’da tren vagonlarında gizlice basılıp halka ulaştırılan bir gazeteydi.”
Gazeteye 22 yıl emek veren Ömer Üney’in Yeni Adana’nın yayın hayatına son vermesi nedeniyle yaptığı açıklama önemli: “Gazeteler muhalif bir kimlikte olmak zorunda. Vatandaşın haber alma hakkını temsil ediyor. Ancak günümüzde muhalif gazete, yandaş gazete tabirleri oluştu. Çetin Remzi Yüreğir ile Yeni Adana sadece gazetecilik yaptı. Gazetecilik ilkelerine göre hareket etti. Yeni Adana’da muhalefet partileri de iktidar partileri de yer aldı. Konuyu ticari bir faaliyet olarak ele almadı. Ayrı bir şirket kurup ihale peşinde koşmadı. Ne laf olsun torba dolsun diye kimseye övgüde ne de laf olsun diye eleştiride bulundu. Gazetecilik ilkelerine uygun hareket eden bir gazete bu noktaya geldi."
Sadece BİK'ten gelen para ile bir gazeteyi devam ettirmenin çok zor hale geldiğine dikkat çeken Ömer Öney, "Oradan gelen para ile ancak çalışanların masraflarını karşılayabilirsin. Basılı medyanın devam etmesi, insanların eline gazeteyi alıp okuması gerektiğine inanıyorum.”
***
Türkiye’nin bir başka ucundan bir haber daha geldi son bir yıl içerisinde…
“Basılı medya çökerken: Zonguldak'ın artık sadece bir gazetesi var.
Basılı yerel medya güç kaybetmeye devam ediyor. Hem ekonomik krize hem de dijitale yeniliyor. Zonguldak'ta İnanış, Pusula ve Halkın Sesi kapanarak Yeni Adım’da birleşti, tek bir gazete oldu.”
İnanış Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ece Sönmez ve Halkın Sesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cevdet Akgün anlatıyor: Zonguldak’ın basın tarihi, 100 yıl önce 23 Mart 1923’te başladı. Cumhuriyetin ilanından 7 ay önce Tahir Karauğuz “Zonguldak” isimli bir gazete çıkarmaya başladı. Yayın hayatına da tam 30 sene devam etti.
Madenci kentinde bugüne kadar yüzlerce gazete çıktı. Halkın sesine kulak verdi, Zonguldak’ın siyasetine ortak oldu, halkı yönetime ortak etti.
Ancak bugün Zonguldak’ın basılı yerel gazeteleri bir bir kapanıyor. Hem ekonomik krize hem de dijitale yeniliyor.
Öyle ki Zonguldak merkezde şu an için basılı yayımlanan sadece bir gazete var. Çok değil, birkaç ay önce bu sayı 5’ti. İnanış, Pusula ve Halkın Sesi kapanarak Yeni Adım’da birleşti, tek bir gazete oldu. Basılı medyada çeşitlilik son buldu. Ancak internet medyasında herkes kendi gazetesini çıkarmaya devam ediyor.”
1975’ten beri çıkan İnanış’ın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ece Sönmez, Basın İlan Kurumu’ndan alınan resmi ilan ve reklam ücretlerinin basılı gazetelerin ayakta kalması için yetersiz olduğunu dile getirirken, şartların ekonomik krizle birlikte daha da zorlaştığını ifade etti: “Her gün zarar ediyorsunuz. Her ay eksidesiniz. Günler, aylar geçtikçe zarar dağ olmaya başladı. Çok değil 3 yıl öncesinde başlayan bir süreç bu. İlanlar azaldı, şartlar zorlaştı. Türkiye’de basılı gazete çıkarmak hep zordu, bir şekilde kör topal gidiyorduk. 1975’ten beri çıkan bir gazete. Bir gün bile durmadı. Ama maddi koşullar bizi bu hale getirdi.”
Halkın Sesi Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cevdet Akgün de gelinen noktayı şöyle özetliyor: “Matbaacılık sektöründe kullandığımız hiçbir şey Türkiye'de üretilmiyor. Hepsi yurt dışından geliyor. Kağıt parasına artık gücümüz yetmiyordu. AKP iktidara geldiğinde kullandığımız kağıdın topu 22 liraydı. Şimdi 500 liranın üstünde. Ödeyemez durumdaydık. Son üç yıldır borçlanarak gidiyorduk. Evimize ekmek getiremez hale gelmiştik. Bunun daha işçiliği, personeli, faturaları, kirası, dağıtımı var. Basın İlan Kurumu’ndan gelen reklam geliri zaten düşük. Personel maaşına bile yetmiyor. Basın İlan Kurumu Zonguldak'a ilk geldiğinde çok iyiydik. Bir dönem renkli baskı bile yapmıştık. Şimdi şartlar değişti. Ekonomik kriz nedeniyle reklam gelirleri de düştü. Küçüle küçüle kapanma noktası geldik.
Basılı gazete çıkaranlar olarak mecburen böyle bir ortaklığa gittik. İnternet üzerinden herkes kendi gazetesini çıkarmaya devam ediyor, ama Zonguldak’ta yazılı medyanın sonu geldi maalesef. Birleşen gazetelerin hiçbirinin yayın politikası birbiriyle aynı değil. Ayın sonunda ne olmuşa ne bitmişe bakıyoruz o kadar. Etliye sütlüye dokunmayan bir gazete oldu. Açıkçası o gazeteyi kendim bile okumuyorum.”
