Şube Başkanı Ömer Kılınç, “Aile Hekimliği uygulama yönetmeliği bugüne kadar her değişiklikte geriye gidilmiş hak kayıpları hatta cezalandırmalar oluştu. Uzun zamandır masada olan, her geçen yıl hak kayıplarının görmezden gelindiği gerçeğine rağmen büyük bir beklentiyle, vaatlerle hak kayıplarını gidereceği söylenen aile hekimliği ödeme ve sözleşme yönetmeliği, 30 Haziran tarihinde yeniden yayınlandı. Beklenti ve taleplerimizin karşılanması bir yana öncekinden daha da kötü bir düzenleme yapıldı. Adeta sağlık emekçileriyle dalga geçildi. Aile hekimliği uygulamasında iş güvencesi bu yönetmelikle sona erdi” şeklinde konuştu.
Aile Hekimliği sisteminin iktidar tarafından, halkın ve hatta sağlık emekçilerinin büyük yararına olacakmış gibi anlatıldığını söyleyen Kılınç, “İktidar ve bakanlık tarafından pembe tablolar çizilerek halk yanıltıldı. Her ailenin bir hekiminin olacağı, hasta ile hekim arasında güçlü bir bağ olacağı propagandası yapıldı. Vatandaş istediği zaman kendi aile hekimine rahatça ulaşabilecekti. Ancak yaşanan bu değildi. Yurttaş aile hekimine gidiyor, muayenesini oluyordu. Sağlık ocağı sisteminden büyük bir fark yok gibi görünüyordu. Ta ki eczaneye gidip ilacını alıncaya kadar. Reçete bedelini ödemeye gelince, muayene ücreti, katkı/katılım payı, ilave ücret, reçete ve ilaç bedeli gibi birçok kalemde yüksek bedel ödüyor ve şaşırıyordu. Sürekli artan ilaç fiyatları, SUT’daki sürekli değişkenlikler ise işin cabası” dedi.
Böyle bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değil
Kılınç, “Yönetmelik değişikliği ile aile hekimliği çalışanlarının statüsü, il sağlık müdürlüklerine bağlı işçi noktasına getirilmiş, kölelik sistemine taşınmıştır. Aynı zamanda başta pandemi sürecinde olduğu gibi, toplum sağlığını ve sağlık çalışanlarının haklarını savunan, kamuoyunu bilgilendiren, görüş ve önerilerini, taleplerini basın ve sosyal medya aracılığıyla üç kez dile getiren aile sağlığı merkezi (ASM) sağlık çalışanlarının sözleşmeleri feshedileceği yönetmelikte yer almıştır. Böyle bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değil” ifadelerine yer verdi.
COVID-19 aşılamasının büyük bir çoğunluğu ASM’lerde uygulandı
Yeni yönetmelik ile sözleşme yenilme ve fesih yetkisinin İl Sağlık Müdürlükleri’ne verildiğini hatırlatan Başkan Kılınç, “Zaten iller arasında var olan uygulama farklılıkları kişilerin insafına bırakılmıştır. Açığa alma, sözleşme yenilememe gibi olağanüstü yetkiler, tüm hukuk kuralları çiğnenerek verilmiştir. Entegre Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarının en temel insani hakkı olan sağlık iznine göz dikmişlerdir. Yani çalışan hasta da olsa kanser de olsa, kaza da geçirse, raporlu da olsa 5 nöbet tutamazsa sözleşmesi fesih edilir denilmektedir. Oysa; Aile Sağlığı Merkezi çalışanları yaptıkları özverili çalışmaya salgında da devam etmiş, COVID-19 aşılamasının büyük bir çoğunluğu ASM’lerde uygulandı” hatırlatmasında bulundu.
Aile hekimleri yüzde 60 gelir kaybı yaşadı
Kılınç, “Aile hekimliği çalışanları 10 yıldır yüzde 60 gelir erimesi yaşarken, özlük haklarını kaybederken bütün itirazlara, başvurulara rağmen düzenleme yapılmadığında aylık 1000-1500 TL arası gelir kaybı olacağı ortaya çıkmıştır. Aile sağlığı çalışanı açığı tüm ülkede yüzde 15 oranında devam ederken, teknik ve eğitim alt yapısı olmadan bu kadar büyük bir iş yükünün pandemi döneminde pozitif performans adı altında negatif olarak verilmesini kabul etmiyoruz. Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme yönetmeliği bir an önce geri çekilmeli ve günün koşullarına göre sağlık emek ve meslek örgütlerinin de görüşü alınarak yeniden düzenlenmeli” çağrısı yaptı.
Mücadele, söz konusu yönetmelik iptal olana kadar devam edecek
ASM sözleşmelerinin de toplu sözleşmeye dahil olması gerektiğini vurgulayan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Gaziantep Şube Eş Başkanı Ömer Kılınç, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Nüfusa ve performansa dayalı sağlık hizmeti yerine bölge tabanlı hizmet sunumu yapılmalıdır. ASM ve TSM’lerdeki görev tanımı belirsizliği giderilmeli, iş yükü fazlalığı azaltılmalı, çalışan sayısı kadrolu istihdamla arttırılmalıdır. ASM cari giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Kamu dışı ve taşeron çalışanlar kadroya alınmalıdır. ASM’de çalışan emekçilerin senelik izin, hastalık izni ve sendika izinlerinin kullanımında izni kullanan kişinin kendi yerine birini bulma şartı kaldırılmalı ve hiçbir ücret kesintisi yapılmalıdır. Mobil hizmetlerin nitelikli sunulması için araç, gereç ve uygun mekân tahsis edilmeli, binaların fiziki yetersizlikleri Bakanlık tarafından giderilmeli, çalışanlar için dinlenme alanları sağlanmalıdır. Aile hekimlerine eş ve çocuk yardımı yapılmalıdır. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı kadın emekçilerin gebelik ve emzirme izinleri 4/A’ya tabi sağlık emekçileri için yapılan düzenlemeye eşitlenmelidir. Bu taleplerimizle 16 Ağustos’tan başlayarak yürüteceğimiz mücadele, haklarımızı alana, söz konusu yönetmelik iptal olana kadar devam edecek.” Hüseyin Karataş