Bu öğrencileri yetiştiren hocalara helal olsun
Bir ülkede demokrasi mücadelesinin en önemli kurumlarının başında üniversiteler gelir.
Eğer üniversite gençliği, konuşuyorsa, bağırıyorsa, eleştiriyorsa, sorguluyorsa, tepkisini ortaya koyuyorsa o ülkenin geleceğinden fazla endişe etmenize gerek yoktur.
Ancak, tek adamlık sevdasıyla, kendisinden başkasına söz hakkı tanımayan ve yüzde 50 oy ile ülkenin tek sahibinin kendisi olduğunu zanneden Başbakan Erdoğan doğal olarak üniversitelerde karşılaştığı demokratik eylemleri hazmedemiyor.
Gittiği her yerde çok yaşa padişahım sloganlarıyla karşılaşmak istiyor.
Başbakan Erdoğan ODTÜ’lü öğrenciler için, “Hocalar böyle öğrenci yetiştiriyorsa onlara da yazıklar olsun. İdeolojik olarak bu iktidarı beğenmeyebilirsiniz ama takdir de edeceksiniz” diyor ya.
Vallahi ben de canı yürekten helal olsun bu öğrencileri yetiştiren hocalara diyorum.
İyi ki bu ülkede halen böyle öğrenci yetiştiren hocalar ve böyle öğrenciler var da gelecekten umutsuzluğumuzu engelliyorlar.
****
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Göktürk 2 uydusunun fırlatılması nedeniyle gittiği ODTÜ’ye 105 tane koruma aracı ve 20 zırhlı araç ile 3 bin tane polis yığılması, polisin 30 saniyede bir protestocu gençlerin üzerine gaz bombası atması ve polisin attığı gaz bombası başına isabet eden Ankara Üniversitesi Hukuk 2. sınıf öğrencisi Barış Barışık beyin kanaması geçirmesi başlı başına bir demokrasi ayıbıdır.
Bir de, “Hiç kimsenin bu öğrencilerin tarzını eleştirdiğini göremezsiniz. Hiç kimse bu nasıl rektor, bu nasıl yönetim, bu nasıl öğrenci demiyor” diye dert yanıyor.
Bu ülkede, protesto gösterisi yapan öğrencilerin üzerine 3 bin tane polis gönderen, gaz bombası attıran, öğrencilerin bombayla kafasını kırdıran bir Başbakan olması gayet normal, bunun sogulanmasına gerek yok! Ama protestocu gençleri sorgulamamız ve kınamamız gerekiyor nedense!
***
Bu ülkede kendisinden başka erk tanımayan, tüm erkleri kendi elinde tutmak isteyen, parti içinden ve dışından kimseye söz hakkı vermeyen, herkese tükürdüğünü yalatan bir Başbakan normal, protestocu üniversite gençliği anormal öyle mi?
BDP’li Kışanak’ın Diyarbakır’da gördüğü işkence hikayesinden etkilendiği için, “Ben olsam ben de dağa çıkardım” gibi son derece iyi niyetli bir empati yapan Bülent Arınç’a bile söylediğini yalattı ya zannediyor ki, herkes kendisinin emir eri olacak, ne derse biat edecek, kendisi gelince secdeye kapanacak.
***
Başbakan Erdoğan, protesto ve demokratik eylem ile şiddeti ve terörü birbirine karıştırıyor. Protestocu gençleri terörist sanıyor. Onun için de üzerlerine gaz bombalarıyla 3 bin tane polis gönderiyor. Kafalarını kırdırıyor, yine de tatmin olmuyor, “Yazıklar olsun bunların hocalarına” diye öfke kusuyor.
Aslında, bu ülkenin Başbakanı olarak bir üniversiteye 3 bin tane polis refakatinde gitmenin kendisi açısından ne kadar yazıklar olsun bir durum olduğunu da idrak edemiyor.
Toplumun miskinliğinin, sessizliğinin, bananeciliğinin, yalakalığının sonucu ülkede yaşanan sükuneti, herkesin kendisinin iktidarını ve eylemlerini desteklediği şeklinde algılıyor.
***
Başbakan Erdoğan’ın sevk ve idaresindeki bu ülke; ne yazık ki Başbakan’ı protesto eden gençlerin üzerine terörist diye gaz bombası atılarak kafası kırılan ve yine terörist diye üzerlerine bomba atılıp parçalanan ve katliamlarının hesabı verilmeyen gençlerin ülkesi haline geldi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilere ve öğretim üyelerine kafa tutacağına, biraz kendi durumu hakkında sağlıklı tespitlerde bulunabilse, hem kendisi hem de ülke açısından çok daha hayırlı olur.
Zira, iyi ki o öğrenciler ve öğretim üyeleri var. Yoksa halimiz nice olurdu?