Siyasetteki vicdansızlık ve adaletsizlik topluma mı sirayet etti?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Eşitlik ve Demokrasi Partisi ile Yeşiller Partisi 25 Kasım’da tek parti çatısı altında, sol ve ekolojik  Yeni bir siyaset için” bir araya geliyor.

Yeni partiye aydınlar ve akademisyenler, çevre ve hayvan hakları aktivistleri, emekçiler, gençler, kadınlar, LGBT bireyler ve sanatçılar büyük destek veriyor.

Eşitlik Demokrasi Partisi Başkanı Ferdan Ergut’un, birleşme gerekçesi ile ilgili verdiği röportajdaki, Toplumumuz gittikçe vicdansız ve adaletsiz bir toplum oluyor. Yani sorunumuz sadece siyasal değil; aynı zamanda sosyolojik bir sorun” şeklindeki sözleri bana çok çarpıcı geldi.

                                                                        ***

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, açlık grevlerinin son bulmasını isterken,  Adım atacağımızı bütün Türkiye biliyor” diye açık kapı bırakmaya çabalarken, Başbakan Erdoğan 67 cezaevinde 682 hükümlü ve tutuklu açlık grevinde iken ve de önemli bir kesiminin hayati tehlike aşamasına gelen durumuna aldırış etmeden “Bu açlık grevleriydi, ölüm oruçlarıydı bunlar şantajdır, bunlar blöftür, bunlar şovdur" demeye devam ediyor.

Son 11 ay içinde meydana gelen 8 ayrı kazada 61 asker ölmüş. Neredeyse çatışmada öldü denilen kadar genç, kaza denilen olaylarda yaşamını kaybediyor.

Bir kesim de açlık grevinde ölsün yani ne önemi var!

Ülkenin gençleri sapır sapır dökülüp gidiyor, ama siyaset kurumunun kılı kıdırdamıyor. Bu kadar vicdansızlık ve umursamazlık karşısında şaşırmamak elde değil.

                                                                              ***

Dün, Yeşiller Partisi ile Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin birleşme çalışması nedeniyle Gaziantep’te düzenlenen toplantıya katılan Akademisyen-Yazar Prof. Murat Belge, toplumdaki çarpıklıklara dikkat çekti. Türkiye’de solun olmamasını ve güçlenmemesini ender bir durum olarak değerlendirdi.

12 Eylül baz alındığında toplumun 30 seneden beri bu rejimle yaşamış olmasının garipliğine de vurgu yaptı.

Yani şimdi bakıyorsunuz, AKP iktidarının izlediği politikalar vatandaşı her yönden mağdur ediyor. Yoksulluk artıyor, kentin varoşları ekonomik ve sosyal olarak her geçen gün geriliyor.

Diğer yandan bakıyorsunuz ki AKP, ekonomik ve sosyal olarak mağdur ettiği bu kesimin umudu oluvermiş.

Bu durumun gerçekten sosyolojik açıdan incelenmesi lazım.

                                                                              ***

Eşitlik Demokrasi Partisi Başkanı Ferdan Ergut’un, Toplumumuz gittikçe vicdansız ve adaletsiz bir toplum oluyor. Yani sorunumuz sadece siyasal değil; aynı zamanda sosyolojik bir sorun. Tanıl Bora’nın sevdiğim ifadesiyle genel bir “medeniyet kaybı” yaşıyoruz” şeklindeki sözleri de bu açıdan önemli.

Şöyle bir çevrenize ve günlük olaylara göz gezdirdiğinizde, topluma hakim olan bu vicdansızlık ve adaletsizlik duygusunu açık ve net bir şekilde gözlemleyebilirsiniz.

İnsanların çevreye, hayvanlara ve diğer insanlara karşı ne kadar sevgisiz, saygısız, insani duygulardan uzak bir tavır içinde olduğunu şaşırarak görürsünüz.

Türkiye’yi yıllardır yöneten sağ siyaset ve zihniyetin nasıl insanı insanlığından uzaklaştırdığına tanıklık edebilirsiniz.

                                                               ***

Başbakan Erdoğan’n son yıllarda şiddetini giderek artıran sert tavır ve sözleri, onu örnek alan diğerlerinin kaba saba konuşmaları toplumu ne kadar olumsuz etkiledi farkında değil misiniz?

Toplum, giderek ayrışıyor, karşıya hoşgörü ve tahammül süratle azalıyor.

İşte bu nedenle, seçeneksizlikten kısırlaşan siyasi ortamı canlandırmak, yeni bir siyasi alternatif yaratmak için yola çıkan Yeşiller Partisi ve Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin birleşme çabasını çok önemsiyor ve destekliyorum.

Çünkü, siyasetten topluma sirayet eden bu vicdansızlık ve adaletsizlik duygusunu tersine çeviremezsek, geleceğin hiç güzel şeyler getirmeyeceğini bilmemiz lazım.

Siyasetteki vicdansızlık ve adaletsizlik topluma mı sirayet etti?