Hoş Memo
Yaptığı işleri abartan hatta büyük başarı olarak etrafına yayan insanlardan pek hoşlanmadığımı söyliyebilirim. Bazı insanlar vardır yaptığı işlere bire on katarak ballandıra ballandıra, yaygara edercesine anlatmasından nefret ederim. Ortada anlaşılmayan bir çok bilinmeyen bulunan işlerdende hiç hoşlanmam.
Bir tarlaya elinizdeki darıları bahardan evvel serperek ekersiniz. Zamanı gelince topraktan yeşil saplar çıkmaya başlar , ‘tamam’ dersiniz ’bizim tohumlar iyi tuttu’ birde yağmur zamanında yağar, toprak ıslanırsa mısırlar insan boyu kadar büyür. Olgunlaşan koçanları zamanında toplarsanız, ya hayvanlara yem yaparsınız, yada satıp para kazanırsınız. Darı ekip tarlaya buğday biçen hiç olmamıştır. Bu olaylarda istisnai durum olması mümkün değildir.
Adam icra memuru , birileri eline bir kağıt tutuşturmakta, ‘al bu kağıtta ne yazıyorsa onu yap’ denmekte. Talimatı alan icra memuru doğru kapıya dayanır, ‘ Elimde icra dairesinin emri var, burayı haciz edeceğiz ‘ diye haneye ulaşır. Yapılacak başka bir şey yok. İcraat, icra dairesinin kaçınılmaz fiili. Yapmasa olmaz , yapsa kişiler rahatsız, bir ara yol mutlaka bulunması gerekir diye düşünür icra memuru. Yarısını yapsa, yarısını yapmasa olmaz, çünki bundan evvel teskerede bir çolak iş yapmış, adamların başlarına çuval geçirilmişti. Bu sefer icra dairesinin talimatını bire bir uygulayacaktı. Gitti bir güzel taş buldu, hemde kucağına bırakılan bir taş. Eline aldı evirdi çevirdi, ne yenilir, ne de yutulur bir taş, tuttu attı bir dipsiz kuyuya.
Siz hiç Hoş Memo adlı Milliyet gazetesinde yayınlanan çizgi romanı okudunuzmu ? Ben onu çok severdim. Hoş Memo’nun bir sevgilisi vardı , birde romanın geçtiği dipsiz vadi denilen yer. Hoş Memo kıvır kıvır saçları olan bu sevgilisine bir türlü kavuşamazdı. Kayaların üzerinden ayağı kayar, vadiye düşerdi Hoş Memo. Vadi dipsiz olduğu için, düş düş bitmezdi bu derinlik. Düşerken Memo bir ağaç dalına tutunur. Kendini toplar yukarı çıkmaya çalışır ama bir türlü çıkamazdı. İşte bizim İcra Memurunun elindeki taş, Hoş Memo gibi, dipsiz kuyuya atılır, fakat kuyu dipsiz olduğundan çıkarmak zor olur. Hadi ver elini yoldan geçen insanlardan yardım dilenmeye.
Hoş Memo’nun tutunduğu dallar kimi zaman kırılır, daha derinlere düşerdi bu dipsiz vadide. Şimdi icra memurunun durumuda aynı. Hiç bir yetkisi ve sorumluluğu olmayan yolgeçen hanı yolcuları, verecekleri bilgiler doğrultusunda taş bulunup kuyudan çıkarılırsa, ‘Ben yaptımda oldu ‘ diyecek bizim icra memuru. Kuyu maya tutmaz, 40 akıllı kuyuya sallanıp taşı ararken, kimileri telef olacak belli, sonu hüsran olursa, İcra Memuru ‘ Yoldan geçenler beni yanılttı, bütün suç bu yoldadır’ diyerek bu davadan sıyrılacak gibi görünmekte.
Benim güzel vatanımın üzerinde oynanan oyunlar tek bir taşla ilgili olmasa gerek. Ben bu güne kadar kabul ettiğim bir anne yasam vardı, yüzde 90 nın üzerinde toplum oyu ile kabul edilen bir Anne Yasa. bir kaç senedir bu yasa üzerinde oyun oynanmakta. Bu konu hakkında okyanus ötesinden gazeller okunmakta, verilen direktifler Türkiye de bulunan uzantılar vasıtası ile uygulamaya konulmakta. Bütün hukukcuların hem fikir olduğu bir konu olan, yasama erkin esas görev içeriği, temel yasa’yı bir başka deyişle Anne Yasanın tamamını kapsamadığı üzerinde birleşmekte. Yeni yapılmaya çalışılan Temel Yasa da esas hedef , başlıklar içinden Türk kelimesini eritmek olduğunu düşünmekteyim.
Şimdi gelin eğri oturup doğru konuşalım. Toplum artık eski toplum değil. Ensesine vurup ağzındaki lokmayı alabileceğiniz bir halk yok artık. Düşünen, okuyan ve araştıran bir toplum var ortada, tamamı olmasada toplumun yarısını oluşturmakta ve bu yurdum insanları düşünen insanlar olduğunu kabul etmemiz gerekir. Zaten iktidarın aldığı oylar toplumun diğer yarısından, sonra bütün topluma bu yarım oylarla hükmetmeye çalışmakta. Bu toplumda rahatsızlık çıkarmakta, kuyunun içindeki taşın yeri belli olmamakta. Hoş Memo’nun dipsiz vadide nereye kadar düşeceği belli olmadığı gibi bir durum.
Şimdi yurdum insan sormazmı Milletin Vekillerine ‘’Sizin görevleriniz nedir, kırmızı maroken koltuklarda oturup ne için maaş almaktasınız ?‘’ Toplumun nabzını tutma görevleri yüzlerce insan dururken, geçicide olsa başka ellere alınması doğrumudur ? Mevcut Millet Vekillerinin görevleri yerine üç beş sahne adamı, yurdum insanının tansiyonunu nasıl tutacak konusunda vatandaş gibi bende düşünmekteyim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.