YAŞ
Yaş denilince ben gençlik yıllarımı hatırlarım. Okuldan mezun olunca hemen evlenecektim. O tarihte evlenmek için il sağlık müdürünün raporu gerekmekteydi. Sözlümü yanıma aldım, birde rozetciden doktor rozeti. Hani tıp fakültelerinde okuyan öğrencilerin yakalarına takdığı birbirine sarılan iki yılan figürlü rozet vardırya işte ondan bir tane alıp yakama takdım. İl Sağlık Müdürü olan doktorun odasının kapısını tıklattım. İçeriden Gel komutunu alınca, sözlümle birlikte içeriye girdik. Doktor bir bana baktı, birde sözlüme, ne var dermişcesine gözlerini kırparak başını iki yana salladı, Evlenmek için rapor almaya geldik dedim. Bir yakama baktı birde bana , gözümde gözlük, ezik bir genç delikanlı Kızım eteğini diz kapağına kadar kaldır dedi , ve gözlüğünün üzerinden şöyle bir bakarak Tamam dedi ve bir kağıdı imzalayarak bize verdi. İşlem tamamlanmıştı. Evrakları alarak sözlümle beraber Gençlik Parkında bulunan evlendirme memurluğuna doğru yürümeye başlamıştık. Gençlik parkının içinde bulunan Göl Gazinosu, Evlendirme memurluğuna dönüştürülmüş ve Müdür, yılların eskitemediği muhterem bir insan olduğunu düşündüğüm Mücteba Yetişen beydi. Gençlik Parkından ana girişin yolu üzerinde evlendirme memurluğuna giderken, kemer şeklinde bir köprü üzerinden geçmek mecburiyetinde kalırdı gelenler. Bu köprüyü sözlümle geçerken kalbim neredeyse duracak gibiydi. Evde kimseye sormadan bu nikah müracaatını kendi başıma yapmaktaydım. Köprünün en üst noktasına çıkan son basamakta nefesim bile durmuştu. Bir süre durdum. Tamam, ölüm yok ya bu yolun sonunda diyerek yoluma devam ettim. El ele Mücteba beyin karşısına durduk. Elimdeki evrakları verdim. Bir evraklara baktı birde bana, ay ramazan ayına yakındı. Ne güne istiyorsunuz dedi. O sene Amerikan Büyük Elçisinin arabası, okulun Rektörlük binasının önünde yakıldığından, okula bir kaç ay ara verilmişti. Ben ise okul bitmemiş, iş yok, çaresizlik içinde ruh yapımla uyum sağlamaya çalışmaktaydım. Okulun açılması ile finaller hemen hemen aynı tarihlerde başlamıştı. Ramazanın ilk haftasında finaller bitecek ve ben evlenecektim. Bu nedenle son imtehan gününün ertesi günü için, gün almam gerekmekteydi. Son imtehan günü bizim sınıftan bir başka Metin evlenecekti, bu nedenle benim bir gün sonrasına gün almam gerekmekteydi. Mücteba beyin önünde boğazıma nefesim düğümlenerek ben Ayın 14 ünde olsun, okul 13 kasımda bitiyor dedim. Bir anda durakladı O tarih ramazan ayının ilk haftası YAŞ... derken cümlesini kesdim. Sayın müdürüm, biz o tarihi gönülden istiyoruz, okuldan sonra benim yuva kurmam gerekir. Demeye çalıştım. Mücteba bey Çocuklar Ramazan ayı oruç ayı, katılım az olur cümlesi bu nedenle tamamlanamamıştı. Sayın Müdür bey biz bunu düşündük, bu nedenle şekerleri ona göre yaptık. Demiştim. Üst dudağının üstünde bibar kır bıyıkları vardı, onların arasından güldü. Peki saat kaça istiyorsunuz diye sorunca yine atılıp 17.15 de olmasını istedim. Ramazan olduğundan bütün bir gün boş ve hele o saat ve sonrası tam boştu. Tekrar atıldı Rahmetli Mücteba Evladım 17.05 iftar vakti nikahta YAŞ... derken sözünü tekrar kesdim. Utanarak Sayın müdür bey, benim bütçeme göre davetlilerin adedini böyle sayılı tutabileceğim için bu saati istemekteyiz diye özel durumumu öne sürdüm. Ayrıca şahitlerin birinin bir Sayın Bakan Erez olacağını, birininde Akademi Komutanı Borçbakan olacağını kendisine bilgi olarak vermeye çalıştım. Kafasını iki yana sallayarak, çattık , dermişcesine Peki nasıl isterseniz, hayırlı olur inşallah demeyi ihmal etmedi. Bu tarih davetiye bastırmak ve dağıtmak için gerekli bir kilometre taşı idi. Kapıdan tam çıkarken arkamızdan seslendi Çocuklar siz yine de YAŞ... derken tekrar geri döndüm, Merak etmeyin Sayın Yetişen gereğini düşünürüz dedim. Bir telaş içinde binayı terk ettiğimde boğazımdaki nefes düğümlenmesi geçmiş, kalp çarpıntım ortadan kalkmıştı. Benim nikah törenimden kısa bir süre önce iftar vakti olmuş hazırlanan simit ve sandviçler YAŞ lılara dağıtılmış hatta Mucteba beyde bundan sebeplenmişti. Bu günlerde Yasamayı ele giçiren zihniyet, yürütmeyide kendisi yaptığı için, yargı için giriştiği uğraşının sonucundan çok mutlu bir neticeye geldi. Geriye bir tek Silahlı kuvvetleri, istedikleri şekilde yönetmek düşünceleri içinde, Okyanus ötesinden gelen yardımla bununda üstesinden gelmeyi başardıklarına inanmaktayım. 230 somut kanıtsız tutuklu subayın bulunduğu bir Kuvvetli Silahlar komutasının tepkisi ile meydanlar ucuz pehlivanlara kaldığını düşünmek doğru olsa gerek. Ne zaman Ağustos ayı gelse, Ordu kademelerinde bir telaş alır, YAŞ ve kuru toplanır, aklıma hep benim evliliğimde yaşadığım YAŞ lılar konusu gelir aklıma diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.