***
2013’te bölgesel, yerel ve ulusal yayın yapan gazete sayısı 3 bin 100 iken, 2019’da yüzde 25 azalarak 2 bin 337’ye gerilemiş ve 2013-2019 arasında her hafta bölgesel, yerel ve ulusal yayın yapan 2 gazete kapanmış. Son 4 yılda ülkenin dört bir yanında pek çok gazete yayın hayatını sonlandırmak zorunda kaldı.
***
Hikayedeki baytar efendi gibi tüm bunları size anlatmamın nedeni, işin sonunu eşeğin neden öldüğüne bağlamak içindi.
Antep’te 1946 yılında Osman Nuri Tuzcu tarafından kurulan Gaziyurt Gazetesi’nin, 1962 yılından beri Sabah adı altında yayınlanmaya devam etmesinin üzerinden tam 78 yıl geçti ve bizim de bugün geldiğimiz nokta, yukarıda hikayelerini okuduğunuz gazetelerden farklı değil. Son yıllarda giderek artan maliyetler, buna karşılık artmayan gelirler, önce pandemi, ardından deprem felaketi, uygulanan ekonomik politikalar, gazeteleri nefes alamaz hale getirince, 14 gazetenin resmi ilan hakları 4 gazetede toplanarak bir birleşme yaşandı.
Sabah’ı sayfa sayısını da azaltarak, gücümün yettiği ölçüde fedakarlıkta bulunup, yayınlamaya devam etmek ve okuyucusu ile buluşturmak niyetindeydim.
Ancak, içinde yaşadığımız, iktidardan nemalananlar dışında kalan herkesin çok büyük sıkıntı içerisinde olduğu bu süreçte pek mümkün değil.
***
Sabah, Batı’daki örneklerinde olduğu gibi aile geleneği olan bir yerel gazete. Bu gazeteye rahmetli Osman Tuzcu, ardından 2019 yılında kaybettiğimiz Aykut Tuzcu, Ayfer Tuzcu Ünsal ve ben uzun yıllar çok büyük emekler verdik. 78 yıllık süreçte, çok büyük maddi ve manevi fedakarlıklarda bulunuldu, ekonomik sıkıntılar göğüslendi Sabah’ı yaşatabilmek için.
Aykut Tuzcu, baba mesleği gazeteciliği en iyi şekilde yapabilmek adına bölgeye ilk bilgisayar, ilk web ofset baskı makinesi, ilk renk ayırım tesisini kurdu. Bizler de teknolojik anlamda sağlanan bu yeniliklerle, gazetenin daha zengin ve güzel hazırlanarak okuyucusuna en iyiyi sunmak için çırpındık. Sabah, yayın hayatı boyunca kentin en etkili, en güvenilir, yayın politikasını beğensin, beğenmesin okuyucusunun en çok desteklediği gazete oldu.
Sabah, bundan böyle yayın hayatını internet ortamında sürdürecek. Sayfalarımızı, tıpkı basılı gazete gibi internet ortamında hazırlayarak okurlarımıza sunacağız.
Yine okurlarımıza, en doğru, en güvenilir, kimsenin yazmadığı haberleri (gaziantepsabah.com) internet sitemizden vermeye devam edeceğiz.
Sabah’a 40 yıl emek vermiş biri olarak, bu tarihi kararı almakta ve Sabah’ın 78 yıllık basılı tarihine son noktayı koymakta çok zorlandım. Süreci uzatabilmek için imkansızlıklara rağmen uzun süre direndim. Geldiğimiz noktada en başta Sabah okurlarının ilgi ve anlayışına sığınıyorum.
Sonra da yukarıdan bir yerlerden bizi görüp izlediklerini düşündüğüm bu gazetenin kurucu ve sahipleri, değerli ve yeri doldurulmaz insanlar Osman Tuzcu ve Aykut Tuzcu’nun beni bağışlayacaklarını umuyorum.
***
Not: Sabah’ın tarihi sürecini daha önce “Sabah 72. Yıl Albümünde” geniş şekilde derleyerek bir kitap haline getirmiş ve okurlarımıza ücretsiz olarak dağıtmıştık. Aykut Tuzcu’nun 2019 yılında ani ve bizi derinden sarsan vefatının ardından ziyaretime gelen dostumuz Gazanfer Sağlam, “Aykut Bey ile yapılacak röportajı kaçırdık, sizinle bir röportaj yapmak isterim” demişti. Gazetenin basılı yayınına son verme kararı aldığımda Gazanfer Bey’i aradım. Sağ olsun, bir ay süreyle belli zamanlarda tüm ekibi ile gelip, benim gözümden Sabah’ı, Sabah ailesini, Antep’in değişik açılardan son 40 yılını, yaşadığımız iyi, kötü tüm olayları anlatmamı sağladı. Aslında niyetim, son sayıyı bu röportajla sonlandırmaktı. Ancak, daha sonra bu uzun söyleşiyi, Sabah’ı anlatan bir kitapta okurlara sunmanın daha iyi olacağına karar verdim.